Lehman Gitti; Merrill Lynch Yutuldu; AIG Gitti Gidiyor… Madam Defarge* bir sonrakini bekliyor “Bank of America, Merril Lynch’i 45 milyar dolara satın alıyor, AIG Sam Amca’dan su yüzünde kalmak için 40 milyar dolarlık acil kurtarma yardımı istiyor; Lehman Brothers ise kaput oldu. Fiyv! Finans dünyası bir gecede tepetaklak oldu. Bizi zor bir gün bekliyor”. Wall […]
Lehman Gitti; Merrill Lynch Yutuldu; AIG Gitti Gidiyor…
Madam Defarge* bir sonrakini bekliyor
“Bank of America, Merril Lynch’i 45 milyar dolara satın alıyor, AIG Sam Amca’dan su yüzünde kalmak için 40 milyar dolarlık acil kurtarma yardımı istiyor; Lehman Brothers ise kaput oldu. Fiyv! Finans dünyası bir gecede tepetaklak oldu. Bizi zor bir gün bekliyor”.
Wall Street’in Pazar gecesi katliamı haberleri yabancı borsaları büyük bir kasırgaya sürükledi. Asya’daki hisseler sallanırken, Avrupa’dakiler yüzde 4’den fazla düştü. Dolar avro karşısında sürekli değer yitiriyor; altınsa yükselişte. Soru şimdi Dow Jones endeksinin düşüp düşmeyeceği değil, “ne kadar” düşeceği ve bu durumun giderek daha da kırılganlaşan finans kurumları üzerinde hangi etkilerde bulunacağı.
Wall Street’in 158 yıllık eski neferi Lehman Brothers, Pazar günü, hafta sonundaki kurtarma planlarının alıcı bulunamaması yüzünden başarısız olmasından sonra iflas başvurusunda bulunacağını açıkladı. Kredi kirlenmesi ve küresel kriz korkuları yeniden su yüzüne çıktı ve daha da yaygınlaştı. Lehman’ın başarısızlığı diğer Wall Street devlerinin de yakında aynı yok oluş yolunu izleyeceklerini ima ediyor. İktisatçı Nourel Roubini bu durumu şöyle ortaya koyuyor:
“Bağımsız bankerlerin hepsi yok olacak. Bu durum Mart ayında Bear Streans ile başladı. Bu gece sıra Lehman ve Merrill Lynch’e gledi. Morgan Stanley ve Goldman Sachs yarın bir alıcı aramak zorundalar. Bankerin çalışma modeli köklü biçimde hasar gördü. Hayatta kalmaları mümkün değil”.
Roubini haklı olabilir. Kapitalizmin komik tarafı, oyunu oynamak için sermayeye sahip olmanız gerekmesidir. Bankanın kasası değersiz mortgage-destekli-menkul kıymetlerden (MBS) ve aşırı değerlenmiş yüksek riskli tahvillerden başka hiçbir şeyle dolu değilse, her şey doludizgin bir hızla ilerler. Wall Street’in, şimdi zirveye çarpmakta olan batık bankacılık kurumları dalgasına katılan yüzyıllık savaş atı Lehman Brothers’a olan da bu. Lehman, deste deste para yığmak için gereken tek şeyin, Federal Rezerv’den [ABD Merkez Bankası] gelen tahmin edilebilir düşük faizli kredi akışı ile her türlü beş para etmez menkul kıymetleştirilmiş mortgage havuzuna, bunları Şanghay ya da Heidelberg’deki avanak yatırımcılara pazarlamadan önce büyük bir AAA kredi puanı damgası vuracak itaatkâr bir reyting aracısı bulmak olduğu zamanlarda, bu durumdan büyük karlar elde etmişti.
Lehman’ın sıkıntıları banka kardeşliği dünyasındaki diğerlerinin yaşadığı sıkıntılardan farklı değil. Sorun, sistemin tümünün şu anda yetersiz sermayeli ve aşırı-kaldıraçlı bir durumda olması. Bear Stearns geçen yıl çöktüğünde, 1’e 26 kaldıraç oranı kullanıyordu. Hedgie Carly Capital havaya uçtuğunda, 1’e 32 oranına sahipti. Fannie and Freddie nihayet ABD Hazinesi tarafından devralındığında ise, bu ikiz kafadarlar 1’e 80 oranında kaldıraca sahiptiler; yani kredi olarak verdikleri her 80 dolar için bir dolarlık sermaye emniyet karşılıkları vardı. Aynı dengesiz yolda; kredilerini asla geri ödeme şansına sahip olmayan insanlardan zehirli mortgagelar ve MBS’ler satın alarak devam edebilirlerdi… Eğer federal “koruma” altına alınmasalardı -ki bu da ödeme güçlüğü içinde olduklarını söylemenin daha komik bir yolundan başka bir şey değildir. Hazine Sekreteri Henry Paulson, Hazine’nin karnından gelen 6 cm genişliğindeki bir para hortumunu Fannie’nin vitrin bürosuna akılsızca dayadı. Böylece iki mortgage devi menkul kıymetleştirme modelinin tamamen çökmesi ve Çin dâhil, yabancı yatırımcıların çoktan GSE borçları üzerindeki satın almalarda kesintilere gitmeye başlamaları gerçeğine karşın, vergi ödeyenlerin sırtından tek başlarına bindikleri tahterevallide sallanmaya devam edebilecekler. Bu elbette komik bir şey değil. Yabancı yatırımcılar, 700 milyar dolarlık ABD cari hesap açığı ile her zamankinden daha fazla kumarhane pokerini andıran bir sistemde para batırma konusunda giderek daha da gerginleşiyorlar. İşte Çin’in Cuma günkü gazetelerinden bir parça:
“Döviz rezervlerinin beşte birini Fannie Mae ve Freddie Mac borcunda tutan Çin, ülkenin en büyük yatırım bankalarından birisi olan China International Capital Corp’a (CICC) göre ABD doları olarak tuttuğu payda kesintiye gidebilir”.
“Kriz, Çinli yetkililerin bütün yumurtaları aynı sepette tutmanın kötü bir fikir olduğunu anlamalarını sağladı” diye yazıyor CICC baş ekonomisti Ha Jiming. “Bu da muhtemelen döviz rezervi yatırımlarının daha fazla çeşitlendirilmesine yol açacak. Çin, ABD Hazinesi tarafından yapılan beyanatları kullanan CICC hesaplamalarına göre, Haziran 2008 itibarıyla, 447,5 milyar dolarlık ABD tahvilini elinde bulunduruyor. Dolar olarak tutulan varlıkların payının şu andaki yüzde 60 düzeyinden, yeni rezervlerle dolar dışı varlıklar satın alınması yoluyla, düşürülmesi muhtemel” diyor” (China Daily).
Doğal olarak, yabancı yatırımcılar ve merkez bankaları, ABD piyasalarının istikrara kavuştuğunu; tarihin en büyük konut krizi, donmuş bir şirket tahvilleri piyasası, felç olmuş bir bankacılık sistemi ve keskin biçimde azalan tüketici talebinin yarattığı sert ve insafsız rüzgârlara karşın ayakta kalabileceğinin bazı işaretlerini görene kadar, ABD menkul kıymetleri ve Hazine tahvillerine yönelik satın almaları azaltacaklar. Ama Amerikalılar hala bütün bunların ülkenin geleceği bakımından ne anlama geldiğini anlamıyor gibi görünüyorlar. Bunun yerine İncil kavgaları verip, finansal piyasalardan tüten dumandan bir şeyler öğrenmek yerine, ülkeyi yeniden Sınır Bölgesi’ne geri döndürmek isteyen Boz ayı avcısı Alaska valisi hakkındaki en son dedikoduları öğrenmeye çalışıyorlar.
ABD mali varlıklarına yönelik net yabancı alımların yavaşlaması halinde, oyun sona erecek. Fed, yabancı sermaye çekmek için faiz oranlarını yükseltmek zorunda kalacak ve bu da ekonomi üzerindeki ters basıncı artırıp, konut krizini tırmandıracak. Paulson’un Fannie ve Freddie’ye sınırsız kredi sağlama kararı, gerileyen doların ve ABD Hazinesinin sırtına daha da fazla borç yığacak. Bu durum sahte dolarları basıp sonra etrafa dağıtmaya benziyor. Paulson’un sistemik bir banka krizini engelleme girişimleri federal hükümetin yakın gelecekte benzersiz bir fon krizine yuvarlanmasını garanti altına alıyor. Örselenmiş orta sınıfa yüksek vergiler dayatılırken, tüketiciler ve iş dünyası yüksek faiz oranlarıyla yüz yüze kalacak.
Bu da uzamış bir ekonomik yavaşlama ve daha zayıf büyüme ile sonuçlanacak. Kredi daha da daralacak, bankalar iflas edecek, işsizlik tırmanacak ve GSYİH düşecek. Çöken mali sistem gerçek ekonomiye negatif bir kement atacak; bu da kitlesel işten çıkarmalar, zayıflayan talep, düşen borsa fiyatları ve yok olan tüketici güveni demek. Yoksulluğun ABD’sine hoş geldiniz.
Şu anda, Paulson ve New York Fed başkanı Timoty Geithner, Wall Street bankacılık seçkinlerini Lehman’ın değersizleşmiş gayrı menkul varlıklarını satın almaya yetecek kadar para vermeleri için sıkıştırıyor. Fed’in önerisi [eski Fed başkanı] Greenspan’in 1990’ların sonlarında finansal piyasaları sallayan krizdeki Uzun Vadeli Yönetim LP (LTCM) kurtarma operasyonlarına benziyor. Paulson, Fed’in 29 milyar dolarlık mortgage bağlantılı varlığı satın aldığı Bear Strearns’deki gibi bir hükümet kurtarma operasyonu olmayacağının sinyallerini verdi. Bütçesinin yarısını -yaklaşık 500 milyar dolar- zaten, geçen 3 hafta içinde haftada 19 milyar dolarlık rekor yüksekliklere fırlamış olan “mezat hizmetleri” yoluyla repolara ayıran Fed, t
ıkanmış durumda. Kriz gün be gün derinleşiyor. Aynı biçimde, Hazine de vagonunu Ulusal Borcu 5,2 trilyon dolar artıran ve süreç içinde ABD’nin “tam itibar ve kredisini” ciddi biçimde sarsan Fannie ve Freddie’yle doldurdu. Unutulmaması gereken şey, Amerikan iktidarının en büyük kaynağının, ABD’li vergi mükellefi sayesinde ucuz sermayeye ulaşmak olduğudur. Şimdi Paulson bu gelir kaynağını konut sanayini kamulaştırarak ve vergi mükelleflerini (potansiyel olarak) gelecekte astronomik yükümlülüklerin altına sokarak riske atıyor. Üstelik piyasanın 2010 sonu öncesinde yüzde 15 ile 20 arasında bir düşüş yaşayacağını gayet iyi bilmesine karşın. Paulson’un pervasızlığı ülkeyi yıllarca sürecek bir mücadelenin içine atıyor.
Pazar öğleden sonra itibarıyla, Lehman açısından herhangi bir anlaşmaya varılmamıştı ve banka iflas edecek gibi görünüyordu. Wall Street en kötüsüne hazırlandı. Nouriel Roubini Global EconoMonitor isimli bloguna gönderdiği son değerlendirmesinde Lehman’ın iflasıyla ilgili özellikle karamsar bir değerlendirme sundu:
“Şimdi açıkça görünüyor ki, tıpkı Bear Stearns’in çöktüğü Mart ortalarında olduğu gibi- gölge bankacılık sisteminin çoğu, özelikle de diğer büyük bankerlik aracıları (Lehman, Merrill Lynch, Morgan Stanley, Goldman Sachcs) bakımından genelleşmiş çöküşün sadece bir epsilon kadar uzağındayız. Lehman hafta sonu alıcı bulamaz ve Lehman’ın karşı tarafları Pazartesi günü kredilerini keserlerse, sadece Lehman’ın çöküşüyle değil, diğer bağımsız bankerlik kuruluşlarının çöküşünün başlangıcıyla da karşı karşıya kalacağız… Bu çöküş de finansal sistemde kitlesel bir sistemik erimeye yol açacak. Fed’in Cuma günü bütün büyük Wall Street firmalarının başkanlarını acil toplantıya çağırmasının ve bugün de onları Lehman’ın fişini çekmemeye ve sıkıntıya düşen bu bankerlik kurumundan yardımlarını esirgememeye ikna etmeye çalışmasının nedeni budur”.
Dev yatırım bankaları aşağı Manhattan’daki bütün mali gökdelenleri -doğru koşullar oluştuğunda- tehdit edebilecek olan karmaşık, düzensiz ve tezgâh üstü türev sözleşmeleri ağının içinde tuzağa düşmüş durumdalar.
Lehman’ın 128 milyar dolarlık uzun vadeli borçlarının önemlice bir bölümü muhtemelen zehirli mortgage destekli varlıklarını elde tutacak ve ya Hazine ya da diğer Wall Street bankaları tarafından desteklenecek olan “kötü bir bankada” çevrelenecek. İyi varlıklar daha sonra ayrılabilir ve ikisi de zengin alıcılar olan Bank of America’ya ya da Barclay’e satılabilir. Forbes’e göre, bu durumda, “kötü banka varlıkları belirli bir zaman dilimi boyunca finansal sistemi şimdi olduğundan daha fazla rahatsız etmeyecek biçimde yara almadan elde tutarken, batmaktan kurtarılacak”.
“Forbes çözümünün” bazı sürümleri, muhtemelen uygulanacaktır ama açık konuşursak, aslında ortada çözüm falan yok. Bu çözüm sadece kitlesel kayıpların çirkin sonuçlarından kaçınmak için borcu yuvarlayarak zaman kazanmanın bir yolu. Bir başka deyişle, can çekişmekte olan varlıkları desteklemek için sermaye yakmaya devam etmek, kayıpları kabul edip işlemeyen bir sistemi yeniden yapılandırmak için sahici çabalar sarf etmekten daha ucuza geliyor. Eski Fed başkanı Paul Volcker daha iki hafta önce şöyle özetlemişti:
“Bu parlak yeni sistem, ABD’deki bu uygulama, Birleşik Krallık ve diğer yerlerdeki bu uygulama, çöktü. Bu on yılda ekonomideki büyüme, bütün bu finansal yeniliğin tam ortasında, Büyük Bunalım’dan bu yana yaşanan diğer bütün on yıllarda olduğundan daha yavaş olacak. Mevcut finansal sistem işlemiyor. Bu da çöktüğünü söylemenin kibarca bir yolu”.
Menkul kıymetleştirme çöktü. Fed fonlarından yapılan kesintiler çöktü. Mezat hizmetlerinin hepsi çöktü. Bütçe dışı işlemler, borç-piramidi varlık-enflasyonu, Enron tipi muhasebecilik, SIV, CP, MBS, CDO, bunların hepsi çöktü. Riskli krediler, ardıllamalar, opsiyon-ARM’ler çöktü. Yapılandırılmış finans çöktü. Sistem işlemiyor, işlemiyor, işleyemiyor. Bütün bunlar, kapitalizmin sermaye olmadan zenginleşebileceği; tek bir doların, karmaşık borç-enstrümanları ve mega-kaldıraçlama yoluyla gerçek servet yaratacak ve finans ve sanayinin tekerleklerini tek başına döndürecek biçimde sonsuza kadar büyütülebileceği biçimindeki hatalı varsayıma dayanıyordu. Sistem battı. İktisatçı ve yazar Henry Liu şöyle diyor:
“Yine de bu varsayım kuralsız piyasa kapitalizminin hala köklü biçimde anlamlı olduğu yolunda kendi kendilerine söyledikleri yalanların tuzağında düşen yetki sahibi kimseler tarafından tercih edilmektedir. Mevcut fırtınanın gerileyen kıymetlerin ikincil nominal değerlerine karşı daha fazla nakit seferber eden merkez bankaları tarafından düzeltilebilecek küçük bir nakit darboğazı olduğu değerlendirmesini yaparak piyasaları sakinleştirmeye çalışıyorlar. Kanserli sistemi yapısal anlamda kendi kendisini imha etmekten kurtaracak hiçbir kapsamlı büyük strateji ya da planın herhangi bir işareti mevcut değil.”
Bunun yerine, kibirden sarhoş olmuş ve kendi tuhaf salahiyet duyguları tarafından kör edilmiş bir elin parmaklarını geçmeyen Wall Street “yenilikçileri”nin yağmacılıkları, finansal piyasaları felaketin eşiğine getiriyor ve daha geniş “gerçek” ekonomiyi acılı bir daralmaya zorluyor. Şimdi herkes azınlığın açgözlülüğünün bedelini ödeyecek.
O halde bizi ne bekliyor?
Financial Times’da yayımlanan bir makale bunu ifade ediyor, ama hükümet yetkilileri kuşkusuz Kasım’daki başkanlık seçimleri sonrasına kadar bu durumu inkâr edecekler.
Financial Times’tan: “Belki de sadece sıkıntılı mortgage varlıklarını çevrelemek üzere, [1989-1995 arasında batık varlıkları satışa sunan federal hükümet organı] Resolution Trust Corporation benzeri bir araca ihtiyaç olup olmadığı konusundaki yapılan tartışma, Ağustos ayında Kansas City Federal Rezerv Bankası’nın ev sahipliğinde yapılan Jackson Hole sempozyumunda merkez bankacıları arasında da sürtüşme yarattı.
RTC gibi bir aracın çözümüne katkıda bulunacağı sorun, sıkıntılı mortgage varlıklarını satın almak isteyen çok az sayıda alıcının olması ve çok az sayıdaki yatırımcının bunları ellerinde tutan bankaların delik deşik olmuş bilançolarına taze sermaye enjekte etmek istemelerinden kaynaklanan sorundur. Sonuç olarak, Lehman ve Washington Mutual gibi bankalar bozulan mortgage portföylerini satmak ve taze sermaye anlaşmaları yapmak için mücadele veriyorlar. Tercihli menkul kıymet hamilerini darmadağın eden, Fannie ve Freddie’ye el konulması, bankaların tercihli sermaye piyasasına erişimini de giderek daha da zorlaştırdı. Hükümet, yeni bir RTC aracılığıyla, varlıklar nakde dönüştürüldükten sonra elde edilecek potansiyel karlardan alınacak bir pay karşılığında gerektiğinde finansal destek sunabilir”.
Fed’in kabul etmeyi reddettiği şey, hükümeti iflas eden ticari bankaların aktif, “hissedar” ortağı haline getirmeye yönelik bir planın her zaman mevcut olduğu. Bu da ABD Hazinesi’ne ödeme güçlüğü çeken bankalara, azalan varlıkları RTC aracılığıyla nakde dönüştürülürken, yani sıkıntılı mortgage destekli çöpler için bir morg oluşturulurken, etrafı karıştıracak yeterli sermaye sağlama yetkisini verecek.
Bütün bunlar zaten kan kaybetmekte olan doları nasıl etkileyecek herkes bunu merak ediyor. Ama bu işler hiç de keyifli olmayacak.
*Madame Defarge: Charles Dickens’ın “İki Şehrin Hikayesi” romanında Fransız devriminin intikamcı kadın kahramanı.
[Counterpunch’taki İngilizce orjinalinden
Sendika.Org tarafından çevrildi]