AKP’ye kadro yetiştiren, AKP Siyaset Akademisi eğitimcilerinden* Nabi Yağcı, 5 Ekim 2009 tarihli Taraf Gazetesindeki köşesinde Tayyip Erdoğan’ın AKP Kongresinde yaptığı konuşmayı övmek için “damak tadını hissettiren” bir konuşma demişti. Tayyip Erdoğan durmadı, damak tadını hissettiren bu konuşmadan sonra aynı kıvamda başka konuşmalar da yaptı. Bu konuşmalarda Tayyip Erdoğan’ın söylediklerinin Nabi Yağcı’nın damağında nasıl bir […]
AKP’ye kadro yetiştiren, AKP Siyaset Akademisi eğitimcilerinden* Nabi Yağcı, 5 Ekim 2009 tarihli Taraf Gazetesindeki köşesinde Tayyip Erdoğan’ın AKP Kongresinde yaptığı konuşmayı övmek için “damak tadını hissettiren” bir konuşma demişti. Tayyip Erdoğan durmadı, damak tadını hissettiren bu konuşmadan sonra aynı kıvamda başka konuşmalar da yaptı. Bu konuşmalarda Tayyip Erdoğan’ın söylediklerinin Nabi Yağcı’nın damağında nasıl bir tat bıraktığını insan merak ediyor. Nabi Yağcı’nın Taraf’ta yazdıklarından Başbakanla nerede aynı düşünüyor biliyoruz. Fakat nerelerde farklı düşündüğünü bilmiyoruz. İnsanın fıtratında var, fena halde merak ediyoruz. Merakımız iki yönlü, hem Nabi Yağcı’nın hassasiyet taşıdığı konularda Başbakanın söyledikleri hakkındaki fikirlerini hem de TKP Genel Sekreterini partisine eğitimci yapan Başbakanın, Nabi Yağcı’nın yaşadığı dönüşüm hakkındaki görüşlerini. Başbakan ne der, Nabi Yağcı’daki dönüşümü Einstein’a izafiyet teorisinde değişiklik yaptırabilecek düzeyde görür mü acaba? Başbakan her konuda konuştuğu için Nabi Yağcı’daki değişerek gelişmenin izafiyet teorisiyle ilişkisini mutlaka açıklayacaktır. Ama ketum olan Nabi Yağcı, O hiç konuşmuyor. Başbakan’ın kritik konuşmaları üzerine ağzını açmıyor. Tayyip Erdoğan’ın bazı açıklamaları yandaş Liberal kalemşörleri bile zaman zaman isyana sürüklerken ondan tek kelime çıkmıyor. O yüzden de merakımız büyüyor. Merakımızı gidermek üzere Başbakanın birkaç konuda söylediklerinden yola çıkarak Nabi Yağcı’ya bazı sorular yöneltelim. O yine görmezden gelecek, yine susacak, bizim de merakımız yine kursağımızda kalacak. Ama yine de biz soralım. Soralım ki alemi kör ve sarsaklardan oluşan topluluk zannetmesinler.
Sayın Nabi Yağcı, Başbakan, 2 Şubat 2010 tarihinde AKP grup konuşmasında Tekel işçileri için oldukça ağır ifadeler kullandı. İşçileri yan gelip yatmakla, devletin hazinesini soymakla suçladı. Başbakanın Tekel işçilerinin hak arama eylemine yönelik sözlü saldırısı damağınızda nasıl bir tat bıraktı? Başbakan bazı aşırı uçların eylemini istismar ettiğini söylerken geçmişte, Tekel işçileri de dahil işçi sınıfının sendikal ve siyasal örgütlenmeleri içinde yer almış bir insan olarak siz neler hissettiniz? Başbakanı haklı mı buldunuz, haksız mı?
Başbakanın işçilerin hak mücadelesini demokrasi mücadelesinin bir parçası olarak görmediğine dair elimizde onlarca örnek var. Peki bu konuda siz ne düşünüyorsunuz? Askeri vesayet tamamen sıfırlansa bile işçi hakları olmadan demokrasi olur mu? AKP’lilere verdiğiniz “Demokrasi Kültürü” başlıklı derslerde işçi hakları ve demokrasi konusunda ne anlatıyorsunuz?
Başbakan, mart ayında İngiltere’ye yaptığı ziyaret sırasında BBC’ye verdiği mülakatta Türkiye’deki Ermenistan vatandaşı kaçak göçmenleri sınır dışı etmekle tehdit etti, onlara rehine muamelesi yaptığını ortaya koyan cümleler sarf etti. Bu cümleler başbakanın milliyetçiliğini, ırkçılığını belgeleyen cümlelerdi. Bu cümleleri duyduğunuzda ne düşündünüz? Irkçı bir anlayışa kendimi çok fazla kaptırmışım galiba demek aklınıza geldi mi? Yoksa bu açıklamayı da yol kazası, dil sürçmesi olarak mı gördünüz?
Gelelim Başbakanın ulaşım zamlarına karşı çıkan insanlara karşı yaptığı konuşmaya… Mutlaka görmüşsünüzdür, ne dedi başbakan “Bu komünist düşünce var ya, bu komünist mantık var ya, o yaşadığı ülkeleri iflas ettirdi, bizdeki komünistler hala bundan kurtulamadılar. Bunlar milletten yana değil, illetten yana. “Komünist partisini tarihe gömdünüz, muhafazakar bir partide eğitimcilik yapmaktasınız ama hala komünist partisi genel sekreteri unvanını kullanmayı tercih ediyorsunuz. Ömrünün önemli bir kısmını komünizm uğruna harcamış bir insan olarak Başbakanın komünistlerle ilgili sözleri siz de ne uyandırdı? Başbakan komünistlere illet derken içiniz acıdı mı? AKP kongresinden buyana geçen sürede tat alma duyunuz işlevini yitirmediyse bu konuşma damağınızda nasıl bir tat bıraktı? Kendinizi hala komünist sayıyorsanız niye bir satır olsun bir şey yazmadınız? Yoksa piyasayı ve kapitalizmi geliştirmek yerine ücretsiz ulaşım talebiyle yola çıkan komünistleri siz de illet olarak mı görüyorsunuz?
Başbakanın konuşmalarından alakasız bir soru: AKP’de eğitimci olmayı neden kabul ettiniz, nasıl kabul edebildiniz? AKP’de eğiticilik yapmam “dün yaptığım işlerle, taşıdığım siyasal kimlikle bağdaşmaz” diye hiç aklınıza gelmedi mi? Yaptığınız işin AKP kadrolarına ders vermekten ziyade AKP’ye hizmet etmek anlamına geldiğini hiç mi düşünmediniz?
Bir soru daha; 1 Mayıs 1977 katliamının sorumlularının araştırılması TBMM’de AKP milletvekillerinin oylarıyla reddedildi. Türkiye’ye demokrasi getirsin diye ders verdiğiniz öğrencilerinizin bu davranışını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Son soru: “Türkiye’de her şey olunur, rezil olunmaz.” sözünün sizce bir karşılığı var mı?
*Nabi Yağcı’nın AKP Siyaset Akademisinde derslere başladığı haberi için bakınız, www.adanamedya.com sitesindeki “Siyaset Akademisinde Bir Komünist” başlıklı haber.