Bazı verileri kıyaslayarak başlayalım. Cumartesi günü Hamas’ın fırlattığı, 20 Kassam roketinin “Öldürücü” gücü, toplamda, yalnızca bir İsrail vatandaşının ölümüne neden oldu. Aynı saatlerde, Filistinlilerin fırlattıkları 200 roketten, bir roketin sapması sonucu da, sadece iki Filistinli çocuk hayatını kaybetti. Bir İsrailli kurban karşılığında, büyük çoğunluğu sivil olan 270 Filistinli katledildi. İsrail kaynaklarına göre, 2004 yılının Haziran […]
Bazı verileri kıyaslayarak başlayalım. Cumartesi günü Hamas’ın fırlattığı, 20 Kassam roketinin “Öldürücü” gücü, toplamda, yalnızca bir İsrail vatandaşının ölümüne neden oldu. Aynı saatlerde, Filistinlilerin fırlattıkları 200 roketten, bir roketin sapması sonucu da, sadece iki Filistinli çocuk hayatını kaybetti. Bir İsrailli kurban karşılığında, büyük çoğunluğu sivil olan 270 Filistinli katledildi.
İsrail kaynaklarına göre, 2004 yılının Haziran ayından 2007 yılı sonuna kadar (yani üç buçuk yıl içinde), Hamas’ın “korkunç” roketleri, toplam, 11 sivil İsrailli ve 5 Filistinlinin ölümüne neden oldu. 2000 yılının Eylül ayında, işgal edilmiş topraklardaki Filistinlilerin, İsrail işgal kuvvetlerine karşı başlattığı direnişte, çeşitli saldırılar ve Filistinli tüm kesimlerin, birlikte yürüttükleri direnişlerde, 430 İsrailli sivil öldü. Aynı dönem içinde, İsrail İşgal kuvvetleri, 5000’den fazla sivil Filistinliyi katletti. Bunların yaklaşık 900’ü çocuktu (18 yaşından küçüktüler ve mücahit değildiler). Eldeki bu soğuk bilgiler, güçler arasındaki dengesizliği açıkça gösteriyor.
Dün, Gazze’de gerçekleştirilen katliama, Batılı liderlerin gösterdikleri tepkilere bakalım:
Beyaz Saray sözcüsü Gordon Johndroe, “Hamas, eğer şiddetin bitmesini istiyorsa, İsrail’e yaptığı roket saldırılarına son vermelidir. Hamas, eğer Filistin halkının geleceği üzerinde bir rol oynamak istiyorsa, terörist eylemlerini durdurmalıdır.” Amerika, İsrail’i, Gazze’de Hamas’a karşı yapacağı saldırılarda, sivil ölümlerinden kaçınılması gerektiği konusunda uyardı.
Amerika Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, Hamas’ın İsrail’e yaptığı roket saldırısını kınadı. Ateş kesin bozulmasından Hamas’ı sorumlu tuttu. Gazze sınırında acilen ve yeniden ateş kesin sağlanmasını istedi.
İngiltere Başbakanı Gordon Brown, “Tek çözümün, Gazze’de, barışçı yollardan ve uzun süreli bir barışın anlaşmasının sağlanması” gerekliliğine dikkat çekti. “İsrail hükümetinin, halkını korumak istemesini anlıyoruz, ancak, sivil kayıpların daha fazla olmaması için ihtiyatlı davranılmasını rica ediyoruz. Ayrıca, Gazze Şeridi’ndeki militanları, İsrail’e yönelik roket saldırılarını acilen durdurmaya çağırıyoruz.”
Alman Bakan ve Başkan yardımcısı Frank-Walter Steinmeier, “Hamas’ın sürekli biçimde İsrail’e saldırması kabul edilemez” dedi ve “derhal saldırıların durdurulmasını” istedi. İsrail’i de, güç kullanmada orantılılık kanununa saygı duymaya ve sivil kurbanların artmaması için gerekeni yapmaya çağırdı.
Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, “bu durumu yaratan, sorumsuz kışkırtıcıları ve orantısız güç kullanımını şiddetle kınadı.”
İspanya Sosyalist İşçi Partisi’nin (PSOE) Uluslararası İlişkiler Sekreteri Elena Valenciano, İsrail’in saldırılarına derhal son vermesini ve Hamas militanlarının da şiddeti kullanmaktan vazgeçmelerini talep etti.
Yeni Amerikan başkanı seçilen Barack Obama, kesinlikle hiçbir şey söylemedi. Gazze’de, 271 Filistinlinin katledilmesi konusunda, “değişim” veya “umut” O’nun ne düşündüğünü bilmiyoruz.
İşte, Amerikan demokrasisi ve uygar Avrupa temsilcilerinin konuya ilişkin politik pozisyonları. Bunların karşısındaki barbarlar, köktendinciler, üçüncü dünyacılar ve popülistler nasıl olur da, İsrail’in terörizmi “savunmasına” kızabilirler.
[Rebelion’daki İspanyolca orijinalinden Atiye Parılyıldız tarafından Sendika.Org için çevrilmiştir]