Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu’nun internet sitesinde Mısır’daki halk ayaklanmasını ve bağımsız işçi sendikalarını desteklediklerini gördüm. Ancak bilmek istediğim, bu konumlarının İsrail Başkan Yardımcısı Ofer Eini ve Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC) üyesi Histadrut (İsrail Genel İşçi Sendikaları Konfederasyonu) tarafından daha hâlâ desteklenip desteklenmediği. Birkaç ay önce Histadrut internet sitesi şunları yazıyordu: Histadrut’un Başkanı, Vankuver’deki ikinci Uluslararası Sendikalar […]
Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu’nun internet sitesinde Mısır’daki halk ayaklanmasını ve bağımsız işçi sendikalarını desteklediklerini gördüm. Ancak bilmek istediğim, bu konumlarının İsrail Başkan Yardımcısı Ofer Eini ve Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC) üyesi Histadrut (İsrail Genel İşçi Sendikaları Konfederasyonu) tarafından daha hâlâ desteklenip desteklenmediği.
Birkaç ay önce Histadrut internet sitesi şunları yazıyordu: Histadrut’un Başkanı, Vankuver’deki ikinci Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC) Kongresi’nden COSATU’nun (Güney Afrika Sendikalar Konfederasyonu) sunduğu İsrail’e boykot çağırısını başarıyla torpidolayarak geri dönmüştür. ***Eini de Konfederasyon’un başkan yardımcılığına, Yönetim ve Yürütme Komitelerine tekrar seçilmiştir.*** (bkz.)
Burada adı geçen üç taraf da (ITUC, Eini ve Histadrut) İsrail’in yayılmacılığı, işgali, baskısı ve insan hakları ihlallerini daha da artıran İsrail-Filistin anlaşmazlığında İsrail ve onun ölümcül ‘iki devletli çözümü’ne suç ortağı olmuşlardır.
Dünyanın giderek daha fazla anladığı gibi, bu zehirli sürer-durum ancak ve ancak ABD’nin ve Mübarek’in İsrail rejimini desteklemeleri ve özdeşleşmeleriyle mümkün olmuştur. Bu yüzden İsrail hükümeti (ve de Histadrut da mı?), defalarca bağımsız sendikal hareketi bastıran ve işçi ayaklanmalarını kanla boğan 30 yıllık bir diktatörlüğe karşı, gözde, silahsız ve demokratik bir kalkışmaya karşı ya çok tedirgin kalmış ya da sessiz durmuştur. Bu yüzden, en azından Eiini ve Histadrut’tan, bu kritik anda işçilerle, halkla ve Mısır’ın bağımsız sendikalarıyla mı yoksa giderek şiddetlenen ve demokrasi karşıtı Mübarek rejimiyle mi özdeşleştiklerini söylemelerini talep etmek çok yerindedir.
Eğer Eini ve/veya Histadrut kamu önünde Mısır’daki heyecanlı işçi ve halk hareketini desteklemezlerse kendilerinin Mısır halkı yerine İsrail’le özdeşleşmiş olduklarını ve enternasyonalci değil, milliyetçi olduklarını ilan etmiş olacaklar. Tabii bu, hemen, Eini’nin ITCU’nun yönetimindeki ve Histadrut’un ITUC üyesi olarak rolünü de sorgulamaya açacaktır.
Değil mi?
Ben kendimi bu konuda bir uzman olarak falan görmüyorum ve bu konuda, karşıt olsa da, başka fikirlerin gelmesini hoş karşılarım. Ancak, bu bana açık bir tartışma için acil ve uygun bir konu gibi geliyor.
Konuyu burada açmamın nedeni, daha önceleri, bundan daha kolay konuları bile ITUC’un internet sitesinde açtığımda pek tatmin edici sonuç alamamam. Bu yüzden bu mektubu uluslararası kanallardan da yayacağım. Bunlar içinde Eini/Histadrut’un karşı çıktığı ama onların da ITUC ve Konfederasyonun işlemlerini sorguladıkları Güney Afrika’nın Sendika Konfederasyonu COSATU da bulunacaktır.
2 Şubat 2011’de
[Unionbook’taki İngilizce orijinalinden Mehmet Bayram tarafından 5deniz.net (Sendika.Org) için çevrilmiştir]