Oldum olası sevemedim şu kışı. Bir bardak demli çay bile iliklerine dek üşümenin çaresi olmaz. Yağmuru, çamuru, trafiği derken 500 lira doğalgaz ve apartman aidatı ödemek de cabası… Cam önünde donmuş kuş ölüleri, saçak altında donmamak için bedenlerini eski battaniyelerle sarmalamış evsizler. Bir yumruk tıkar boğazımı, demli çay orada takılır kalır. Oysa öyle midir ya […]
Oldum olası sevemedim şu kışı.
Bir bardak demli çay bile iliklerine dek üşümenin çaresi olmaz.
Yağmuru, çamuru, trafiği derken 500 lira doğalgaz ve apartman aidatı ödemek de cabası…
Cam önünde donmuş kuş ölüleri, saçak altında donmamak için bedenlerini eski battaniyelerle sarmalamış evsizler. Bir yumruk tıkar boğazımı, demli çay orada takılır kalır.
Oysa öyle midir ya bahar? Kanını kaynatır insanın. İçi kıpır kıpır olur. Canlanırken doğa, umut yetişir ardından, geç kalmış doğum gibi…
Yıllar önce çimenlerinde türkü söylediğim üniversitem gelir aklıma. Eminönü’nü geçip Mercan yokuşundan arka bahçesine bir solukta çıkamasam da artık anıları hala tazedir.
Faşizmin kol gezdiği, ilerici ve aydın bilim adamlarının 1402’lik ilan edilerek uzaklaştırıldığı, Cumhuriyet gazetesinin suç aleti, kantinde yan yana duran 3 kişinin potansiyel suçlu sayıldığı üniversitem…
80 darbesinin yarattığı apolitik gençlik kadar devrimci mirası taşıyan, karnı aç, cebi boş ama yüreği eşitlikten yana, sapasağlam gençler de vardır. Bu yürekler her türlü baskıya karşın yan yana gelmektedir.
85 yılı geldiğinde gençler artık dernekleşmektedir. Farklılıklarını bir çatı altında, bir yumruk yapacaklar ve geleceği şekillendireceklerdir…
Dernekler çoğalmaya, üreten beyinler arasında diyalog yayılmaya başlayınca bir korku başlar yaşam düşmanlarında. Yıldırma çabaları… baskınlar…gözaltılar…
Bakıyorlar eğilmiyor başlar, “Tek Tip Öğrenci Derneği Yasa Önerisi”ni meclise getiriyorlar.
Ferman kesindir. Resmi olarak her üniversitenin bir öğrenci derneği olacak ve her öğrenci okula kayıt olurken derneğe de kayıt edilecek! Toplum genelinde uygulanan “tek tip insan” modeli üniversite öğrencilerine de uygulanacaktır.
Bu ferman öğrenciler arasında yayılmaya başlar. Tek tip öğrenci derneği fikri öğrencilerce reddedilmiştir.
Tarih: 14 Nisan 1987, Yer: Aksaray Meydanı
Bu 80 sonrasındaki ilk büyük öğrenci yürüyüşüdür .
Onlar beklenirken, binler dökülmüştür Laleli sokaklarına. Laleli’den Beyazıt’a doğru yürümektedir gençler. Sloganlar, marşlar çınlatır dört yanı. Sokaklar şaşkın, insanlar şaşkın, polis ise afallamıştır. Kimdir bu gençler, ne zaman ve nasıl tek yumruk olmuş, nasıl örgütlemişlerdir baharı?
Birden kendine gelir ümidin düşmanları, saldırı başlamıştır. Coplananlar, gözaltına alınanlar…
Ama mevsim bahardır, yürekler susmaz olur. Gözaltına alınanların serbest bırakılması için açlık grevine başlar gençler. Eylemler 12 Eylül suskunluğunu atamamış milyonlardan destek görmeye başlar. Şimdilerde yandaş dediğimiz o zamanlarda darbe borazancısı basın ne kadar da gençlerin aleyhine çalışsa da, zafer kazanılmıştır.
Meclisteki tasarı geri çekilir.
Faşist uygulamalara karşı devrimci gençlerin ilk isyanıdır 14 Nisan Yürüyüşü.
Birlik ve mücadele kararlılığı gençleri tek yürek yapmaya yetmiştir.
28 Nisan olur, 1 Aralık olur, 2 Mart olur…
Değişen tarihler olsa da düşman tektir.
14 Nisan yürüyüşü ile başlayan mücadele üniversitelerde YÖK’e, ÖGB’ye, HES’e kısaca faşizme karşı isyan olur.
İyi ki aylardan Nisan ve iyi ki kavganın adı bahar!