Balyoz darbe planı kapsamında yürütülen soruşturma sürecinde gündeme gelen gözaltı ve tutuklamalar TSK ve AKP arasındaki gerilimi yükseltti. TÜSİAD’ın yaptığı müdahale ve Gül nezaretinde gerçekleştirilen zirvede karşılıklı verilen tavizler ile ortam biraz sakinleşti. İktidar mücadelesi henüz sonlanmış değil. Erzincan başsavcısı İlhan Cihaner’in tutuklanması ardından HSYK’nın yaptığı atağa AKP “bir ilk” olarak tartışılan kapsamlı bir operasyon […]
Balyoz darbe planı kapsamında yürütülen soruşturma sürecinde gündeme gelen gözaltı ve tutuklamalar TSK ve AKP arasındaki gerilimi yükseltti. TÜSİAD’ın yaptığı müdahale ve Gül nezaretinde gerçekleştirilen zirvede karşılıklı verilen tavizler ile ortam biraz sakinleşti. İktidar mücadelesi henüz sonlanmış değil.
Erzincan başsavcısı İlhan Cihaner’in tutuklanması ardından HSYK’nın yaptığı atağa AKP “bir ilk” olarak tartışılan kapsamlı bir operasyon ile karşılık verdi. İbrahim Fırtına, Özden Örnek ve Ergin Saygun gibi kuvvet komutanları, görevli ve emekli olmuş üst düzey subaylar gözaltına alındı. Şimdiye kadar 20’ye yakın tutuklama kararı alınırken operasyon süreci TSK ve AKP arasındaki gerilimi de yükseltti. TSK orgenerallerin tümünün katıldığı bir süreç değerlendirme toplantısı yaparken, AKP’den toplantıya karşı sert açıklamalar geldi: “Yargının kararlarına menfi bir müdahale olursa bedeli ödenir!”
Sermaye Köşk’te
Ankara’nın gerilimli atmosferi Borsa’da düşüşlerin yaşanması şeklinde yansıdı. Kısa bir zaman içinde TÜSİAD başkanı Ümit Boyner köşke çıkarak Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile bir görüşme gerçekleştirdi. Boyner Köşk çıkışında basına bir açıklama yaparak “tüm tarafları itidalli davranmaya” davet etti.
Cumhurbaşkanlığı köşkü TÜSİAD’dan sonra gerilimin taraflarını konuk etti. Cumhurbaşkanı Gül nezaretinde gerçekleştirilen “büyük buluşma” sonrası hava biraz yumuşadı. Erdoğan ve Başbuğ’un karşılıklı çantalarla geldiği buluşma bilindiği gibi üç saat sürerken, toplantıdan Erdoğan “TSK’nın demokrasiye bağlı kalacağı taahhüdü”yle oluşan memnun bir ifadeyle ayrıldı. Başbuğ ise üç kuvvet komutanının “mahkemeye çıkarılmadan salıverilmesi”yle zirveden eli boş çıkmadı.
Ancak atmosferdeki yumuşama sermayeyi henüz rahatlatmış değil. Henüz belirsizliklerin sürdüğünü söyleyen Citigroup Türk hisse senetleri için verdiği tavsiyeyi “al” dan “nötr” e çevirdi. Diğer taraftan Fitch de bir açıklama yaparak kredi notunu düşürebiliriz uyarısında bulundu. Böylece sermaye çok açık ve güçlü bir şekilde AKP’ye gerilimi düşürün çağrısı yapmış oldu.
İşte bağımsız yargı
Tutuklama ve gözaltı sürecinin başlamasından önce gündemi “yargı bağımsızlığı” tartışması oluşturuyordu. Yargı bağımsızlığına dair en somut örnek yine “balyoz operasyonu” sürecinde görüldü.
İstanbul’da kuvvet komutanlarının durumunun ne olacağı savcılar tarafından da tam olarak bilinmiyormuş. Belli ki İstanbul’da komutanların ifadelerini alacak savcılar da zirve kararlarını beklemişler. İfade alınma sürecini mümkün olduğunca geciktiren savcılar, ifade alınacağı gün hastalanıp izne ayrılmışlardı.
Keramet çantada mı içindekilerde mi?
Peki çantalarda ne vardı? Çantalarda ne olduğunu tam olarak bilmemiz mümkün olmasa da karşılıklı “açıkları” deşifre eden belgelerin olduğunu tahmin etmek zor olmasa gerek. Görünen o ki geçtiğimiz hafta her iki taraftan gelen karşılıklı tehditlerin içerikleri çantalarda Cumhurbaşkanlığına taşınmış. Hatırlanacaktır İlker Başbuğ basına yaptığı bir açıklamada “bizim de elimizde belgeler var” diyerek artık üzerimize gelmeyin mesajı vermişti. TSK’nın açıkları zaten gün be gün PENTAGON/CIA sayesinde, cemaat ve Taraf gazetesi yoluyla kamuoyuna servis ediliyordu. Fakat Başbuğ’un karargahtaki konuşmasının internet ortamına düşürülmesi ile ipin ucunun Genelkurmay Başkanı’na kadar uzanabileceği uyarısı da iletilmiş oldu. Zaten Başbuğ da “internete düştükten” sonra pek ses çıkarmadı.
Elbette TSK kolay teslim olmayacak. Ancak AKP hedeflediği yapısal dönüşüm için zemin oluşturma yolunda elini biraz daha güçlendirdi. Toplantıdan her iki taraf da memnun ayrılırken asıl olarak mutabakatın sürmesi karara bağlanmış oldu.
Sendika.Org