Baykal’ın özel yaşamına dair olduğu söylenen kasetin medya dünyasına servis edilmesiyle Türkiye ciddi politik bir krizle karşı karşıya kaldı. Bu gerçekten politik bir krizdir. Sorun Baykal’ın yaşamına dair bir kesitin çok ötesinde, Türkiye’nin iç politik dengelerinin yeniden belirlenme projesinin bir parçasıdır. Kasetin internet medyasına servise edilmesinin anayasa paketine yönelik değişikliklerin Meclis’ten geçmesinden hemen sonraya gelmesi […]
Baykal’ın özel yaşamına dair olduğu söylenen kasetin medya dünyasına servis edilmesiyle Türkiye ciddi politik bir krizle karşı karşıya kaldı. Bu gerçekten politik bir krizdir. Sorun Baykal’ın yaşamına dair bir kesitin çok ötesinde, Türkiye’nin iç politik dengelerinin yeniden belirlenme projesinin bir parçasıdır. Kasetin internet medyasına servise edilmesinin anayasa paketine yönelik değişikliklerin Meclis’ten geçmesinden hemen sonraya gelmesi de çok bilinçli ve planlıdır. Politik dengeler üzerinde oynamanın bir parçasıdır.
Bu operasyon, iç politik iktidar mücadelesi sonucu devleti ele geçirme stratejisini adım adım ve başarılı bir şekilde uygulayan AKP’nin işi değil. AKP’yi aşan ama AKP’ye de önemli mesajlar içeren bir operasyondur. Çünkü Baykal’ın CHP başında bulunması AKP’nin zararına değil yararına olmuştur.
CHP politik yapısı gereği, Türkiye’nin küresel sistemin ihtiyaçlarına göre konumlandırılmasına direnen ve klasik Kemalist rejimin devamında ısrar eden bir strateji izliyordu. Türkiye’nin sosyo-politik yapısındaki değişimleri hesaba katan bir politika izleyemediği için giderek elitler partisi haline geldi. Özellikle CHP merkez yönetimi ‘yaşlılardan’ oluşan baronların eline geçti. Tutuculuk onu giderek ultra milliyetçi-faşist bir çizgiye getirdi. CHP uzun yıllar hükümet olamadı ama devlet içerisindeki ayrıcalığını hep korudu. Bunu kaybetmek istemedi. CHP kendisini devlet kuran parti olarak gördüğü için küresel sistemin ihtiyaçlarına göre kendisini konumlandırmada ciddi zorluklar yaşıyordu.
Birinci operasyonun hedefinde Genelkurmay bürokrasisi bulunuyordu. Aynı yöntemler uygulandı, her gün bir kaset yayınlandı. Generallerin anlık konuşmaları internet medyasına servis edildi. Sonuçta generaller yelkenleri indirdiler, oturup anlaşmak zorunda kaldılar. Baykal, ordudaki apoletlilere çok güvendi. Onların küresel sermayenin değil de ‘cumhuriyetin bekçileri’ olduğuna inanmak istedi. AKP ile Genelkurmay’ın anlaştığını ordu içerisinde operasyonların ortaklaşa yürütüldüğünü fark eden Baykal, sıranın kendisine geldiğini hissetmeye başlamıştı. Orduya yönelik eleştirilerini dillendirmeye başlaması da bunun bir sonucuydu.
Küresel sermaye tarafından gerçekleştirilen operasyonunun ikinci ayağı Baykal’dır. Söz konusu kasetin ortaya çıkarılmasının aması esasen CHP’nin yeniden dizayn edilerek sistem içerisinde aktif hale getirilmesidir. Baykal’ın istifası belirleyici değildir. Yeniden gelme olasılığı olur mu? Bu mümkündür. Ancak, ister Baykal yeniden genel başkanlığa dönsün, ister başkası gelsin, CHP hiçbir şekilde eski konumundan olmayacaktır. CHP’de taşlar yerinde çok net olarak oynadı ve küresel sisteme adapte süreci başlamış bulunuyor. Bugünkü duygusal ve tepkilere dayanan hava hakim, birkaç gün sonra ortam sakinleşecek. Projelerin uygulanması için politik alt zemin hazırlanmaya başlanacak.
Baykal ve CHP’deki politik değişim sürecine ilişkin veriler birkaç aydır gözleniyordu. Bunun en somut örneği, Baykal’ın Muhammed’in ‘doğum kutlu’ haftasında Diyanet tarafından davet edilmesi ve orada yaptığı ve özellikle İslamcı kesimde büyük bir alkış aldığı konuşmasıydı. İkincisi Sosyalist Enternasyonal’de yaptığı konuşmasıydı. Üçüncüsü Anayasa değişikliği konusunda ortaya koymuş olduğu ikircikli tutumdu. Yargı düzenlemesi dışındaki maddeler konusunda ortak hareket edebileceklerini sürekli vurgulamasıydı. Yargı maddelerine karşı çıkış nedeni de sistem içerisinde hala çok güçlü olan Kemalist rejim temsilcilerinin desteğini kaybetmeme isteğidir. Dördüncüsü, İsmail Ağa Cemaati lideri ile yaptığı bir telefon görüşmesinin basına yansıtılması da bu sürecin bunun bir parçasıdır. Beşincisi, Baykal’ın evinde Cuma namazı kıldığı, orucunu tutuğunun basında haber yapılmasıydı. Ayrıca istifasını açıklarken Fethullah Gülen’i aklaması ve samimiyetine güvenmesini deklare etmesi de CHP gelecekteki politik projelerine ilişkin bize somut bir fikir vermektedir.
Bütün bu veriler, küresel sermayenin CHP’yi yeniden iç politik sürece hazırlamasıyla ilgilidir. Peki, küresel sermaye, CHP’ye yönelik bu operasyonu neden yapmaya karar verdi? Yanıtlanması gereken soru budur. ABD ve AB, Ortadoğu’nun küresel sisteme dâhil etmek için başlattığı operasyon ciddi sorunlar yaşmaktadır. Henüz somut bir sonuç almış değil. Tersine ciddi bir krizle karşı karşıyalar. Ortadoğu’nun politik dengeleri içerisinde Türkiye’ye özel bir rol verildi. Özellikle, Ortadoğu ülkelerinde uygulamak istedikleri ‘ılımlı İslam’ projesi, bizde fiilen yaşama geçirildi. Bu nedenle Ilımlı İslam temsilcisi olarak görülen AKP, dünya küresel sistem güçleri tarafından ekonomik ve politik olarak desteklendi. Onların iktidar gücü olması için bütün olanaklar kullanıldı. İslamcılardan büyük beklentiler içerisinde olan AKP iktidar gücünü pekiştirdikçe, kendi politikalarını yaşama geçirdi. ABD-AB merkezli küresel sermayenin bölgesel politikaları konusunda Türkiye’de beklenilenler henüz yerine getirilmiş değil. Örneğin, Afganistan için istenen 10 bine yakın asker sorunu çözümlenmediği gibi, Türk askerleri savaşın aktif gücü haline gelmemiş, İsrail ile ilişkilerde sorunlar derinleşiyor. İran’a yönelik izlenen politikaya İslamcı iktidar ortak olmak istemiyor, dahası direniyor. Suriye, Hamas ve Hizbullah ile olan ilişkiler içinde aynı durum geçerli. Ermenistan-Azerbaycan ile olan sorunların çözümünde somut bir gelişme olmadığı gibi Türkiye, Kafkasya’da ABD’nin ihtiyaçlarına yanıt verebilecek bir politika izleyemiyor. AB ve Kıbrıs meselesinde ciddi bir ilerleme sağlamış değil.
Toplumsal tabanı sürekli gelişen, sermaye ilişkilerinde ciddi bir güç olan, iktidar ilişkilerinde dengeyi lehine çeviren İslamcı AKP’ye karşı bir muhalefetin ortaya çıkartılması, alternatif bir güç olarak kullanılması için küresel sermayenin ciddi arayışları söz konusudur. Bugünkü politik ortam dikkate alındığında ne Abdullatif Şener’in ne de Mustafa Sarıgül’ün, yakın dönemde İslamcı AKP’ye alternatif olabilecek güçleri vardır. MHP’nin politik çizgisi çok net olarak bilindiğinden, küresel sermaye yakın dönemde bu faşist parti üzerinde hesap yapmayacaktır. Bütün bu olasılıklar içerisinde CHP ön plana çıkmaktadır. CHP, yüzde 20-25 civarında statik bir oy potansiyelini elinde bulunduruyor, güçlü ve yönetme deneyimine sahip bir kadro potansiyeli var, devlet kurumları içerisinde örgütlü bir gücü var, ordunun geleneksel yapısı ile uyumludur. Böyle bir CHP’nin mutasyona tabi tutularak, küresel sermayenin ihtiyaçlarına yanıt verecek düzeye getirilmesi ve Türkiye’nin iç politik dengelerine bağlı olarak alternatif bir güç olarak kullanılması olasılığı çok daha güçlüdür.
Bu operasyonun diğer bir mesajı da çok açıktır ki, AKP ve Başbakan Erdoğan’adır. Sıra Erdoğan’a geldi biçimindeki haberlerin basına servis edilmesi de, bir alt zemin oluşturma ve kamuoyunu hazırlama taktiğidir. Son birkaç aydır, ABD’nin önemli dergilerinde, İslamcı AKP politikalarına yönelik ciddi eleştiriler yapılıyor. Özellikle Beyaz Saray’ın gayri resmi sözcüsü durumunda olan The Whashingon Times dergisinde ABD’nin AKP’yi destekleme politikalarına yönelik artan eleştiriler, Türkiye’nin İslamcılaşma sürecine girdiğine yönelik değerlendirmeler önümüzdeki sürece ilişkin gelişmeler bakımından ipuçları vermektedir. Bu bakımdan, Baykal operasyonu aynı zamanda Erdoğan’a yönelik çok ciddi bir uyarıdır. İktidar gücü olan AKP’nin küresel sermayenin ihtiyaçlarına göre kendisini yeniden konumlandırması, AB ile ilişkilerine yeniden bir çeki düzen vermesi
bir bakıma kaçınılmaz hale gelecektir. Aksi takdirde Baykal ve CHP’nin başına gelenler Erdoğan ve AKP’nin başına gelebilir. Bunu da AKP’nin bundan sonraki politik yönelimleri belirleyecektir.
Uluslararası güçler, hem gelecekte nasıl bir CHP istediklerini, hem de bugünkü AKP’den ne beklediklerini ortaya koyan operasyonun ilk halkasını gerçekleştirmiş oldular. Bundan sonrası iç politik dengelerin şekillenmesine bağlıdır.
Gokyuzu9@aol.com