“Görünür hareket, altında kesinlikle başka bir şeyin gizlenmiş olduğu bir maske anlamına gelmez. Görünür hareket, ‘görünür’ün bütünsel olarak ortaya çıktığı moleküler hareketleri ve makinesel düzenlemeleri göstermek için, deneyime kılavuzluk etmesi gereken söküm ve parçalara ayırma noktalarını belirtir” (Deleuze ve Guattari, Kafka, 2000,68) Bugün üyesi olduğum mail grubuna düsen bir email, kapitalizmin yaşam ortamını nasıl değiştirdiğini […]
“Görünür hareket, altında kesinlikle başka bir şeyin gizlenmiş olduğu bir maske anlamına gelmez. Görünür hareket, ‘görünür’ün bütünsel olarak ortaya çıktığı moleküler hareketleri ve makinesel düzenlemeleri göstermek için, deneyime kılavuzluk etmesi gereken söküm ve parçalara ayırma noktalarını belirtir” (Deleuze ve Guattari, Kafka, 2000,68)
Bugün üyesi olduğum mail grubuna düsen bir email, kapitalizmin yaşam ortamını nasıl değiştirdiğini metalaşmanın akıl-hafızamızın alamayacağı bir hızla gerçekleştirdiğini bizlere gösterdi. Daha düne kadar üniversite-sanayi işbirliğinden bahsederken, şimdi de üniversite-banka işbirliğini konuşacağız herhalde. Ama bu işbirliği üniversiteye gidecek olan ama nakit sıkıntısı çeken öğrenci ile banka ve üniversite arasındaki bir ilişki. Yaşam ortamı ne kadar hızla değişiyor. Ve canlı-kanlı insanları nasıl değiştiriyor. Sevgili Gülnur’un email kutuma düşen “bunu görmüş müydünüz!!!” diyerek aşağıdaki Garanti Bankası’nın ilanını yollamış.
Garanti Bankası’nın kredi ilanını web ortamına taşıyan üniversitelerden biri de Bilgi Üniversitesi. Eğitimin metalaşması ve ticarileşmesinin yeni bir aşaması olarak tanımlayacağımız bu yeni değişimi belki de en çok anlayacağımız hocalarımızı da Bilgi Üniversite’sinde açılan bir Yüksek Lisans Programında bir arada görmemiz olası.
Hocalarımızın bu konuda düşüncelerini almak için Garanti Bankası’na başvurmak anlamlı olacak. Çünkü Uluslararası Ekonomi Politik Yüksek Lisans programının tanıtımında programın Türkiye’deki ilk olduğu işaret ediliyor ve devamla programın amacını;”Bu tür bir programın müfredat ağırlığı ekonomi olmakla birlikte derslerin kuruluşu ve uygulaması, aynı zamanda tarihi, kurumsal, nicel duyarlılıklar ve yetiler geliştirme amaçlıdır. Hızlı ve yoğun bir küreselleşme safhasından geçen Türkiye için politika alternatifleri geliştirebilmek, alternatifleri değerlendirebilmek için gerekli formasyonu sağlamak” olarak açıklıyor. Gerçekten de “duyarlılıklar” ve “yetiler” geliştirme amaçlı bu programda en azından kredi mekanizmasının neden bu kadar önemli olduğunu bize açıklayacak dünyaca ünlü bir hocamız var. Finansal olanla reel olan arasındaki ayrımı yıllarca yazıp çizen Prof. Dr. Robert Pollin’e dersinde eğitim alanında kredinin artan önemini ve finansallaşmanın aşamalara ulaştığını sorabiliriz. Belki bu konuda bir duyarlılık ve dahası programa uygun olarak alternatif yolları da öğrenmiş oluruz. Diğer yandan değer teorisinin uluslararası ticarette nasıl biçimlendiğini o muazzam makaleleri ile (Economy and Society, 1979) bize aktaran Anvar Shaikh’e derste kredi mekanizması ile işleyen bir sistemde uluslararası nitelikli emek-göçünün ne anlama geldiğini sorabiliriz. Yine o enfes çalışması ile Doğanın Düşmanı olarak kapitalizmi ve kapitalistleri detaylı kalem darbeleri ile açıklayan Prof. Dr. Joel Kovel, doğanın düşmanları ile bireyin sosyalleşmesi için gerekli ve zorunlu bir uğrak olan eğitimin ticarileştirilmesini sağlayan şeyin aynı sistem ve aynı düşman olduğunu bizlere açıklar.
Dünya sistemi yaklaşımını bizlere öğreten Prof. Dr. Reşat Kasaba ise dünya sisteminin nasıl hem derinleşip ve her mekana elinin kolunun uzandığını özellikle yeni alanlar olarak eğitim, su, sağlık alanına girdiğini aktarır.
Müslüm Baba yakında Akbank’ı bırakıp Garanti Bankası için bir eğitim için kredi reklamı yapar mı belli olmaz, ama eğitim ticarileştiği, işsizliğin üniversite mezunları arasında yaygınlaştığı bir dönemde diploma pazarlayan özel üniversitelere kredi ile girme çabası hızlanabilir. Umarız bu hız ve tempo yeni bir mortgage benzeri eğitim kredileri krizine yol açmaz. Ama zaten açılan programla duyarlılık geliştirilecek ve dahası alternatif yeni yollar bulunur. Yeni bir sanayileşme politikası öneren Nurhan Yentürk hocamız Yangın Söndükten sonra Kurtarılan Arsa’da nasıl bir sanayileşme politikası uygulanacağını açıklarken, eğitim ile kredi mekanizmasına ilişkin yeni sanayileşme politikalarının neler olacağını bizlere açıklar. Kendisinden çok şey öğrendiğim ve hala öğrendiklerimi ısrarla yazılarıma aktarmaya çalıştığım sevgili Haldun Gülalp hocam ekonomi-politik değil ama eğitimin kredi ile sunumunun kültürel/kimlik politikaları üzerindeki etkilerini bizlere açıklar. Acaba kredi alma olanağına sahip olanlar ile olamayanlar arasındaki eşitsiz ilişki adalet ilkesi ve “vatandaşlık” üzerinde ne gibi etkileri olacağının bilgisini sunar. Tabii bu adaletsizliğin kırsal alanlara etkisini de “köylülük” çalışmalarından tanıdığımız Doç. Dr. Asım Karaömerlioğlu’ndan öğreniriz. Burhan Şenatalar hoca bize kredi ile eğitim arasında ilişki kurulmasına ilişkin zorunluluğun nedenlerini “üçüncü bir yol” olarak bizlere aktarır. Herhalde tahminim o ki Hasan Kirmanoglu’da beşeri/sosyal sermayenin gelişmesi gerekir, o yüzden kredi ile de olsa bu işin hayırlı olduğunu anlatacaktır. Artık kredi-eğitim ilişkisinin popüler bir dille kitlelere aktarılmasını da Asaf Savaş Akat ve tv’deki silah arkadaşları ile üstlenir.
Ehhh bu kadar destekten sonra program danışmanı Prof.Dr. Ahmet Tonak da artık rahat bir nefes alabilir. Ehh zor bir iş duyarlılığı ve alternatif yolları göstermek.
Bugünlerde kapitalizmin orada uzaklarda bir yerde değil, biz canlı-kanlı ve dahası kırılgan insanlar dolayında, onların eylemlilikleri üzerinden kendisini her gün yeniden biçimlendirdiğini düşünüyorum. Bu anlamda da Kafka adlı çalışmalarında Deleuze ve Guattari’nin işaret ettiği: “Görünür hareket, altında kesinlikle başka bir şeyin gizlenmiş olduğu bir maske anlamına gelmez” ifadesini yeniden hatırlıyorum. O zaman görünür olan ve bedenlerimizde/eylemliliklerimizde kendisini yeniden üreten yapılara karşı biraz daha eleştirel ve biraz daha acımasız tavır almamız gerekiyor.