AKP her ne kadar kendisine farklı biçimlerde demokrasi maskesi takmaya çalışsa da emek düşmanı yüzü git gide belirmeye başladı. Neoliberal dönüşüm sürecini henüz tamamlayamayan AKP, canı istese de istemese de emek düşmanı politikaları bir şekilde hayata geçirmek zorunda. AKP, bugüne kadar hayata geçirdiği politikaları, yarattığı suni gündemlerin arkasında saklamayı az çok başardı. Özel İstihdam Büroları […]
AKP her ne kadar kendisine farklı biçimlerde demokrasi maskesi takmaya çalışsa da emek düşmanı yüzü git gide belirmeye başladı. Neoliberal dönüşüm sürecini henüz tamamlayamayan AKP, canı istese de istemese de emek düşmanı politikaları bir şekilde hayata geçirmek zorunda. AKP, bugüne kadar hayata geçirdiği politikaları, yarattığı suni gündemlerin arkasında saklamayı az çok başardı. Özel İstihdam Büroları gibi temelinde emeğin esnekleştirilmesini, güvencesizleştirilmesini hedefleyen büyük projelerde bir adım geri attı. Yalnız attığı bu geri adım, ileriye doğru daha sağlam adım atabilmesi açısından gerekliydi, ki bugünlerdeki tartışmalar ve AKP’nin yeni hazırlıkları da emeğe yönelik yeni bir saldırı dalgasının kapıda olduğunu gösteriyor.
AKP, emeğe dönük saldırı programını bir an önce hayata geçirmek zorunda. Çünkü 2011’de Genel Seçim var. AKP Mayıs’a kadar neoliberal dönüşüm programının eksikliklerini tamamlamalı ki sonraki süreçte kemerleri gevşetebilsin. Meclis’te onaylanan 2010 Bütçesi de zaten yeni bir saldırı programına işaret ediyor.
İşte tam da burada ülkenin istihdam politikasını belirlemek üzere Ekim ayında kurulan ve ilk toplantısını gerçekleştiren “İstihdam Danışma Kurulu” oldukça dikkat çekici bir noktada duruyor. Akademisyenler, sivil toplum örgütleri ve bürokratlardan oluşturulan Kurul’un, istihdam sorununu çözmeye yönelik kurulduğu savunuluyor.
18 Aralık’ta Antalya’da 119 konuşmacının katılımıyla 2. toplantısını yapmaya hazırlanan Kurul önümüzdeki günlerde tartışmaları ve önerileriyle gündemimizde önemli yer işgal edecek. Her ne kadar Kurul’un işlevi yalnızca Ekonomi Koordinasyon Kurulu’na tavsiyede bulunmanın ötesine geçmese de AKP, buradan çıkartacağı önerileri toplumun bir çok kesiminden genel kabul görmüş gibi kamuoyuna lanse edecek.
İstihdam Danışma Kurulu toplantısı öncesinde bir açıklama yapan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, işsizlik sorununun çözümüne dair henüz herhangi bir emarenin olmadığını söyleyerek, Kurul’un çözüm için önemli bir noktada durduğuna dair ilgi çekmeye çalıştı. Dinçer açıklamasında Kurul’un toplantısında gündeme gelecek birkaç konunun da haberini verdi. Bunlardan birisi “yeni sendikacılık anlayışı” diğeri “esneklik” tartışmaları.
AKP yeni emek düşmanı politikalarını gerçekleştirebilmek için yeni bir işçi sendikacılığı anlayışına ihtiyaç duyuyor. Çünkü AKP mevcut sendikal anlayışların sınırlarını Özel İstihdam Bürosu tartışmalarında gördü. AKP mevcut -sarı sendikalar da dahil- sendikal anlayışı değiştirmeye girişmesi aslında arkasından büyük bir tufanın geleceğinin habercisi gibi. Bu tufanın en şiddetli rüzgarlarından biri de yine Bakan tarafından işaret ediliyor, “esnekleştirme.”
Esnekleştirme, patronlara istedikleri gibi işçi alıp-çıkarma imkanı tanıyacak, fakat bunun için kıdem tazminatını kaldırmaları gerekecek, iş güvencelerinin ortadan kaldırılmasını sağlayacak dolayısıyla sigortasız, sendikasız çalışma ortamları yaratılacak.
Esnekleştirme, çalışma sürelerinin artırılması anlamına gelecek. Şu anda günlük 8 saat olarak belirlenen çalışma süreleri zaten fiili olarak aşılıyor, bu yasal hale gelecek. Mesai, vardiya gibi uygulamalara son verilerek patronların en büyük yükleri ortadan kaldırılacak. Ücretlendirmede performans sistemi gibi uygulamalar yasallaştırılarak, işçiler arasındaki rekabetin artırılması dolayısıyla işçilerin örgütsüzleştirilmesi hedefleniyor.
AKP bu saldırı programını kendi yandaşı akademisyenlere, sivil toplum örgütleri ve bürokratlara tartıştırarak, demokrasi işletecek. Bu demokrasi işsiz kalan, ücretlerini alamayan, zaten esnek koşullarda çalıştırılarak insanlıktan çıkartılan ve her gün daha fazla yoksullaşan emekçiler tarafından kabul görecek mi, onu da önümüzdeki günlerde göreceğiz.