Üretim, ekonomik büyüme, ihracat… Neredeyse her gün bu kavramların hepimize güzel bir gelecek vaat ettiği iddia ediliyor gazete köşelerinde. Nihayetinde hepimiz pastadan daha fazla pay alacağız, daha yüksek bir refah içerisinde yaşayacağız deniyor… Üretim artıyor, ekonomi büyüyor, ihracat artıyor… Gerisi ise sadece “büyük bir anlatı”… Tuzla’da üretim ve ihracat artışı, daha yüksek karlar ve sermaye birikimi; iş kazaları ile, güvencesiz/esnek çalışma ile, daha da acısı her gün yenisini duyduğumuz ölümlü “iş kazaları”! ile birlikte yaşanıyor. Türkiye Sınıf Araştırmaları Merkezi (TÜSAM) araştırmacılarından Nevra Akdemir’in kitabı sermaye birikiminin gerçek öyküsünü Tuzla örneği ile deşifre ediyor.
Tanıtım metninin tamamı: Üretim, ekonomik büyüme, ihracat… Neredeyse her gün bu kavramların hepimize güzel bir gelecek vaat ettiği iddia ediliyor gazete köşelerinde. Üretim artacak, üretim artınca ekonomi büyüyecek, ekonomi büyüyünce de ihracat artacak deniyor. Nihayetinde hepimiz pastadan daha fazla pay alacağız, daha yüksek bir refah içerisinde yaşayacağız deniyor… Üretim artıyor, ekonomi büyüyor, ihracat artıyor… Gerisi ise sadece “büyük bir anlatı”… Ama, özellikle de son dönemlerde bu “büyük anlatı”nın, hiç de doğru olmadığını ya da içinde yaşadığımız toplumsal ilişkiler setine, yani kapitalizme, hiç de uygun olmadığını görüyoruz. Bir diğer ifadeyle üretim artışının, ekonomik büyümenin, ihracat artışının mutluluk ve refah değil; tersine eğitim, sağlık, barınma gibi sosyal haklardan daha da arınmış bir sistem getirdiğini, sömürüyü, yoksulluğu daha da arttırdığını; ücret karşılığı değil ama canı pahasına çalışmayı yaygınlaştırdığını, işsizler ordusunu daha da büyüttüğünü görüyoruz. Sermayenin “hepimiz aynı gemideyiz” yollu tüm vurgularına karşın, aslında her bir sınıfın farklı mevkilerde yolculuk yaptığını görüyoruz. Öyle ki, geminin en alt mevkilerinde yolculuk yapanlar gemi battığında denizin sularını boyluyorken, birinci mevkilerde yolculuk yapanlar ise, en baştan beri ellerinde tuttukları filikalara binip okyanusların güzelliklerine yelken açmak için yeni fırsatlar yakalıyorlar. Kısacası, adına sınıf mücadeleleri dediğimiz süreçte, kimileri “ekmek parası” uğruna her gün daha fazla ölümle burun buruna gelirken ve sömürüye, maruz kalırken, mülksüzleşirken kimileri ise daha fazla sermaye biriktiriyor. Son dönemlerde yukarıda ifade edilenlerin tümünün en çok görünür hale geldiği yerlerden birisi de Tuzla Tersaneler Bölgesi. Bir diğer ifadeyle bu bölgede üretim ve ihracat artışı, daha yüksek karlar ve sermaye birikimi; iş kazaları ile, güvencesiz/esnek çalışma ile, daha da acısı her gün yenisini duyduğumuz ölümlü “iş kazaları”! ile birlikte yaşanıyor. Görünen o ki, yaşanmaya da devam edecek. Türkiye Sınıf Araştırmaları Merkezi (TÜSAM) araştırmacılarından olan ve uzun süredir Tuzla Tersaneler Bölgesi’ndeki üretim ve emek süreçlerini inceleyen Nevra Akdemir’in “Taşeronlu Birikim” başlıklı çalışmasında ise, yukarıda anlatılanların Tuzla Tersaneler Bölgesi’nde nasıl somutluk kazandığı gözlerimiz önüne seriliyor. Çalışmada bir yandan Tuzla Tersaneler Bölgesi’ndeki sermaye birikiminin esnekleşme ile atbaşı giden öyküsü anlatılırken diğer yandan da kapitalizmin bizlere hazırlamakta olduğu dünyaya dair ipuçları sunuluyor. İsteme Adresi:
Internet Üzerinden: merhaba@sav.org.tr
Sosyal Araştırmalar Vakfı: İstiklal Cd. Balo Sk. Analin Apt. 17/2 Beyoğlu 80050-İstanbul
Telefon: 0212 292 55 85