Hernando CALVO OSPİNA, 18 Ekim 2008 Beni, dünyanın bu kayıp köşesinde kabul ediyor. Sıcaklık inanılmaz ve bulutların rengi bir sağanağın habercisi. Kaygımı anlayarak, bu ağaçtan ve yapraklardan yapılmış kulübenin, nice fırtınalara direndiğini söylüyor. Küçük salondaki tek lüks, kitaplar. Saatler aktıkça, iki fotoğraf ayrımsıyorum: İkisinde de Kolombiya Devrimci Silahlı Güçleri FARC’ın, bir süre önce ölmüş olan […]
Hernando CALVO OSPİNA, 18 Ekim 2008
Beni, dünyanın bu kayıp köşesinde kabul ediyor. Sıcaklık inanılmaz ve bulutların rengi bir sağanağın habercisi. Kaygımı anlayarak, bu ağaçtan ve yapraklardan yapılmış kulübenin, nice fırtınalara direndiğini söylüyor. Küçük salondaki tek lüks, kitaplar. Saatler aktıkça, iki fotoğraf ayrımsıyorum: İkisinde de Kolombiya Devrimci Silahlı Güçleri FARC’ın, bir süre önce ölmüş olan kumandanı Manuel Marulanda Velez’le poz vermiş.
Karşımda Kolombiya’nın efsane gerillalarından biri var: Jaime Guaraca. O, FARC’ın kurulmasında ve gelişmesinde yer almış, hala yaşayan devrimci mitlerden biri. 1982 Mayıs’ında yapılan Yedinci Konferans sırasında bu örgütün en yetkili organı olan Sekretarya’ya seçildi. Sağlık durumu nedeniyle bırakmak zorunda kaldığı bir görevdi bu.
5 Nisan 1973’de, ülkenin güney doğusunda, Cali’de tutuklanmasından sonra, gördüğü işkencelerin sonucu olan “sakatlıklarının” yavaş yavaş ortaya çıktığını anlatıyor. “Askerler beni üç ay boyunca ‘dompte-fous’ (yabanilerin ehlileştirildiği yer, çev.) denilen bir hücreye koydular ve bana Birleşik Devletler uzmanlarından öğrendikleri en vahşi yöntemleri uyguladılar.”
Guaraca’nın fotoğraf makinesi gibi bir belleği var. Kolombiya tarihinin önemli olaylarının, hangi ay, hangi gün ve hangi ırmak, tepe, yol ya da köyde yaşandığını hatırlıyor.
İşte, şimdiye kadar hiç röportaj vermemiş olan bu önemli kişiyle yapabildiğim konuşmanın bir özeti.
Nasıl bir aileden geliyorsunuz Jaime Guaraca?
Kolombiya’nın güneyindeki Tolima’da bir parça toprak işleten kendi halinde bir aileden geliyorum. Annemle babam, iki küçük çiftlik kurmak için ormandan toprak açmışlar; biz, altı erkek, iki kız kardeş orada doğduk. Aileden yalnızca ben yaşıyorum. Annem ve küçük kız kardeşim doktor hatasıyla çok genç öldüler. 9 Nisan 1948’de liberal lider Jorge Eliecer Gaitan’ın öldürülmesinden sonra, muhafazakâr hükümetin liberallere ve komünistlere uyguladığı şiddet tüm ülkeye yayıldı. Ailem binlerce köylünün yaptığını yapmak zorunda kaldı: Ölümden kaçmak için ormanda saklanmak. Ağabeylerim, yaşamlarını savunmak için örgütlenmeye çalışan diğer gençleri aramaya koyuldular. Polis, öldürmek için onların peşindeydi, çünkü onlar liberal olma suçunu işlemişlerdi. Bu gençler, faşist diktatöre karşı savaşan gerillalar oldular. Ben, çok gençtim.
Gerilla mücadelesinde ne zaman yer aldınız?
1953’te, General Gustavo Rojas Pinilla iktidarı aldı. Pinilla’nın silahlı isyancılara barış çağrısı, liberal kanattaki gerillalarda demobilizasyona neden oldu. Bu kanadın, komünistlerin yanında savaşmış olan bazı komutanları, bizim canımızı yakmak için askeri yönetimle ittifak yapmaya karar verdiler.
Hükümetin talimatı bizi dışlamak yönündeydi ve bunun için orduya, polise, muhafazakârlara ve liberallere güveniyordu. O zaman biz de, komünist köylü hareketinin önderi ve daha çok “Charro Negro” (Kara Büyücü, çev.) adıyla tanınan Jacobo Prias’ın öncülüğünde, geri çekilmeye karar verdik.
Charro bizi bir araya getirdi. Yaklaşık seksen gerillaydık. Bize, Rojas Pinilla’nın önerilerinin, Kolombiya’nın ve Kolombiyalıların gereksinme duyduğu şeyler olmadığını, bütün bunların yalan olduğunu ve yakında anlaşılacağını anlattı. Bu nedenle silah bırakmayı kabul etmiyordu. Daha sonra, bunun gönüllü bir karar olduğunu ekleyerek ve mücadelenin uzun ve çetin olacağını yineleyerek, kendisini izlemek isteyenlerin bir adım öne çıkmasını istedi. Bunu yaptım. On beş yaşlarındaydım.
Aramızda, 1953’de Tolima’daki komünist öz-savunma hareketiyle birleşen Marulanda Yoldaş vardı. Yaşlı babası Don Pablo da bize katıldı. Otuz kişi olmuştuk: 26 erkek, 4 kadın.
FARC’ı oluşturacak olan örgütlenme süreci nasıl gelişti?
27 Mayıs 1964, FARC’ın kuruluş tarihi olarak kabul edilir. O tarihte bölgemiz saldırıya uğradı. Bu saldırı, isyana karşı bir korunma savaşı olan Marquetalia operasyonu kapsamındaydı. Diğer bölgeler gibi bu bölge de “bağımsız cumhuriyet” olarak değerlendiriliyordu, ama inanın böyle bir şey yoktu. Bu kuşkusuz, uçaklar, helikopterler ve tanklarla tam donanımlı, silahlı 16 000 kişiyi üstümüze göndermek için bir bahaneydi.
Asıl komutanlar Amerikalıydı. Bizim iletişim için birkaç küçük “talki valki”miz vardı ama onları her çalıştırdığımızda yalnızca gringoları işitiyorduk. Onları dinlemekten bana gına gelmişti.
Baktığımız her yer birliklerle doluydu. Ve deneyim ve silah eksikliğimize karşın ve yalnızca 52 erkek ve 3 kadınken, onlara göğüs gerdik.
Bu durumda “göğüs germek” ne anlama gelir ki? Bu karıncayla filin savaşıydı!
Özellikle kılavuzların, silahlarımızın menziline girerek pusuya düşmesini bekliyor, geri çekiliyor ve yeniden beklemeye başlıyorduk.
Bu küçük köylü grubunun tamamen dağıtılmamış olması bana her zaman gerçek dışı göründü.
Evet, bu doğru: Hepsinin adı aklımda, küçük çiftliklerinin adları gibi.
Ama biliyor musunuz, bu büyük bir şans; çünkü bizi bir araya getiren, bunca güçlüğün yaşandığı bu ortam oldu. Marulanda Yoldaş bize şu soruları o zaman sormuştu: Direnecek miyiz, teslim mi olacağız? Ve hep bir ağızdan şunu söyledik: Direneceğiz! Özgür mü olacağız, köle mi kalacağız? Hep bir ağızdan yanıtladık: Özgür olmak için mücadele edeceğiz!
FARC adı nereden geliyor? Ve Manuel Marulanda hangi dönemde yönetimi aldı?
1966’da, askeri operasyonların sürmesine karşın, Mata departmanında, Duda bölgesinde Nisan ve Mayıs ayları arasında İkinci Konferans’ı gerçekleştirdik. Tartışmalardan sonra Örgütün FARC adını alması kararlaştırıldı.
350 civarında militanın katıldığı bu Konferans sırasında kafamızdaki düşünce somutlaştı: Farklı bölgelerdeki güçleri tek bir yönetimin komutası altında toplayan bir örgüt kurmak. Böylece şu yapıldı: Başında Marulanda Yoldaş olmak üzere bir kurmay heyeti atandı. Marulanda’nın resmi liderliği kabul gördü, çünkü 1960 Ocak ayında Charro’nun öldürülmesinden beri zaten doğal liderdi. Bunu hepimiz kabul ettik, çünkü bu tartışma götürmeyecek bir şeydi.
1967 ve 1970 yılları arasında, doğmakta olan FARC, düşmanın darbelerinden dolayı, az ya da çok ciddi bir kriz geçirdi. Bu kriz aşıldıktan sonra FARC, politik ve askeri anlamda büyük bir yöntem bilgisine sahip olduğunu gösterdi. Özellikle askeri yöntem bilgisi nereden geliyor? Hocalarınız var mıydı?
Bu çok önemli bir soru, çünkü o dönemde, Kolombiya halkının refahı için her şeyini terk eden bu bir grup insanın yaptıklarını küçümsemek amacıyla pek çok şey söylendi.
Marquetalia operasyonuyla karşı karşıya kaldığımız zaman, aramızdan hiç kimsenin askeri deneyimi yoktu. Hangi tip silahlarla karşılaşacağımızı bilmiyorduk. İki yedek askerimiz vardı, ama onlar ne savaş tekniğini, ne de nasıl pusu kurulduğunu biliyorlardı. Size bunun çok güç olduğunu söyleyebilirim.
Askeri taktik ve stratejiyi öğrenmeye çalışan tek kişi, Marulanda Yoldaş oldu.
Onun yöntemi neydi?
O yaşamın tüm yönlerini gözlemliyordu. Askeri alanda, polisin ve ordunun savaşlarda nasıl davrandığını gözlemliyor ve araştırıyordu. Böylece bir şeyler öğreniyordu.
Hocamız olmadığı için, pratik bizim okulumuz olmuştu. Bugüne kadar doğru bulduğum bir yöntem uyguluyorduk: De