“Yetmez Ama Evet” kampanyasından sonra saadete gelmiş olduk. AKP’nin burjuva demokrasisinin bir temsilcisi olduğu gibi safdillice yorumlardan sonra da elbette… Sonunda bu da oldu! Sol-sosyalist geçmişe sahip, kendini solun açıklarını yakalamaya adamış bir yazar, başbakandan açık açık danışmanlık istemiş oldu. Başbakan Erdoğan’ın referandum sonrası DSİP’e adını yanlış söyleyerek de olsa teşekkür ettiği bir aralıktan sonra, […]
“Yetmez Ama Evet” kampanyasından sonra saadete gelmiş olduk. AKP’nin burjuva demokrasisinin bir temsilcisi olduğu gibi safdillice yorumlardan sonra da elbette… Sonunda bu da oldu! Sol-sosyalist geçmişe sahip, kendini solun açıklarını yakalamaya adamış bir yazar, başbakandan açık açık danışmanlık istemiş oldu. Başbakan Erdoğan’ın referandum sonrası DSİP’e adını yanlış söyleyerek de olsa teşekkür ettiği bir aralıktan sonra, bunu da yaşamış olduk.
Taraf yazarı Melih Altıok, Cuma günü yayınlanan “Başbakana Solcu Danışman Lazım” adlı yazısıyla ağzı açık bırakan bir teklif vermiş oldu. İsmi kendi saklı olan “solcu” bir danışman önerisi bahsinden hareketle Altıok, çok açık bir şekilde bu danışmanlık konumuna kendisini de önermiş oldu. Yani bu benim zamanım var anlamına da geliyor açıkça. Yazı da büyük bir cüretle şunları söylüyordu Altıok: “Peşinen söyleyeyim, başlıktaki öneriyi bayram değil seyran değil yapmıyorum elbette. E ben de “tek” mesleği gazetecilik olan bir yazarım. Dolaysıyla ne kimseyi yönlendirmeye, kimseye “gaz vermeye” muktedirim, ne de bürokrasinin ya da siyasetin, tıpkı benim de kendileriyle olmayacağı gibi, bir “anarşikle” işi olur. Evet, Başbakan’a kendini solda tarif eden ve o çevrelerin geleneğini, beklentilerini ve reflekslerini yakından tanıyan bir danışman önerildiği bilgisini, ismi bende saklı çok güvenilir bir kaynaktan edindim. Solcu danışman önerisi referandum sürecinde yoğun olarak gündeme gelmiş, son dönemlerde de çeşitli vesilelerle üzerinde konuşuluyormuş. Hatta kamuoyunun yakından tanıdığı özgürlükçü sol çevreden birkaç somut isim bile telaffuz ediliyormuş.”
Altıok’un özgürlükçü sol denilen çevrelerden önerildi dediği ismi tahmin etmek zor değil. Ama beni asıl düşündüren, böyle açık açık “sol” danışmanlık talep eden yazarın, AKP tarafından ciddiye alınıp danışmanlardan biri yapılması. Danışman olacak 68 ya da 78 kuşağından eski bir sosyalist beni çok düşündürmezken 1970 küsur doğumlu, benim 88 kuşağı dediğim kesimden, üstündeki sosyalist tınıların buharı daha dinmemişken danışman olması biraz ürpertir açıkça. Özellikle Ankara Konur sokak civarlarında, öğrenci evlerinde, kampüslerde, bir dönem bizim sayfalarda ve sendikalarda demli çay ve bol sigara dumanı altında mesai harcamışken. Çünkü bu danışmanlıktan öte başka yerlere uzanan bir bilgi seti de demektir. Hangi lokalde kimlerle oturulura ya da eylem saatlerini öğrenmeye kadar uzanan bilgi demek.
Biz buna danışman değil başka bir iş deriz ama olsun…
Bence Başbakan bu açık’çı çocuğu kaçırmasın…
AKP’de iyi sol açık oynar… Bak ben de size danışmanlık verdim! Ama ücretsiz.