Taksim 1 Mayıs alanına rengarenk bilyeler bırakan sabırsızlık zamanı çocuklarına Çıplak olmak insanın kendisi olmasıdır. Nü olmaksa başkalarına çıplak görünmektir; insanın kendisi olarak algılanmamasıdır. Çıplak vücudun nü olabilmesi için bir nesne olarak görülmesi gerekir. Çıplaklık kendisini olduğu gibi ortaya koyar. Nü’lükse seyredilmek üzere ortaya konuşur. Çıplak olmak açık olmaktır. Nü hiçbir zaman çıplak olmayacaktır. Nü’lük […]
Taksim 1 Mayıs alanına
rengarenk bilyeler bırakan
sabırsızlık zamanı çocuklarına
Çıplak olmak insanın kendisi olmasıdır.
Nü olmaksa başkalarına çıplak görünmektir; insanın kendisi olarak algılanmamasıdır. Çıplak vücudun nü olabilmesi için bir nesne olarak görülmesi gerekir. Çıplaklık kendisini olduğu gibi ortaya koyar. Nü’lükse seyredilmek üzere ortaya konuşur.
Çıplak olmak açık olmaktır.
Nü hiçbir zaman çıplak olmayacaktır. Nü’lük bir çeşit giyinikliktir.
Panoptik çağda neoliberal kapitalizmin görme / gösterme biçimi tüm çıplaklığı Nü’ye çevirme çabasından ibarettir. Yasaklı olan 1 Mayıs alanı için sınıf bilinçli işçilerle birlikte yıllardır bir mücadele sürdürülmektedir. Bu mücadelede kararlılığı ve militanlığı belirleyen örgütlü sol’dur. 2009 1 Mayıs’ında da bu durum değişmemiştir ve sonuçta 1 Mayıs alanına çıkılmasında yıllardır süren bu militan tutum belirleyici olmuştur.
Düzen cephesi bu durumun pekala farkındadır. “Makul bir kitlenin alana alınması”, “biz işçi olanla olmayanı ayırdık” türü ifadeler bu farkındalığın sonucudur. 1 Mayıs alanından yaptıkları canlı televizyon yayınlarında ve hemen ertesi günü gazetelerinde üzerine oynadıkları şey; demokratik kitle örgütleri ve sendikaları övmek, “işçi olmayan unsurların” Taksim’in ara sokaklarında “orantılı güç” ile tanıdık karşılaşmalarını “çirkinlik” olarak göstermektir.
Bu bayların gerçekliği Nü’ye çevirme çabasındayken unuttukları şey; 1 Mayıs alanını hangi gerekçelerle zorluyor olurlarsa olsunlar tüm devrimci bileşenlerin ayrı ayrı “çıplak” olduğudur.
“Seven birisi için sevgiliyi görmenin hiçbir sözcük ya da kucaklayışla karşılaştırılamayacak bir bütünlüğü vardır; bu bütünlük geçici olarak, sevişmeyle sağlanabilir.” 2009 1 Mayıs’ı bir sevişme anıdır. 2010 sevgiliyi görmenin 1 Mayıs’ı olmak durumundadır. Bu görev ara sokaklardan 1 Mayıs alanına girme militanlığının halkın hakları talepleri üzerinden tanımlanması ile yakından ilişkilidir.
Artık onların “makulünü” biliyoruz.
Bizim makulümüz en az 1977 kitleselliğidir.
Bunun için neoliberal saldırı ve krizin ürettiği sınıfsal-toplumsal nitelikli sorunların, bu sorunların oluşturduğu rahatsızlıkların şu ya da bu şekilde kendiliğinden eylemliliğe dönüştüğü koşulların izini sürmek, siyasallaşmış sınıf mücadelesini kadrolarımızla daha ileriye taşımak zorundayız.
Devlet ve tabiat yine ortak ve yanlış bir soru sordu:
Maveraünnehir nereye dökülür?
2009 1 Mayıs’ında Taksim ara sokaklarından tek ve doğru karşılığı olan birden çok parmak havaya kalktı.