Benazir Butto’nun kocası olarak tanınan ve bu nedenle de unutulmasını engellemek için elinden geleni ardına koymayan Asif Almi Zerdari, yakında Pakistan’ın yeni Başkanı olacak. Pakistan’ın sayıları asla azalmayan yağlı ağızlı çeteleri, birkaç ünlüler geçidi düzenleyecek ve (bazıları şimdi Batılı başkentlerin atanmış büyükelçileri olan) eski hanedanların hazır cevap sözcüleri demokrasinin ne kadar güçlendiğinden söz edecekler. Zerdari’nin, […]
Benazir Butto’nun kocası olarak tanınan ve bu nedenle de unutulmasını engellemek için elinden geleni ardına koymayan Asif Almi Zerdari, yakında Pakistan’ın yeni Başkanı olacak. Pakistan’ın sayıları asla azalmayan yağlı ağızlı çeteleri, birkaç ünlüler geçidi düzenleyecek ve (bazıları şimdi Batılı başkentlerin atanmış büyükelçileri olan) eski hanedanların hazır cevap sözcüleri demokrasinin ne kadar güçlendiğinden söz edecekler. Zerdari’nin, son seferinde iktidar kırıntılarını paylaştığı ve devletin Zerdari’ye karşı açmaya çalıştığı bütün yolsuzluk davalarına kanıt sunmayı reddederek ona sadık kalmış olan yakın arkadaş çevresi de mutlu olacak. O halde Pakistan’da demokrasinin tanımının kişiden kişiye değiştiğine kuşku yok.
Sokaklardaysa iktidarın, güvelerin kemirdiği bir generalden solucanların kemirdiği bir politikacıya geçmesini taçlandıran coşku ifadeleri olmayacak. Bazı mahallelerde Butto ailesi için hissedilen duygular, yaygınlaşabilir nitelikte değil. Benazir hala yaşıyor olsaydı, Zerdari’ye herhangi bir resmi makam sunulmayacaktı. Başkanlık için diğer iki kıdemli politikacıyı düşünüyordu. Daha demokratik eğilimlere sahip olsaydı kendi siyasi partisine, partiyi oğlu yetişkin yaşa gelene kadar kocasının vekilharçlığında oğluna miras bırakılacak bir aile çiftliği statüsüne düşürecek kadar tepeden muamele etmezdi. Sadece ve sadece bu durum, Zerdari’nin en tepeye yükselmesine katkıda bulundu. Karısının Halk Partisi’ndeki (ya da hoşnutsuz üyeleri tarafından adlandırıldığı üzere Butto Aile Partisi’ndeki) en yakın destekçilerinin çoğu tarafından Benazir hayattayken bile sevilmezdi. Benazir’in önceki iki vesilede iktidardan düşmesini açıklamak için Zerdari’nin açgözlülüğünü ve mafya babasıvari davranışlarını öne sürüyorlardı ki bu benim zaman zaman biraz gayrı adil bulduğum bir suçlama. Benazir biliyordu. Bu bir ortak girişimdi. Benazir siyaseti asla yalnızca hayatının tüketici tutkusu olarak görecek birisi değildi ve her zaman çok zenginlerin hayat tarzına ve sosyal davranışlarına imrenirdi. Zerdari ise bu statüyü elde etmeyi amaçlayan maceralarında utanma sıkılma tanımadı.
Bugün Zerdari Surrey’deki birkaç milyar dolar değerindeki bir çiftlik dâhil, birçok kıtaya yayılmış malikâneler ve banka hesaplarıyla ülkenin en zengin ikinci adamı. Benazir’in yakın çevresindekilerin çoğu, yeni patron tarafından bir kenara itildikleri için ondan aktif biçimde nefret ediyorlar (Zerdari eskiden Butto ailesinin çantada keklik gördüğü Larkana’dan seçilmiş apolitik kız kardeşiyle bunların burunlarını pisliğe sürttü). Benazir’in amcası, Mümtaz Butto (klanın başı) onu sert bir biçimde kınadı. Bazıları ise bir biçimde Benazir’in ölümünden sorumlu olduğu gibi garip görüşleri bile destekliyorlar. Bu aptalca. Zerdari sadece Benazir’in vasiyetini yerine getirmeye çalışıyor.
Zerdari elbette, Benazir Başbakanken kayın biraderi Murtaza Butto’nun öldürülmesi emrini vermekle suçlanıyor, ama bu dava asla açılmadı. Karakteristik biçimde, partisinin Şubat ayı seçimlerindeki zaferinden sonra Zerdari’nin ilk eylemlerinden birisi, Murtaza Butto’nun tuzağa düşürülerek katledilmesi ile bağlantılı üst düzey bir polis memuru olan Shoaib Suddle’yi Federal İstihbarat Teşkilatı’nın patronluğuna atamak oldu. Sadakat her zaman tam olarak ödüllendirilir.
Ülkede çizdiği profil genel olarak düşükken, bugünlerde daha da dibe vuruyor. Pakistan’ın 190 milyon vatandaşının çoğunluğu yoksul, cahil ya da yarı-cahil olabilir ama içgüdüleri genellikle güçlüdür. New America Foundation tarafından birkaç ay önce yapılan bir kamuoyu yoklaması Zerdari’yi onaylama oranlarının son derece düşük; yüzde 14’den düşük olduğunu açığa çıkardı. Bu sayılar Pakistan’ın kolaylıkla ufalanan ulusallık duygusunun olası en berbat parçasını temsil ettiği görüşünü doğrulamaktadır. Halkın bu seçimlerde söyleyecek hiçbir sözü yoktur. Parlamento simsarları sonucu çok önceden belirlediler. Son zamanlarda bir psikiyatristin kronik hafıza kaybı nedeniyle çocuklarını tanımaktan aciz durumda ve akut bunamadan muzdarip olduğu yolunda yaptığı açıklamayı ciddiye almıyorum. Bu, bilindiği gibi, büyük ölçekli para aklama ve yolsuzluk nedeniyle Londra ya da Cenevre’de yargılanması tehlikesine karşı tasarlanmıştı. Bütün bunlar şimdi askıya alındı çünkü “teröre karşı savaş”ta kritik bir isim düzeyine yükseldi.
Ama ortada hala küçük bir sır var. ABD neden General Müşerref’e verdiği desteği geri çekti? Bu konudaki yanıtlardan birisi, 26 Ağustos’ta New York Times’ta Helene Cooper ve Mark Mazzetti tarafından verildi. Bu habere göre, Dışişleri Bakanlığı, onursuz ve hızlı bir gidişten yana değildi, ama bilmedikleri şey, Güvenlik Konseyi ABD Büyükelçisi Zalmay Khalilzad’ın başını çektiği katı bir neo-conlar çetesinin Asif Zerdari’ye gizli gizli tavsiyelerde bulunduğu ve onu General’e karşı yürüttüğü kampanyada desteklediğiydi:
“Bay Khalilzad Pakistan Halk Partisi lideri Bay Zerdari ile son bir ay içinde bir hafta boyunca birkaç kez telefonla görüştü, bu durum yetkisi olmadan temaslarda bulunduğu suçlamasıyla karşılaşana kadar sürdü, diyor bir ABD üst düzey görevlisi. “Ne tür ‘tavsiye ve yardımlarda’ bulunduğunuzu sorabilir miyim?..”. Bay Boucher, Bay Khalilzad’a öfkeli bir e-posta mesajıyla böyle soruyordu. “Bu nasıl bir kanal? Hükümetle mi ilgili, özel mi, kişisel mi?” Mesajın kopyaları Dışişleri Bakanlığı’nın en yüksek düzeylerinde bulunan başkalarına da gönderildi; mesaj New York Times’a bu kopyalardan birisini alan bir yönetim görevlisi tarafından ulaştırıldı.”
Khalilzad, müzmin bir hizipçi ve entrika ustasıdır. Hamid Karzai’yi (şimdi Washington’daki birçoklarının da kabul edeceği gibi berbat sonuçlar verecek biçimde) Kabil’e yerleştirdikten sonra Müşerref’e, koruması altındaki Afganlıya yüzde 100 destek sunmayı reddettiği için son derece kızmıştı. Khalilzad şimdi Müşerref’i cezalandırmanın bir olanağını buldu ve aynı anda Karzai’nin Pakistanlı bir eşdeğerini de zorla yarattı. Zerdari buna değer. Tam bir Washington yaratığı olmaya mükemmel biçimde uygundur. İsviçre hükümeti Zerdari’nin, yolsuzluk davaları nedeniyle dondurulmuş olan banka hesaplarından milyonlarca doları serbest bırakmaya umutla karar verdi. Zerdari, tıpkı müteveffa karısı gibi, tıpkı en son Yatırım Bakanı olduğu zaman akladığı paralar gibi, şimdi de kendisi aklanıyor. Bu zayıflık onu esnek bir Pakistan Başkanı haline getiriyor.
Halkın çoğunluğu Afganistan’daki ABD/NATO varlığına derinden derine düşman. Neredeyse yüzde 80’lik bir kesim müzakerelerin başlamasını ve yabancı birliklerin tümünün geri çekilmesini istiyor. Üç gün önce, bir ABD komando timi ‘terörist aramak için’ Afganistan’a girdi ve yirmi masum insan öldürüldü. Zerdari sınandı. Ama ABD birliklerinin ‘arama ve imha etme’ görevlerini gerçekleştirmek üzere Sınır illerine girmesine izin verecek olursa, kariyeri çok kısa ömürlü olacak ve ordu şu ya da bu biçimde iktidara dönecektir. Ordu yüksek komutası kendi halkını öldürmek zorunda bırakılan alt rütbeliler arasında büyüyen öfkeyi görmezlikten gelemez.
Pakistan Başkanı 1972 Anayasası’nda bir süs figürü olarak tasarlanmıştı. Askeri diktatörler anayasayı kendi lehlerine dönüştürüp değiştirdiler. Zerdari müteveffa kayın pederinin anayasasına geri mi dönecek yoksa mevcut iktidarı koruyacak mı? Ülke umutsuzca biraz olsun ahlaki otorite kullanacak ve ülkenin vicdanına hizmet edecek bir başkana ihtiyaç duyuyor. Akla, yasaklı Baş Yargıç İftihar Chaudry ya d
a İmran Han ve I.A.Rehman (İnsan Hakları Komisyonu başkanı) geliyor ama yönetici elit ve onun Washington’da aslında kendi çıkarlarına hizmet eden destekçileri bu ülkenin gerçek ihtiyaçları karşısında her zaman körlüğü seçtiler. Dikkatli olmaları gerek. Afgan sınırı boyunca uçuşan kıvılcımlar kontrol edilmesi çok zor olan bir yangını başlatabilir.
Counterpunch.org’daki İngilizce orijinalinden Sendika.Org tarafından çevrilmiştir