Merhaba, Beş yıldır sayaç okuma işi yapıyorum. Çalıştığım şirket son olarak su sayacı okuma ihalesini aldı. Zor koşullar altında çalışıyoruz. Paramızı alamamak, sigorta, izin gibi sorunlarımız var. Patronumuz AKP’li. Belediyeden ihale alması kolay oluyor yani. Ama haklarımız için ses çıkarmak ise çok zor. Patron kapının önüne koyar diye korkuyoruz. Şirkette çalışanların bir kısmı da tarikatlar […]
Merhaba,
Beş yıldır sayaç okuma işi yapıyorum. Çalıştığım şirket son olarak su sayacı okuma ihalesini aldı. Zor koşullar altında çalışıyoruz. Paramızı alamamak, sigorta, izin gibi sorunlarımız var. Patronumuz AKP’li. Belediyeden ihale alması kolay oluyor yani. Ama haklarımız için ses çıkarmak ise çok zor. Patron kapının önüne koyar diye korkuyoruz. Şirkette çalışanların bir kısmı da tarikatlar yüzünden işe alınıyor. Onlar kendi adamları oluyor böylece. Oysa hepimiz aynı koşulda çalışıyoruz ama onlar farkına varamıyor.
Size yazmak istediğim konu ise daha başka. İstanbul’da kontörlü su sayacı uygulamasına geçiliyor. Önce İSKİ veznelerinde telefon kontörü gibi kart alıyorsun. Sonra sayaca takıyorsun. Bi de akbilmatik gibi iskimatik’ler var. Aksaray’da gördüm. Bunları İSKİ çoğaltacakmış. Kredi kartı ile internetten de satış olacakmış. Bu kontörlü sayaçlara işim gereği rastlıyordum. Bazı yazlık yerlerde ve işyerlerinde bayağı zamandır var. İSKİ harcamadan suyun parasını alacak ve faize yatıracak herhalde.
Kontörlü sayaçları vatandaşa haber vermeden değiştiriyorlar. Peki param olmayınca bir sonraki su faturasını cezalı yatırıyordum. Şimdi param olmazsa 2 tona kadar sayaç su verecek. Sonra kesilecek. Zaten az maaş alıyorum ödemezsem su kullanamayacak mıyım? Eşim yemek pişiremeyecek mi? Çocuklarım banyo yapamayacak mı? Ya çocukların okulu su alamazsa ne olacak? Zaten katkı parası veriyoruz okula. Yetmiyor, devlet ödenek vermiyor diyor müdür yardımcısı. Bu yüzden kaloriferin çalışmadığı oluyordu kışın. Şimdi de su kontörü parası çıkacak. Su olmazsa salgın hastalık olur okullarda. Peki susuz hastane olur mu? Olmaz arkadaş. Bunları vergi veren, iki çocuklu bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak söylüyorum.
Bir de işçi olarak diyeceklerim var. Zaten bi sürü sorunumuz var. İşsiz kalmaktan korkuyoruz demiştim. Ama kontörlü sayaç gelirse zaten işsiz kalıyoruz. Ben vasıfsız bir işçiyim. Hangi işte çalışacağım. Eskiden İSKİ sayaç işçisi kadroluymuş. Biz taşeronda çalışıyoruz. Bize “sen kardeşim bundan sonra İSKİ’de şu işi yapacaksın” demeyecekler ki… Sayacı artık vatandaş kendisi okuyacak. İşsizlikle mücadele edeceğiz diyorlar, paket filan açıklıyorlar, bizi işsiz bırakıyorlar. Bu nasıl iştir?
Bir de kontörlü sayaç aldıkları şirket var. Sayaçların markası Alfagas. Okuyan bir arkadaşımız anlattı. Bu sayaçları Elektromed diye bir şirket yapıyormuş. Patronu da Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın arkadaşıymış. Bu Kanal A bu şirketinmiş. Termikel grubununmuş bu şirketler. Bahçelievler’de İSKİ çukurunda ölen Dilara kızımızın ölümünün sorumlusu da bu şirketmiş. Ankara’da da kontörlü sayaçları satan firma buymuş. Edirne’deki su yolsuzluklarında da bu şirket varmış. Yani kendi adamları. AKP’li olan bir şirket daha para kazansın. Biz işimizden olmuşuz kimin umurunda. Bi de din iman diyorlar. Varsa yoksa para. Çocuklarımız ölmüş, hastalığa yakalanmış, işsiz kalmışız bu AKP’yi ilgilendirmiyor.
Bir vatandaş ve sayaç işçisi olarak kontörlü sayaç hakkında düşündüklerim böyle. Dertlenip sızlandığımı zannetmeyin sakın. Sorunlarımız için örgütlenmemiz gerek. Bunu öğrendim. Ama su gibi hayati bir konuda duyarsız kalınması, buradan kendi adamlarına para kazandırmayı düşünmeleri çok kötü. Oysa su için bir bakanlık kursunlar. Biz su işçileri nasıl üretilip, hizmetinin yapılacağına karar verelim. Mühendisler de olsun yanımızda. Halk suyu böyle kullansın. Ne kaçak kalır, ne israf. Herkes suya ulaşır.
Ahmet Sarıkaya