157 ülkeden 170 milyon işçiyi temsil eden, 312 ulusal sendikanın üye olduğu Uluslarararası Sendikalar Konfederasyonu’nun (ITUC) 2009 Araştırması, 10 Haziran’da yayınlandı. Araştırmaya göre tüm dünyada sendikal hak ihlalleri tırmanıyor. Avrupa: Sendika karşıtı pratikler yaygınlaşıyor Sosyal haklar alanında bir “model” olarak görülen Avrupa 2009 yılında ciddi ve yaygın sendikal hak ihlallerine sahne oldu. Rapora göre sendikal […]
157 ülkeden 170 milyon işçiyi temsil eden, 312 ulusal sendikanın üye olduğu Uluslarararası Sendikalar Konfederasyonu’nun (ITUC) 2009 Araştırması, 10 Haziran’da yayınlandı. Araştırmaya göre tüm dünyada sendikal hak ihlalleri tırmanıyor.
Avrupa: Sendika karşıtı pratikler yaygınlaşıyor
Sosyal haklar alanında bir “model” olarak görülen Avrupa 2009 yılında ciddi ve yaygın sendikal hak ihlallerine sahne oldu. Rapora göre sendikal hak ihlalleri gerek sendikal hareketin güçlü kalesi Batı Avrupa’da gerekse Doğu Avrupa’nın geçiş ekonomilerinde yaygınlaştı. Rusya ve Belarus ise yaklaşık 50 işçinin sendikal faaliyetleri yüzünden tutuklandıkları iki Avrupa ülkesi oldu.
Yunanistan temizlik işçileri sendikasının kadın liderlerinden birinin sülfürik asitli saldırıya uğraması ve ölümle tehdit edilmesi örneğiyle Avrupa’nın en korkunç sendikal hak ihlallerinden birisine tanık oldu.
Bulgaristan kökenli kadın sendikacı özellikle ülkede bulunan binlerce kağıtsız göçmen işçinin hakları için verdiği mücadele nedeniyle saldırıya uğradı. Avrupa’da sendikacılara yönelik fiziksel saldırılar da her yıl biraz daha artıyor. 2008’de aralarında 6 kadın sendikacının hedef olduğu en az 14 saldırı yaşandı.
Atina’da yaşayan Bulgaristan göçmeni işçi Konstantina Kuneva Attika Ev Hizmetçileri ve Temizlikçiler Sendikası genel sekreteri. 23 Aralık 2008’de evinin önünde iki ya da dört erkeğin sülfürik asitli saldırısına uğrayan Konstantina’nın yüzü, başı, elleri ve sırtı yanmış, ağır yaralı olarak hastaneye kaldırılmıştı. Güvencesiz işçileri örgütleyen en aktif sendikalardan birisi olan Attika Ev Hizmetçileri ve Temizlikçiler Sendikası’nın diğer kadın yönetici ve üyeleri de birçok kez sendikal faaliyetleri nedeniyle tehdite uğradılar.
“Ford Motors” üretim tesisindeki bir ITUA sendika liderinin iki kez saldırıya uğradığı ve sendikanın iki üyesinin de Hyundai için araba üreten TagAZ fabrikasının kapısında dövüldüğü bir başka önemli saldırı örneği de Rusya Federasyonu’nda yaşandı. Moskova, Bulgaristan, Sırbistan ve Kosova benzer saldırılara sahne oldular.
ITUC Araştırması Avrupa’daki sendikacılara yönelik ciddi polisiye şiddet ve yargı saldırılarını da aydınlattı. 1 Mayıs gösterilerinde sendikacıların ve işçilerin vahşi saldırılara uğradığı Türkiye bu alandaki en önemli örnek oldu. KESK’e bağlı SES sendikası yöneticilerinin tutuklanarak sekiz ay hapis yatması, TÜMTİS çalışanlarının mahkemeye çıkmadan altı ay hapiste kalması ve sendikalaştıkları için işten atılan yüzlerce işçi araştırmada Türkiye’de bu alanda yaşanan başlıca örnekler olarak belirtildi.
Beyaz Rusya, Lukaşenko rejiminin demokratik hak ihlaleriyle öne çıkarken, enfazla sendikacı tutuklayan ülkelerden birisi oldu. CDTU üyesi 32 genç sendikacı hiçbir gerekçe gösterilmeden tutuklanırken, sekiz sendikacı da kısa süreli tutuklamalara ve polis şiddetine maruz kaldılar.
ITUC Araştırmasında öne çıkan ihlal biçimlerinden birisi de sendikalaşma nedeniyle yaşanan işten çıkarmalar oldu. 2000’i Türkiye’de olmak üzere 2400 vaka kaydedildi. Aynı eğilim Gürcistan, Rusya,Ukrayna, İsviçre ve Birleşik Krallık’da görüldü. Yasaların genellikle sendikalaşma nedeniyle işten çıkarmaları engellemediği kaydedildi.
ITUC Araştırmasında vurgulanan bir başka önemli eğilim sendikaların toplu eylem haklarının ihlali oldu. Kimi AB ülkelerinde yaşanan grev hakkı ihlalleri bu konudaki en çarpıcı örnekti. Fransa’da çıkan yeni bir yasa ilk ve orta eğitimde grev örgütlemeyi zorlaştırırken, Belçika’da birçok çokuluslu şirket, aktif grev gözcülüğü dahil belirli eylem biçimlerini yasaklamayı amaçlayan yasal kararlar aldılar. Çek Cumhuriyeti ise çoğunluğa sahip sendikaların toplu sözleşme yapma hakkını kaldırdı. Hırvatistan, Polonya ve Makedonya’da sendikal hakları kısıtlayan yeni yasa taslakları çıkartıldı.
Macaristan ve Sırbistan’da hükümetler kriz gerekçesiyle ulusal çaptaki toplu sözleşmeleri askıya almaya çalışırken, Çek Cumhuriyeti gibi ülkelerde işverenler krizi sendika üyeliğinden istifaya zorlamanın gerekçesi haline getirdiler.
ITUC Araştırması kimi Avrupa hükümetlerinin gerçek işçi örgütlenmelerinin temsil gücünü kırmak için sarı sendikaları kullanmaktan çekinmediklerini de ortaya koydu. Rusya’da, devlet çalışanları “Sotsprof” isimli devlet güdümlü konfederasyona üye olmaya zorlanırken, Gürcistan’da okul yönetimleri ve milli eğitim bakanlığı eğitim emekçilerine yönelik bir sarı sendika kurdu.Kırgızistan’da Sendikalar Federasyonu’nun hükümet tarafından atanan bir şahsı başkanları olarak kabul etmeyi reddetmeleri üzerine, Federasyon başkanı birkaç yıl önce resmi olarak düşen yasal bir gerekçeyle görevden alındı.
Ortadoğu: en çok etkilenen göçmen işçiler
Sendikal hak ihlali haritasında kara bir leke ile temsil edilen Ortadoğu’da en çok etkilenenler göçmen işçiler oldu. İran sendika karşıtı baskıların en fazla yoğunlaştığı ülke olmaya devam ediyor.
Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri,Umman, Katar, Bahreyn, Irak ve İran’da yeni yasa vaatleri sendikal özgürlükleri güvence altına alamadı. Suudi Arabistan, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri’nde sendika kurmak hala yasak. Sendikal haklar anayasalarında tanınmakla birlikte toplu sözleşme hakları mevcut değil. Umman, Katar, Suriye ve Yemen’de grev hakkı sınırlandırılıyor; grev Suudi Arabistan’da tamamen Birleşik Arap Emirlikleri, İran, Kuveyt ve Katar’da kamu sektöründe yasak.
Bahreyn inşaat sektörü ve Irak petrol sektöründe sendikacılar düzenli olarak saldırılara uğruyor. Irak’ta Irak Petrol Sendikaları Federasyonu’na (IFOU) üye sekiz sendikacı tehlikeli bölgelere sürgün edilirken, Irak, Filistin ve Yemen’de çok sayıda sendikacı tutuklandı. Irak Gazeteciler Sendikası başkanı ise öldürüldü.
ITUC Araştırmasına göre, bölge ekonomilerinin temel direği olan göçmen işçiler kölelik koşullarında yaşıyor. Suudi Arabistan, Katar, Yemen ve Birleşik Arap Emirlikleri’nde göçmen işçilerin hiçbir sendikal hakları yok ve 2008 boyunca patlak veren eylemlerin çoğu polis baskısı ve sınırdışı tehdidiyle karşılaştı. Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri (inşaat işçileri), Ürdün (ihracat işleme bölgeleri), Suudi Arabistan ve Kuveyt’te en az 200 işçi sınır dışı edildi. Birleşik Arap Emirlikleri’nde 45 Hintli inşaat işçisi grev yaptıkları gerekçesiyle önce altı ay hapis cezasına çarptırıldı, sonra sınır dışı edildi.
Bölgede kadın ev işçilerine yönelik fiziksel şiddet ve cinsel taciz vakaları da yaygınlaşıyor. Suudi Arabistan’da Endonezyalı bir ev hizmetçisi tecavüze uğradıktan sonra bir yıl hapse çarptırıldı ve hapiste doğum yaptı.
Özellikle eğitim sektöründeki binlerce işçinin sendikal faaliyetlere katıldığı İran’da, Devrim Mahkemeleri sendikacılar hakkında 11 yeni dava açtı, aralarında iki kadının da olduğu dört işçi kırbaç cezası aldı. Tahran ve Banliyöleri Otobüs Şirketi (Sherkat-e Vahed) sendikası başkanı Mansur Osanloo 2007’de bu yana “ulusal güvenliği tehdit” ve “devlete karşı propaganda” nedeniyle hapiste tutulurken, Kürt bir öğretmen, insan haklar