İsrail ordusunun ayrım yapmaksızın Filistin halkını bombalamasına karşıyım, tıpkı Hamas militanlarının İsrail yerleşimlerine füze fırlatmasına da karşı olduğum gibi. Merak ettiğim şey şu: BM konuya müdahale etmek için daha ne bekliyor? İnsan Hakları savunucusu demokratik ülkelerin yöneticileri nerede? Bu duygusuz barbarlık ne zaman bitecek? Çok soru var ama yanıtlar az. Sizi sivil toplum örgütü Relief […]
İsrail ordusunun ayrım yapmaksızın Filistin halkını bombalamasına karşıyım, tıpkı Hamas militanlarının İsrail yerleşimlerine füze fırlatmasına da karşı olduğum gibi. Merak ettiğim şey şu: BM konuya müdahale etmek için daha ne bekliyor? İnsan Hakları savunucusu demokratik ülkelerin yöneticileri nerede? Bu duygusuz barbarlık ne zaman bitecek? Çok soru var ama yanıtlar az. Sizi sivil toplum örgütü Relief International’in bir çalışanının Gazze’deki son durumu aktardığı bir yazısıyla baş başa bırakıyorum:
“Hiçbir şeyimiz yok her şeye ihtiyacımız var”
İsrail bombardımanı altında durum her an daha da kritikleşiyor. Bu bilgiler 45 km uzunluğunda 6 veya 10 km genişliğinde küçük bir toprak parçası üzerinde yaşayan 1,5 milyon Filistinlinin bir haftalık bombardımandan sonraki durumunu yansıtıyor.
• Filistin hastane kaynaklarına göre, (bu yazının yazıldığa ana kadar) hayatını kaybeden 441 kişi arasında 75 çocuk 37 kadın var. 2300 yaralının neredeyse yarısının durumu ağır. Yine aynı kaynaklara göre yaralıların %45’i sivillerden oluşuyor.
• Hava saldırıları her 20 dakikada bir gerçekleştiriliyor, bu saldırılar geceleri daha da sıklaşarak devam ediyor.
• İsrail bombardımanları çok ağır hasarlara yol açtı. Çoğunluğunu caddeleri, altyapı tesislerini, resmi daireler ve karakolları hedef alan 600’den fazla hava saldırısı gerçekleştirildi.
• Sağlık sistemi İsrail tarafından 18 aydır uygulanan ambargo nedeniyle yara almış durumda. Mevcut hastanelerin çoğu yaralıları tedavi etmek için yeterli donanıma sahip değiş ve hastalar koridorlarda yatıyorlar. Şifa Hastanesi günde 20 saat elektrikten yoksun kalabiliyor. Ameliyathaneler her an arıza verebilecek jeneratörlerle iş görüyor, tıpkı jeneratörler gibi diğer malzemeler de bir buçuk yıllık ambargodan sonra her an bozulabilecek durumda. Geçen günlerde ilaç geldi ama ameliyat yapmak için yeterli anestezi maddeleri yok.
• 1,5 milyonluk bir nüfusun 250.000 kişilik bir kesiminin hiç elektriği yok. Tek elektrik santrali, 30 Aralık’ta, Kasım ayından bu yana gelen süre içerisinde, altıncı defa, yakıt ve yedek parça yokluğu nedeniyle kapandı.
• İçme suyu beş günde sadece bir ya da iki saat akıyor. Her gün 40 milyon litre kirli su Akdeniz’e akıyor. Ana kanalizasyon hattının birkaç kez vurulması sonucunda lağımlarda da sorun var.
• Petrol ve gaz bulunmuyor. Un, şeker, pirinç, süt ürünleri ve konserve kıtlığı yaşanıyor. İnsanların çoğu her gün yemek yiyemiyor. Ekmek alabilmek üç saatlik kuyruklarda bekliyorlar ama un yokluğu nedeniyle elleri boş geri dönüyorlar. Oxfam örgütünün bir çalışanının söylediğine göre eğer bulabilirlerse bir ekmek için 25 şekel (altı dolar) ödemeleri gerekiyor. Birkaç aydır yemek yapmak için gaz bulunmuyor. Eğer bulabilirlerse normal fiyatının yedi kat fazlasını ödemeleri gerekiyor, diye belirtiyor Relief International çalışanı Parek Babra.
• BM’nin, Dünya Gıda Programı verilerine göre Gazze nüfusunun %80’i insani yardıma muhtaç durumda.
• İsrail saldırının başladığı 27 Aralık tarihinden itibaren günlük 60 yardım kamyonunun geçişine izin veriyor. Bu son aylar açısından bakıldığında büyük bir rakam gibi ama Hamas’ın 2007 yılında Gazze Şeridi’nde iktidarı almasından önce geçişine izin verilen kamyon sayısının 475 olduğu düşünülürse ne kadar az olduğu anlaşılıyor.
• Petrol ürünlerinin girdiği Nahal Oz terminali saldırıların başladığı günlerden beri kapalı.
• Okullarda ders yapılmıyor. Okul binaları İsrail bombardımanında evleri yıkılan insanların barındırılmasında kullanılıyor.
• Nakit eksikliğinden dolayı bankalar kapalı.
Relief International sivil toplum örgütünün çalışanı Parek Gazzedeki durumu şöyle özetliyor: “Hiçbir şeyimiz yok. Her şeye ihtiyacımız var.”
[İspanyolcasından Ercan Bayraz tarafından Sendika.Org için çevrilmiştir]