29 Mart 2009 yerel seçimlerinin siyasal-toplumsal analizinin ve ÖDP olarak üzerimize düşen muhasebesinin yapılması önümüzdeki dönem yürüteceğimiz siyasal-toplumsal mücadelemiz açısından önemlidir. ÖDP, Nisan-Mayıs-Haziran ayları içerisinde yapacağı konferans-kongre süreçlerinde kolektif olarak değerlendirmesini yapacaktır. Bu seçimlerin ortaya çıkardığı en çıplak gerçek AKP’nin seçmen tarafından geriletilmesidir. Yerel seçimi özellikle Kürt sorununda bir referanduma dönüştüren AKP bu referandumu kaybetmiştir. […]
29 Mart 2009 yerel seçimlerinin siyasal-toplumsal analizinin ve ÖDP olarak üzerimize düşen muhasebesinin yapılması önümüzdeki dönem yürüteceğimiz siyasal-toplumsal mücadelemiz açısından önemlidir. ÖDP, Nisan-Mayıs-Haziran ayları içerisinde yapacağı konferans-kongre süreçlerinde kolektif olarak değerlendirmesini yapacaktır.
Bu seçimlerin ortaya çıkardığı en çıplak gerçek AKP’nin seçmen tarafından geriletilmesidir. Yerel seçimi özellikle Kürt sorununda bir referanduma dönüştüren AKP bu referandumu kaybetmiştir. Kürt yurttaşlar AKP’nin “Kürt Açılımını” samimi bulmamış, DTP’yi, Kürt halkının siyasal iradesini dışlayan ve tasfiye etmeyi amaçlayan güçlere Newroz’da fiili olarak verdiği yanıtı seçim sandığında resmileştirmiştir.
Seçmen AKP’ye olan tepkisini batıda, büyükşehirlerde, orta sınıfın çoğunluğu oluşturduğu bölgelerde CHP’ye, İç Anadolu ve muhafazakarlığın yoğun olduğu yerlerde SP ve MHP’ye, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da DTP’ye yönelerek göstermiştir. Halk AKP’ye sarı kart göstermiş, muhalefet partilerinin oylarını yükseltmişse de onlara da yeşil ışık yakmamıştır.
Seçimlerin ortaya çıkardığı Türkiye tablosu parçalı bir Türkiye tablosudur. Türkiye seçmen profili bakımından, siyasal-sosyal-kültürel özellikler bakımından üç ana parçaya ayrılmıştır. Bu parçalı Türkiye tablosunu, çözülen toplumu “Eşit, Özgür, Demokratik Bir Türkiye” hedefi ile yeniden kuracak olan sol-sosyalist-devrimci harekettir. Böyle bir harekete ihtiyaç ortadadır. Bunun nasıl yaratılacağı önümüzdeki dönemin temel tartışma konusudur.
AKP’ye karşı doğru muhalefet çizgisinin AKP’yi geriletebileceği de görülmüştür. Daha önceki süreçte ordu gölgesinde ve orduyu arkasına alan laiklik eksenine hapsolmuş bir muhalefet anlayışından daha çok yoksulluk-yolsuzluk ekseninde ortaya konulan bir muhalefet çizgisinin AKP’nin yumuşak karnı olduğu görülmüştür.
ÖDP, 29 Mart yerel seçimlerine yeterli bir hazırlık yapamamıştır. Parti içi sorunlarla ve gerilimlerle zamanını geçirmiş 1 Şubat 2009’da olağanüstü kongre toplamak zorunda kalmıştır. Enerjisini dışarıya yöneltememiştir. Fakat bu durum ÖDP’nin ve sosyalist hareketin uzun zamandır içinde bulunduğu etkisiz durumu değiştirmez.
ÖDP, 29 Mart yerel seçimlerine bir kısmı yerel platformların ortak adayı bir kısmı partimizin adayı olarak 5 yerde İl belediye başkanlığı, 21 yerde İlçe belediye başkanlığı ve 13 yerde belde belediye başkanlığı seçimlerine katılmıştır.
Sosyalist hareketin bir parçası olan ÖDP 1999 yerel seçimlerinde 2 belde belediye başkanlığı, 2004 yerel seçimlerinde 1 ilçe ve 1 belde olan kazanımını bu seçimlerde 1 ilçe (Hatay Samandağ), 3 beldeye (Hatay Samandağ İlçesi Aknehir Beldesi, Malatya Darende İlçesi Ağılbaşı Beldesi, Kırıkkale Hasandede beldesi) taşımıştır. ÖDP’nin dışında 29 Mart yerel seçimlerinde sosyalist hareketin bir parçası olan Emek Partisi’nin Tunceli’nin Mazgirt İlçesini kazanması yine sosyalist bağımsız adayların Tunceli Pertek’i ve yeniden Tunceli Hozat’ı kazanması, yine AKP’nin kuşattığı Rize’de sol-devrimci bağımsız adayın Çamlıhemşin ilçesinde seçimi kazanması ve yine Tunceli’de sosyalist bağımsız adayın yüksek oy oranı sosyalist-sol hareketin geleceği açısından önemlidir. Kazanılan yerleri farklı bir yerel yönetimin farklı bir yaşamın örnek yerleri haline getirmek bütün sosyalistlerin görevidir.
ÖDP açısından en önemli kayıp Hopa’da yerel seçimlerin kaybedilmesidir. Bu durumun çok köklü bir muhasebesinin ve özeleştirisinin yapılması kaçınılmazdır. ÖDP bu değerlendirmeyi yapacaktır. Yine partimizin de içinde bulunduğu “Biz Varız” metni etrafında bir araya gelen sol-devrimci-sosyalist güçlerin “egemen güçlerin AKP, CHP ve diğer düzen partilerinin karşısında eşitlikçi, özgürlükçü, halktan yana bir seçeneği ortaya çıkarmak” görevi başarılı olamamış, istisnai bazı yerler dışında birleşik bir güç yaratılamamıştır. Bu durumunda bir değerlendirmesi gerekmektedir.
ÖDP açısından bilinmesi önemli bir nokta da ÖDP’nin İl Genel Meclisi seçimlerinde aldığı oydur. ÖDP, 29 Mart İl Genel Meclisi seçimlerine bütün Türkiye çapında katılmamıştır. Yani 957 seçim çevresinden 438 merkezde İl Genel Meclisi seçimlerine katılmıştır. İstatiksel ve politik anlamda çok önemli bir veri sunmamakla birlikte ÖDP oyları 2007 seçimlerine göre, bu eksikliğe rağmen, artmıştır. ÖDP’nin 2007 seçimlerinde ülke genelinde aldığı oy 52.055 iken 2009 yerel seçimlerinde 438 merkezde seçime katılarak aldığı oy 62.614’dür.
Dünya çapında kapitalizmin krize girdiği ve bu krizin derinleşeceği bir dönemde toplumsal muhalefetin sosyalist-devrimci hareketin yeniden inşası görevi önümüzde duruyor. ÖDP, Haziran 2009’da yapacağı Olağan Konferans/Kongresi ile bu görevin gereklerini tanımlayacak ve bu görevin gereklerini yapacaktır.
ALPER TAŞ
ÖDP Genel Başkan Yardımcısı