Londra’daki Middlesex Üniversitesi, dünyaca ünlü felsefe bölümünü “mali olarak sürdürülemez” gerekçesiyle kapatmaya kalkınca felsefe öğrencileri fakülte binasını işgal ettiler. Binanın ön yüzüne “üniversite bir fabrikadır, grev yap işgal et” yazılı devasa bir pankart asan öğrenciler, iki haftadan fazla bir süredir binada yaşıyor ve idarenin gelip kendileriyle konuşmasını bekliyorlar. İdarenin daveti üzerine binaya gelen polis, durumu inceledikten sonra, mala ve […]
Londra’daki Middlesex Üniversitesi, dünyaca ünlü felsefe bölümünü “mali olarak sürdürülemez” gerekçesiyle kapatmaya kalkınca felsefe öğrencileri fakülte binasını işgal ettiler. Binanın ön yüzüne “üniversite bir fabrikadır, grev yap işgal et” yazılı devasa bir pankart asan öğrenciler, iki haftadan fazla bir süredir binada yaşıyor ve idarenin gelip kendileriyle konuşmasını bekliyorlar. İdarenin daveti üzerine binaya gelen polis, durumu inceledikten sonra, mala ve çevreye yönelik herhangi bir tehdit saptanamadığından müdahaleye gerek görmediğini açıklayarak gitmiş.
‘Felsefeden kim korkar?’
Bu üniversitenin düzenlediği seminer etkinliklerinden yararlanan biri olarak, iki ay önce imza kampanyasıyla ilgili ileti bana ulaştığında hemen ve büyük bir üzüntüyle imzalamıştım. Eğitim sisteminde, daha şimdiden (seçimlerden önce) yaklaşık yarım milyar sterlinlik kesinti yapmayı planlamış bir ülkede, Avrupa felsefesi üzerinde uzmanlaşmış bir bölümün ayakta kalma şansı ne olabilirdi? Nitekim gelen haberler King’s College Üniversitesi’nin felsefe bölümünü de benzer bir kaderin beklediği yolundaydı. Ancak olaylar beklenmedik, ama olması gereken bir yönde gelişti.
İdareyle görüşmeye giden öğrenciler, karşılaştıkları aşağılayıcı tavır üzerine önce toplantı salonunu işgal ettiler. İşgal hızla tüm fakülte binasına yayıldı. Dahası, işgal uluslararası akademi dünyasında da yankılar bulmaya başladı. İmza kampanyasına katılanların sayısı 15 bini geçti. Noam Chomski, bir açıklama yaparak kapatma kararını protesto etti. Ardında, aralarındaEtienne Balibar, Alain Badiou, Slavoj Zizek, Jacques Ranciere, Antonio Negri, Michale Hardt, Simon Crichley, Judith Butler, Peter Sloterdijk, Gayatri Spivak’ın da bulunduğu uluslararası alanda tanınmış 30 filozof, Times Literary Supplement’ta (Time gazetesinin Eğitim eki) bir protesto mektubu yayımlattılar. Mektup, araştırma projeleriyle ünlü bir felsefe fakültesine ilişkin bu ani kapatma kararının yalnızca İngiltere açısından değil, uluslararası düzeyde de büyük kaygı uyandırdığını vurguladılar. Öğrencilerin işgali sürerken ICA (Londra Çağdaş Sanatlar Enstitüsü) 19 Mayıs’ta “Felsefeden kim korkar” başlıklı halka açık bir tartışma toplantısı düzenliyor.
‘Dur ve kendine zaman yarat’
Felsefe öğrencileri, işgal ettikleri binada yatıp kalkıyor, tartışma, şiir okuma, toplantıları okuma gruplarıyla halka açık, öğrencilerle hocaların arasındaki duvarların yok olduğu, canlı bir kültür, siyaset ortamı, hatta bir özgürlük mekânı yaratıyorlar. Toplantı salonlarında, “Hayal gücünden yoksun olanlar, yoksun oldukları şeyleri hayal edemezler”, “Dur ve kendine zaman yarat”, “Satılık değil”, “Yes we Lacan” (Obama’nın”Yes We Can” sloganına gönderme) gibi pankartlar dikkat çekiyor (Spiked,13/05/2010). Spiked’dan Patric Hayes, işgalle ilgili (benim de burada yararlandığım) yazısında, Sokrates “Gözden geçirilmeyen yaşamın yaşamaya değmeyeceğine inanıyordu, anlaşılan fakülte yönetimi de yaşamaya değer bir yaşamın mali olarak sürdürülemez bir lüks olduğuna inanıyor”diyerek son derece önemli bir noktaya parmak basıyor.
Middlesex Felsefe Fakültesi’ne yönelik bu saldırı, bir istisna değil. Sermayenin dünyasında, giderek artan bir oranda, tüm bilgi üretme süreçleri sermaye birikim süreçlerinin gereksinimlerine göre yeniden düzenleniyor, eğitim kurumları, öğrenim yeri olmaktan, meslek edinme kurumlarına dönüşüyor. Bu madalyonun bir yüzü, öbür yüzündeyse, sermaye egemenliği altında yaşanan yaşamın “değerlendirilmesine, eleştirilmesine”, “yoksun olduğumuz şeyleri düşünmeye, hayal etmeye” olanak sağlayan eğitim dallarının, başta özellikle felsefe olmak üzere tasfiye edilmesi çabası gözleniyor. Bu iki süreç önümüzdeki dönemde daha da hızlanacak.
Middlesex öğrencilerinin, “Üniversite bir fabrikadır; grev yap, işgal et” sloganı sermayenin kendini ve toplumu denetim altında tutan süreçlerde gayri maddi emeği (bilgi, bilişim alanında) giderek daha çok kendine bağladığı bir dönemde özellikle anlamlı. Evet, bilgiyi üretenler, hâlâ kendilerini, geleneksel sanayi işçilerinden farklı, bir “orta sınıf” olarak görebilirler. Ama sermaye onları, üstelik hiçbir iş güvencesine sahip olmadan çalışan bir proletarya olarak görüyor. Kârını ve iktidarını destekleyen kontrol sistemlerini ve düşünceleri üreten bir proletarya… Felsefe öğrencilerinin sloganı işte buna işaret ediyor. İşte bu yüzden felsefe fakültelerini bir an evvel kapatmak gerekiyor…