Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RSF- Merkezi Paris’te; çn), 20 Mayıs 2009 tarihinde, Küba hakkında bir bildirge yayınladı. Bildirgede “Herkes İnternet’te gezinebilir… Kübalılar dışında” iddiasında bulundu. RSF, otelin birinde internete girmesine izin verilmeyen bir Kübalının, gizli kamera ile çekilmiş videosunu sunarak iddiasını güçlendirdi. Ayrıca, bildirgesine, “Küba’da, eğer bir İnternet kullanıcısı, sitelerde ‘devrim karşıtı’ bir yazı yayınlarsa […]
Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RSF- Merkezi Paris’te; çn), 20 Mayıs 2009 tarihinde, Küba hakkında bir bildirge yayınladı. Bildirgede “Herkes İnternet’te gezinebilir… Kübalılar dışında” iddiasında bulundu. RSF, otelin birinde internete girmesine izin verilmeyen bir Kübalının, gizli kamera ile çekilmiş videosunu sunarak iddiasını güçlendirdi. Ayrıca, bildirgesine, “Küba’da, eğer bir İnternet kullanıcısı, sitelerde ‘devrim karşıtı’ bir yazı yayınlarsa 20 yıl (Küba Ceza Yasası, madde 91) ve eğer ağa yasadışı bir şekilde bağlanırsa 5 yıl hapis cezası alabilir” diye de ekledi. RSF, son olarak da “Küba, dünyada Çin’den sonra en çok gazetecinin hapiste bulunduğu ülke” hatırlatmasında bulunarak “19 tutuklu gazeteci var […] ‘Amerika Birleşik Devletleri’nin paralı askerleri’ gibi sahte bir nedenle” cezalandırıldılar diyerek hatırlatmasını sürdürdü.[1]
RSF’nin tutarsızlıklarını ispatlamak kolay olacak. Örgütün, hiçbir Kübalının İnternet’e giremediğini söylediği esnada “Yoani Sánchez’in blog’una” bağlandım. Yoani Sánchez, Küba’da yaşıyor ve İnternet aracılığıyla Küba hükümetine karşı açıkça muhalefet ediyor. Eğer İnternet’e ulaşım yoksa Sánchez meramını nasıl anlatabiliyor? Onun İnternet’te son görünüm tarihi 27 Mayıs. Ayrıca 29, 28, 27, 26, 25, 23 ve 21 Nisan ve 25, 23, 22, 19, 18, 16, 15, 13, 10, 9, 7, 6, 4 ve 2 Mayıs günlerinde, Küba’dan, İnternet üzerinden açıklamalarda bulundu. Yoani Sánchez, Küba’dan en az 18 kez global ağa bağlanabildi.[2]
RSF, ötekine karşı kendi yayınını bile yalanlamakta tereddüt etmiyor. Öyle ki, Parisli Kurum, Küba’daki “bağımsız gazeteciler” ile ilgili Mart-2008 tarihli bir raporunda “Yoani Sánchez’in blog’u büyük bir portal üzerinde Consenso/Desdecuba.com, adresinden, altı kişilik bir yayın kurulu ve beş blogcu tarafından başlatıldı. Onun amacı basit bir şekilde ülkenin mevcut politikasını eleştirmek. Birinci yılının sonunda, geçen yılın Şubat ayında, bir buçuk milyon kez tıklandı, site engeli aştığı için iftihar edebilir. Bu sayı Generación Y blog’u için 800.000 oldu. Hatta işin en etkileyici yönü, Sánchez’in blog’una girenlerin %26’sının Küba’da oturanların olması. Küba, İspanya ve Amerika Birleşik Devletleri’nin ardından üçüncü bulundu” demişti.[3]
Eğer Kübalılar için ağa girmek yasaksa, “Sánchez’in blog’una girenlerin %26’lık kısmını oluşturan Kübalılar” nasıl oluyor da onu okuyabiliyorlar?[4]
Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü, Kübalı yöneticileri küçük düşürmek ve tüm adada İnternet’in yasak olduğunu yaymak için gizli bir kamera aracılığıyla, kapalı durumda bulunan bir Küba otelini kullandı. Yoani Sánchez ise 23 Mayıs 2009 tarihli sataşmasında “bir düzine blogcu ile şehrin kırktan fazla otelinde araştırma yaptık. Batı Miramar’ın (Havana kentinde bir semt; çn) dışında tümü, İnternet’i Kübalılara yasaklayan yönetmelikten habersizler” diyerek, tarihin ironisini beyan ediyordu. Batı basınının tercih ettiği kadın blogcu, Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün iddialarını böyle rezil bir şekilde yalanlıyordu.[5]
RFS, herhangi birinin, ağda Küba hükümetini eleştiren bir makale yayınlaması halinde 20 yıl hapis riski altında olduğunu belirtiyor. Bu iddiasını güçlendirmek içinde yeterince bilgi vermeden, 91. maddeye atıfta bulunuyor. Peki, Küba Ceza Yasasının 91. maddesi ne diyor? İşte bütünüyle burada: “Kim ki, yabancı bir devlet çıkarına, Küba Devletinin bağımsızlığına veya onun toprak bütünlüğüne zarar vermek amacıyla bir eylem gerçekleştirirse, 10 yıldan 20 yıla kadar özgürlüğünden kısıtlanır veya ölüm cezasına mahkûm edilir.” Şimdi kolayca karşılaştırabilirsiniz. Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü, bariz bir şekilde yalan söylemekte en ufak bir tereddüt göstermiyor.
Söz konusu olan 91. maddede, İnternet’te, muhalif yazıların yayınlanması ile ilgili herhangi bir şekilde yasak bulunmuyor. Bu madde, herhangi bir şekilde ifade özgürlüğünü sınırlamıyor. Sadece vatana karşı ihanet eylemlerine müeyyide uyguluyor.[6]
Nicolas Sarkozy hükümetinin, İnternet kullanıcılarına karşı baskısını suçlamak için Fransız ceza yasasında, buna eşdeğer olan yasalar kullanılırsa… Fransız ceza yasasının 411-2 maddesi; “ulusal toprakların tümünü veya bir kısmını, Fransız silahlı kuvvetlerine ait birliklerini, onun temsilcilerini, yabancı kontrolü altına veya yabancı bir organizasyona, yabancı bir güce verme eylemi ömür boyu hapis cezası ve 750.000 Euro ile cezalandırılır.” Ve 411-4. madde; “Fransa’ya karşı saldırgan bir eylemde bulunmak veya düşmanlığı kışkırtmak amacı ile yabancı bir güç veya yabancı bir firma veya yabancı birinin kontrolü altında, onun temsilcileri ile gizli ilişki kurmak, sürdürmek 30 yıl hapis cezası ve 450.000 Euro para cezası ile cezalandırılır. Fransa’ya karşı saldırgan eylemler gerçekleştirmek ya da düşmanlık göstermek için onların medya ajanslarıyla veya yabancı kontrolü altında, yabancı bir kuruluşla veya bir şirketle ya da yabancı bir güçle ilişki sağlamak eylemi aynı ceza ile cezalandırılır.”[7]
Parisli organizasyon tarafından ortaya atılan suçlamanın dayanaklarının yanlış olduğunu anlamak için muhaliflerin yazılarını okumak veya Kübalı yetkilileri yalan yanlış eleştiren Yoani Sánchez’in blog’una bakmak yeterli.
RSF, Kübalıların “yasal olmayan bir yoldan İnternet’e bağlanmaları durumunda beş yıl” ceza riski altında bulunduklarını listesine kaydediyor. Burada, Fransa’daki şirket, üstelik mevcut olmayan bir kanun metininden, hiç rahatsızlık duymadan, bu maddeden alıntı yaparak herhangi bir beyan şartını bile kısıtlıyor. Görüldüğü gibi RSF, bir kez daha yalan söylüyor.
RSF son olarak da, “19 tutuklu” gazetecinin “Amerika Birleşik Devletleri’nin paralı askerleri olduğu gibi sahte bir gerekçeyle” hapiste bulunduklarını ilan ederek aynı demecinde yineliyor. Sınır Tanımayan Gazeteciler, kendi raporlarında titizlik ve tutarlılık göstermekte kabiliyetsiz. Makalenin Fransızca sürümünde “Küba medyasından 24 profesyonelin” tutuklu bulunduğunu belirtiyor.[8] Sayıları önemli değil, fakat yutturmaca iki kez tekrar edilmiş oluyor.
İlki, organizasyona göre yukarıda adı geçen “19 tutuklu” gazeteci var. Aslında bunlardan yalnızca biri gazetecilik sertifikasına sahip: Óscar Elías Biscet. Diğerleri, evrenin muhalefeti ile bütünleşmeden önce bu mesleği hiç yapmadılar.
İkincisi; bu kişiler asla huzur bozucu entelektüel bir ürün yayınladıkları için değil, tersine Washington tarafından kendilerine sunulan ücreti kabul ettikleri için suçlu bulundular. Böylece, yabancı bir güç tarafından satın alınan bir ajan durumuna düştüler ve ağır bir suç işlediklerinden yasayı ihlal nedeniyle cezalandırıldılar. Sadece Küba yasası değil, dünyanın herhangi bir ülkesinin Ceza Yasası içinde bu bir ağır suçtur. Ayrıca, bu suçlara ilişkin birçok da delil bulunmaktadır.
Amerika Birleşik Devletleri, Küba iç muhalefetini finanse ettiğini kabul ediyor ve bu konudaki kendi resmi belgelerini doğruluyor. Kübalı muhaliflerde, Washington’dan parasal yardım aldıklarını itiraf ediyorlar. Ve hatta Uluslararası Af Örgütü, tutuklu bulunan mahkûmların, “yetkililerin Küba için dikkate aldıkları zararlı ve huzur bozucu eylemleri gerçekleştirmek için Amerikan hükümetinden materyal ve para almış olmaları nedeniyle[9] cezalandırıldıklarını itiraf ediyor.
Sınır Tanımayan Gazeteciler Ör
gütü, güvenilir bir kuruluş değil, çünkü bunların gündemi her şeyden önce politik ve ideolojik. Görüldüğü gibi onların hilelerini gözler önüne sermek ve kendi çelişkilerini kullanarak Parisli organizasyonun ne olduğunu ispat etmek kolay.
Zaten Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü, bugüne kadar herhangi bir meşruiyet elde edemedi. New York Times gazetesine göre, CIA’nın görünen ekranından fazla bir şey olmayan, Ulusal Demokrasi için Bağış Vakfı‘ndan (NED), para aldıkları da açığa çıktı. Ve 1997 yılında, New York Times, “NED’in, 15 yıl önce, kamuya açık bir örgüt olarak yaratıldığını ve CIA’nin bunu onlarca yıl gizlediğini” ayrıntılarıyla açıkladı.[10]
31 Mayıs 2009
[Rebelion’daki İspanyolca orijinalinden Latinbilgi (Sendika.Org) için Atiye Parılyıldız tarafından çevrilmiştir]
Notlar:
1. Reporteros Sin Fronteras , «’ Cualquiera puede navegar por Internet…salvo los cubanos ‘», 20 de mayo de 2009. http://www.rsf.org/article.php3?id_article=31383 (sitio consultado el 20 de mayo de 2009).
2. Yoani Sánchez, Generación Y . http://www.desdecuba.com/generaciony/ (sitio consultado el 24 de mayo de 2009).
3. Claire Vœux, Cuba. Cuba. Cinco años después de la “Primavera negra”, los periodistas independientes resisten , Reporteros Sin Fronteras , marzo de 2008. http://www.rsf.org/IMG/pdf/Informe_Cuba.pdf (sitio consultado el 20 de mayo de 2009).
4. Reporteros Sin Fronteras , «Cuba: informe 2008», http://www.rsf.org/article.php3?id_article=26080 (sitio consultado el 20 de mayo de 2009).
5. Yoani Sánchez, «’Sentada’ blogger», Generación Y , 23 de mayo de 2009. http://www.desdecuba.com/generaciony/ (sitio consultado el 27 de mayo de 2009).
6. Ley n° 62, Código Penal de Cuba, Libro II, Artículo 91, 29 de diciembre de 1987. http://www.acnur.org/biblioteca/pdf/4417.pdf (sitio consultado el 24 mayo de 2009).
7. Code Pénal Français, Partie législative, Livre IV, Titre 1er, Chapitre 1er, Sections 1 & 2.
8. Reporteros Sin Fronteras, «’N’importe qui peut naviguer sur Internet… sauf s’il est cubain’», 20 mai 2009. http://www.rsf.org/article.php3?id_article=31379 ( sitio consultado el 26 de mayo de 2009).
9. Amnesty International, «Cuba. Cinq années de trop, le nouveau gouvernement doit libérer les dissidents emprisonnés», 18 de marzo de 2008. http://www.amnesty.org/fr/for-media/press-releases/cuba-cinq-ann%C3%A9es-de-trop-le-nouveau-gouvernement-doit-lib%C3%A9rer-les-dissid (sitio consultado el 23 de abril de 2008).
10. Salim Lamrani, Cuba. Ce que les médias ne vous diront jamais- Medya asla sana anlatmayacak (Paris: Editions Estrella, 2009), próxima publicación.