Enerji iş kolunda ülke tarihinin belki de en hareketli dönemlerinden biri yaşanıyor. Enerji alanının piyasaya açılması süreci, başta elektrik alanı olmak üzere, özelleştirmeler, HES projeleri, termik ve nükleer santral ihaleleri vb yollarla hızla ilerlerken bu sürecin yıkıma uğrattığı toplumsal kesimlerde yeni mücadele dinamikleri filizleniyor. Enerji çalışanları ise hiç şüphesiz bu sürecin etkilediği kesimlerin başında geliyor. […]
Enerji iş kolunda ülke tarihinin belki de en hareketli dönemlerinden biri yaşanıyor. Enerji alanının piyasaya açılması süreci, başta elektrik alanı olmak üzere, özelleştirmeler, HES projeleri, termik ve nükleer santral ihaleleri vb yollarla hızla ilerlerken bu sürecin yıkıma uğrattığı toplumsal kesimlerde yeni mücadele dinamikleri filizleniyor.
Enerji çalışanları ise hiç şüphesiz bu sürecin etkilediği kesimlerin başında geliyor. Bilindiği gibi elektrik dağıtım şirketlerinin tamamının özelleştirme işlemleri tamamlanarak yetki devri aşamasına girildi. Özelleştirilen şirketlerden Fırat Elektrik Dağıtım A.Ş. Aksa Elektrik A.Ş.’ye devredildi. Önümüzdeki aylarda diğer şirketlerin de yetki devrinin tamamlanması bekleniyor. Diğer taraftan önümüzdeki aylarda, başta Hamitabat ve Soma olmak üzere, elektrik üretim santrallerinin özelleştirilmesi sürecinin başlatılması planlanıyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın açıklamalarına göre elektrik üretim santrallerinin bir sene içinde özelleştirilmesi düşünülüyor. Kısacası binlerce enerji işçisi güvencesizlik bataklığına adım adım sürükleniyor. İşçilerin günde 18 saate varan çalışma koşullarına mahkûm edilmesi planlanıyor. Fakat ne yazık ki siyasal iktidar ve sermaye grupları açısından söz konusu özelleştirme süreçleri neredeyse sorunsuz gerçekleşmekte.
Bugün özelleştirilen ve özelleştirme kapsamında bulunan elektrik dağıtım, üretim ve iletim şirketlerinde çalışan kadrolu işçilerin tamamı Tes-İş sendikasının üyesidir ve Türkiye’nin en büyük örgütlü güçlerinden birini oluşturmaktadır. Ancak ne var ki Tes-İş işçilerin hak ve çıkarlarını korumak bir tarafa özelleştirme süreçlerini desteklemiş, işçileri yüzüstü bırakmıştır. Şu an ise fiili devir aşamasında olan işletmelerde üyelerinin karşısına çıkamayacak durumdadır.
Enerji işçileri mücadeleye hazırlanıyor, Enerji-Sen’de birleşiyor!
Hiç şüphesiz Tes-İş devlet sendikası olma işlevini bugüne kadar başarıyla yürütmüştür. Bir taraftan işverenle sıkı (!) ilişkiler tesis edilmiş, sendikal bürokrasi tam bir diktatörlük işlevi görerek işçilerin üzerinde “demoklesin kılıcı” gibi sallanmıştır.
Elbette bu saltanat sonsuza kadar sürdürülemez, yıllarca baskı ile susturulan, özne olmaktan çıkarılıp pasifleştirilen enerji işçileri sonsuza kadar sessizliğe gömülemezdi. Şimdilerde enerji işçileri üzerlerindeki ölü toprağını silkip atıyor ve yeni bir mücadele sürecinin ilk adımlarını atıyor sendikamızda birleşiyor. Tam da bu aşamada altını çizmemiz gereken önemli bir nokta var. Enerji işçilerindeki bu arayış tek başına Tes-İş’e duyulan kızgınlık ve öfkeden değil fakat çok daha önemlisi güvencesizleştirmeye karşı yeni bir mücadele deneyimi yaratmaya ikna olmalarından ve bunu tüm iradeleriyle ortaya koymalarından kaynaklanmaktadır.
Enerji-Sen’e geçişler başladı
Kadrolu-taşeron ayrımı yapmaksızın tüm enerji işçilerini örgütleme hedefi ile 2. Olağan Genel Kurulumuz sonrası hız verdiğimiz örgütlenme çalışmaları çerçevesinde ülkenin dört bir yanında bölge toplantıları gerçekleştirdik. Yaptığımız her toplantı enerji işçilerinin yoğun ilgisi ile karşılandı. Sorunlar paylaşıldı ve bu sorunlar karşısında neler yapılabileceği tartışıldı.
Gerçekleştirdiğimiz toplantılarda özelleştirme sürecinin tamamlanması ardından yeni bir mücadele sürecinin başladığı, kendi hak ve çıkarlarımızı korumak için örgütlü bir mücadele vermek zorunda olduğumuzu, ancak mücadele ederek devir işlemleri sonrası haklarımızı koruyabileceğimizi anlattık. İşçi arkadaşlarımız da mücadele iradelerini ortaya koydular. Tes-İş’le artık yürünemeyeceğini açıkça beyan ettiler ve istifa süreci başladı.
Ülkenin dört bir yanında enerji işçileri Tes-İş’ten istifa ederek sendikamıza üye oluyor. Aramıza her gün yeni arkadaşlarımız katılıyor.
Şurası açık ki önümüzde zor bir mücadele dönemi durmakta. Eğer biz hazırlığımızı tam yapamaz, mevzilerimizi doğru yerlerde kuramazsak on binlerce enerji çalışanı güvencesizlik cenderesi altında ezilmiş olacak. Birleşmek ve mücadele etmekten başka şansımız yok!