Hükümet imalatçı esnafa bedava kredi dağıtacakmış. Neymiş bu? AKP’nin üretime verdiği önemin en büyük delili imiş! Sıfır faizli, ilk 6 ayı ödemesiz, 18 ay vadeli 25 bin YTL, kadın olursa 30 bin YTL’ye kadar kredi. 5 bin esnaf faydalanacakmış. Toplam 125 bin YTL’nin %25’i Doğu ve Güneydoğu Anadolu esnafına ayrılmış. Bunun Türkçesi şu: 25 bin […]
Hükümet imalatçı esnafa bedava kredi dağıtacakmış. Neymiş bu? AKP’nin üretime verdiği önemin en büyük delili imiş! Sıfır faizli, ilk 6 ayı ödemesiz, 18 ay vadeli 25 bin YTL, kadın olursa 30 bin YTL’ye kadar kredi. 5 bin esnaf faydalanacakmış. Toplam 125 bin YTL’nin %25’i Doğu ve Güneydoğu Anadolu esnafına ayrılmış.
Bunun Türkçesi şu: 25 bin YTL kime ne ilaç olacak. Kim 25 bin YTL ile imalat işine girecek, kim makine parkını yenileyecek üretimini arttıracak vs. 25 bin YTL ile ne yapılır bu memlekette. En ucuzundan bir araba alırsın o kadar. Evet bunun Türkçesi, esnafın kan ağladığı bu günlerde seçim öncesi 5 bin kişiye 25 bin liralık bir rüşvet dağıtılacak. İsteyen borcunu ödeyecek, isteyen Allah razı olsun, hiç yoktan iyidir deyip kenara koyacak, kimisi de leblebi çekirdek parası yapacak.
Zira bu ülkede kimsenin yatırım ve istihdam diye bir derdi yok. Bırak yeni yatırımı var olan yatırımların bir kısmı yurt dışına kaçıyor. Böyle bir ortamda 25 bin YTL kimin ne işine yarar. Bir soru önergesi üzerine Devlet Bakanı Nazım Ekren’in verdiği bilgiye göre son 5 yıl içinde yurt dışına 730 milyon dolarlık yatırım kaçmış.
Kaçan yatırımların neredeyse tamamı Balkanlar, eski sosyalist ülkeler, Türki Cumhuriyetler ve Arap ülkelerine gitmiş. Yani iş hukuku bizden daha geri, emeği bizden daha ucuz olan ülkeler. Sermaye daha iyi sömürmek için kapı kapı dolaşıyor. Bulduğu her kapıdan giriyor ve hiç arkasına dönüp bakmıyor. Arkada kim kaldı, kaçı aç kaldı, kaçı ev sahibinin gazabına uğradı…
11 Ağustos tarihli Referans Gazetesinden Hakan Tartan’ın yazdığına göre yurt dışına kaçanlardan biri de Denizli’de kurulu Akça Holding’e bağlı Menderes Tekstil. Holding patronu Rıza Akça fabrikalarındaki emek yoğun çalışılan dokuma ve iplik bölümlerini daha ucuz emek olduğundan Mısır’a taşıma kararı aldıklarını açıklamış.
18 Ağustos tarihli Posta Gazetesi ise Devlet Bakanı Mehmet Şimşek’in bu fabrikaya yaptığı ziyaret sırasında işçilerin yaptığı eylemi haber yapmış. Mehmet Şimşek Pamukkale’de tatil yaparken öylesine uğramış, yoksa “sen ne yapıyorsun” demek gibi bir amaçla değil!..
Patronun aldığı karar gereği işinden olan çok sayıda işçi fabrika önünde eylem yaparken Devlet Bakanının fabrikaya geldiğini haber almışlar ve dertlerini anlatmak için kendisiyle görüşmek istemişler. Ancak Mehmet Şimşek’in görüşmeyi reddetmesi bir yana işçilerden bir kaçışı var ki…
Tıpkı tersanedeki iş cinayetlerinin önüne geçemeyen Çalışma Bakanı’nın “tersane bölgesini kapatmak”tan söz ederkenki telaşlı hali gibi. Tıpkı kamu çalışanlarının taleplerini karşılamaktan aciz olan hükümetin konfederasyonların birbirleriyle çatışmasından medet uman sinsi hali gibi. Tıpkı fındık üreticilerinin bu kaçıncı kandırılışındaki iki yüzlü halleri gibi…
AKP emekçiler karşısında sadece top çeviriyor. Emekçilerin sahada korkak durması AKP’nin en güçlü kozu. Tayyip eski futbolcu olduğundan sanırız, şimdilik oyunu iyi idare ediyor ancak bütün mesele emekçilerin biraz organize bir hücum gerçekleştirmelerinde. Hükümetin takım düzeninin darmadağın olacağından kimsenin kuşkusu olmasın. Seçime kadar daha zamanımız var. 2009 yerel seçimlerinde emekçilerin güçlü baskısı AKP’nin façasını bozabilir ve düşüş trendini başlatabilir. Olmaz demeyin toplumsal mücadeleler de biraz futbol gibidir, ani bir atak her şeyi değiştirebilir.