İstanbul’da selin vurduğu yoksul mahallelerde hummalı bir yardım ve bilgilendirme çalışması sürüyor. Ancak önce plazalar ve zengin siteleri ilkesiyle hareket eden, kendi sorumsuzluklarını halka mal etmeye çalışan iktidarın, belediyelerin, devletin kurumları değil bu çalışmaları yürütenler. Sosyalistler, emekçiler felaketin ilk gününden bu yana sokak sokak geziyor, ihtiyaçları tespit ediyor, hukuki ve tıbbi bilgilendirme yapıyor, yardımlaşma faaliyetlerini […]
İstanbul’da selin vurduğu yoksul mahallelerde hummalı bir yardım ve bilgilendirme çalışması sürüyor. Ancak önce plazalar ve zengin siteleri ilkesiyle hareket eden, kendi sorumsuzluklarını halka mal etmeye çalışan iktidarın, belediyelerin, devletin kurumları değil bu çalışmaları yürütenler. Sosyalistler, emekçiler felaketin ilk gününden bu yana sokak sokak geziyor, ihtiyaçları tespit ediyor, hukuki ve tıbbi bilgilendirme yapıyor, yardımlaşma faaliyetlerini organize ediyor.
Atatürk ve Mehmet Akif Mahalellerinde bu yardımlaşma faaliyetlerini organize eden Sefaköylü Halkevciler öncelikle kapı kapı dolaşarak ihtiyaçları tespit etmeye çalıştıklarını söylüyor. Böylece hanelerde kaçar kişinin yaşadığı, cinsiyet ve yaş durumu, evlerde öğrenci bulunup bulunmadığı, öncelikli ihtiyaçların ne olduğu, engelliler gibi özel yardım ihtiyacı bulunanların durumu tespit ediliyor.
Halkevleri Hukuk Birimi’nin hazırladığı “Sel mağdurlarının zararlarının tespiti için yapılması gerekenler” kılavuzunu dağıttıklarını belirten Halkevciler, selde zarar görenlerin ilerde zararlarını tazmin edebilmeleri için hukuki destek sağlayacaklarını da belirtiyorlar.
Emekçiler kendi kaderine terk edildi
Bu tespit çalışmaları sırasında evlerin temizliğine de yardım eden Halkevciler, halkın kendi kaderine terk edilmişliğini çıplak bir biçimde yansıtan pek çok olayla karşılaştıklarını anlatıyorlar. “Örneğin evin tamamını su basan bir evde görme engelli biri oturuyordu ve ailesi de dahil olmak üzere hiç kimse yardıma gelmemişti, tek başına oturduğu için temizlik de yapamadan çamur içinde oturuyordu.”
Felaketin dördüncü gününden bir aktarım da şöyle: “Gittiğimiz mahallelere belediye ya da herhangi bir hizmet kesinlikle uğramamış durumda. Sokaklar selden kalan çöp yığınları ve çamurla dolu, felaket bir koku var. Bu bölge zaten çok yoksul olan bir bölge. Bir evde 13 kişi yaşayanlar var. Bazı sokaklarda evini su basanlar doğulu oldugu için kimse yardım etmiyor. Evlerin çoğu tapulu fakat iskanları yok.”
“Kendi yorganlarını verenler oldu”
Çevre mahalle ve semtlerden bölge halkına yönelik yardımları organize ettiklerini belirten Halkevciler, Söğütlüçeşme, Sefaköy merkez ve Bakırköy’de yardımların toplandığını; insanların yardım konusunda çok istekli olduğunu, hatta kendi yorganlarını bile verenler çıktığını söylüyorlar. “Çocuklar kendi ayakkabılarını ayaklarından çıkarıp vermeye çalıştılar. Gittiğimiz sokaklar seferberlik ilan edilmiş yerlere döndü, çocuklar ve kadınlar sokaklara dökülüp eşya taşıdılar tüm gün. Çok küçük bir çocuk kendi boyama kitabını getirdi. Esnaf da kullanılmamış eşya ayırdı. Gittiğimiz yerler de çok fakir olmasına rağmen çok fazla eşya verdiler. Ağlayan kadınlar oldu biz gidince.”
Yardımların birkaç gündür evlerin tespit edilen ihtiyaç durumuna göre tasnif edilerek dağıtıldığını belirten Halkevciler, bölgedeki dayanışmanın okulların açılış tarihi yaklaşırken çocukların okul ihtiyaçları vs. üzerine yoğunlaşmasını beklediklerini söylüyor.
Bölgede Halkevciler dışında TKP, ÖDP, Alınteri, EHP gibi sol yapıların da çalışmalarının sürdüğü, ayrıca İslami yardım kuruluşları ve hemşeri derneklerinin de kimi yerlerde aktif olarak çalıştığı belirtiliyor. Hükümet ve belediye tarafından büyük hayal kırıklığına uğratılan halk, bu yardım çalışmalarından hoşnut. Ancak İslami vakıfların ve hemşeri derneklerinin mezhepçi, şoven yaklaşımlarının tepkilere yol açtığı örnekler de yaşanıyor.
Sel sularının çekilmesiyle bölgeye yönelik ilgi azalsa da felaketin yıkımına uğrayanların yaralarını sarması kolay olmayacak. Günlük gıda ve giyim gibi gereksinimlerin dışında, bölgede çok ciddi bir sağlık sorunu yaşanıyor. Halkevciler, giyim, eşya, kırtasiye vs. paylaşımıyla süren rutin dayanışma faaliyetinin dışında bölge halkını sağlıkçılar ve hukukçularla buluşturararak acil tıbbi ve hukuki gereksinimlerin karşılanmasına da çalışacaklarını belirtiyorlar.
Sendika.Org