Totaliter yönetimlerle otoriter yönetimler arasında ne fark vardır? Cevap: Otoriter yönetimler genellikle siyasal düzenle uğraşırlar, totaliter yönetimler ise bireyin günlük yaşamı da dahil olmak üzere toplumu bütünüyle denetleme hevesindedirler. Tabii ki bu farklılığı her zaman net ve genel kabul gören bir biçimde tanımlamak mümkün olmaz. Otoriterliğin ve totaliterliğin sınırlarında olan pek çok ülke vardır. Şimdi […]
Totaliter yönetimlerle otoriter yönetimler arasında ne fark vardır? Cevap: Otoriter yönetimler genellikle siyasal düzenle uğraşırlar, totaliter yönetimler ise bireyin günlük yaşamı da dahil olmak üzere toplumu bütünüyle denetleme hevesindedirler.
Tabii ki bu farklılığı her zaman net ve genel kabul gören bir biçimde tanımlamak mümkün olmaz. Otoriterliğin ve totaliterliğin sınırlarında olan pek çok ülke vardır.
Şimdi durup dururken nereden icap etti bu laflar mı dediniz? Söylemesi ayıptır, sayın Başbakan Erdoğan’ın bazı sözleri aklıma şu soruyu getirdi: “Demokrasi için savaştığını her fırsatta yineleyip duran Başbakan gerçekte ne kadar demokrattır acaba?”
Erdoğan’ın en çarpıcı özelliklerinden birisi, insanların günlük yaşamlarına ve davranışlarına ilişkin önerilerde bulunmasıdır. Bir gün çarpıcı bir öneride bulunuyor:
“En az üç çocuk yapın!”
Allah Allah, benim kaç çocuk sahibi olduğumdan Başbakan’a ne?
Hızını alamıyor, ne yiyip içeceğimize de karışıyor:
İçkiyi bırakın, meyve yiyin!
Olur sayın Başbakan’ım, hangi gün hangi meyveden yiyeceğimizi de Başbakanlık genelgelerinden mi öğreneceğiz bundan böyle?
Türkiye elbette ne otoriter bir ülkedir, ne de totaliterdir. Ama ülkeyi yöneten kişinin bireylerin özel yaşamını yönlendirme çabası ister istemez akla totaliter yönetimleri ve şu soruyu getiriyor: “Sayın Başbakan gerçekten bireylerin günlük yaşamlarını yönlendirmeye çok hevesli de ülkenin içinde bulunduğu koşullar yüzünden mi bu yönünü faş etmiyor acaba?”
Bir başka deyişle Başbakan’ın mayasında otoriter veya totaliter eğilimler var, fırsat bulunup kullanılmak üzere sıralarını bekliyorlardır belki de, kim bilir?
Lord Acton olsa kestirmeden gidip şunları söylerdi: “İktidar ifsat eder (bozar, çürütür), mutlak iktidar ise mutlak olarak ifsat eder!”
Yani herkes potansiyel bir diktatördür. Yeteri kadar güç sahibi olursa ve bu gücü dengeleyecek, sınırlayacak, denetleyecek mekanizmalar oluşturulmadığı takdirde, her yönetici kendi çapında bir diktatöre dönüşebilir.
Gel de yargıyı ve basını denetim altına almaya çalışan Erdoğan’dan korkma şimdi!