Mamak Kentsel Dönüşüm Projesi yargı tarafından durduruldu. Mamaklıların haklılığı hukuk tarafından tescillenirken Belediye yeni bir proje hazırlamak zorunda kaldı. Görüşlerini aldığımız mahalle halkı şimdi Belediye’ye sesleniyor: “Bu sefer projede söz ve karar hakkımız olsun!” Yaklaşık bir buçuk yıl önce Mamak Belediyesi, Büyükşehir Belediyesi ile ortak bir karar alarak Yeni Mamak Kentsel Dönüşüm Projesi fikrini ortaya […]
Mamak Kentsel Dönüşüm Projesi yargı tarafından durduruldu. Mamaklıların haklılığı hukuk tarafından tescillenirken Belediye yeni bir proje hazırlamak zorunda kaldı. Görüşlerini aldığımız mahalle halkı şimdi Belediye’ye sesleniyor: “Bu sefer projede söz ve karar hakkımız olsun!”
Yaklaşık bir buçuk yıl önce Mamak Belediyesi, Büyükşehir Belediyesi ile ortak bir karar alarak Yeni Mamak Kentsel Dönüşüm Projesi fikrini ortaya attı. Belediye yayınladığı basın bültenlerinde projeyi Mamak’a yeni bir çehre kazandırmak niyetiyle tasarladığını dile getiriyordu. Fakat sunulan bu vitrinin 17 mahalleyi kapsayan ve 15 binden fazla gecekonduyu yıkmayı öngören bir projeye ait olduğu ortaya çıktı. Proje oluşturulduktan sonra Mamak’ta belediye hızla çalışmalarına başlayarak halka koşulları belirsiz sözleşmeler imzalatma yoluna gitti. Fakat Projeye dair Mamak halkına basın bültenlerinde yer alan reklam bilgileri dışında hiçbir bilgi verilmedi.
Proje ile yerlerinden edilmek istenen Mamak halkı belediyenin kendilerini hiçbir biçimde muhatap almayarak sadece geleceklerini belirsizliğe sürükleyen sözleşmeler imzalatması karşısında harekete geçti. 2007 yılının Ocak ayında Mamak’ta barınma hakkı mücadelesinin ilk adımları atılarak yüzlerce kişinin katıldığı halk toplantıları yapıldı. Mahallelerde sokak temsilcilikleri belirlendi, halk oylaması ile Mamak halkının kendi talepleri ortaya koyuldu. Ardından Barınma Hakkı Bürosu kuruldu ve mahallelerde barınma hakkı mücadelesi yükselirken bir yandan da proje yargıya taşınarak hukuki süreç işletildi.
Sendika.Org olarak Mamak halkının hangi koşullarda yaşam mücadelesi verdiğini projenin ortaya çıkmasından sonra neler yaşadığını, neler hissettiğini ortaya koymak için onlara kulak verdik. Bizim röportajları yapmamızdan kısa bir süre sonra Ankara 10. İdare Mahkemesi Kentsel Dönüşüm Projesi’nin yürütmesinin durdurulmasına karar verdi. Mahkeme Kentsel Dönüşüm Projeleri’nin;
* Kapsayıcı olmadığı ve kamu yararından uzak sadece rant getirici projelere yönelime yol açtığına,
* Proje nedeniyle yapılacak imar planı değişikliklerinin kazanılmış haklar açısından sorunlar yarattığına,
* Kentsel dönüşüm kararında bilimsel bir zorunluluğun ortaya konulmadığına,
*Kentsel Dönüşüm Projesi’nin Belediye Kanunu’na koyulan bir madde ile düzenlendiğine, Kentsel Dönüşüm Yasa Tasarısı’nın çıkarılması gerektiğine hükmetti.
Böylece Mamak halkı hukuki açıdan ilk kazanımını sağladı. Belediye ise mahkemenin işaret ettiği kriterleri kapsayan yeni bir proje oluşturmak zorunda. Mamaklıların bu yeni aşamada talepleri net: Projede söz yetki ve karar hakkı.
Merhabalar, bize kendinizi tanıtır mısınız?
İsmim Kenan Ünal. SSK emeklisiyim 50 yıldır Derbent mahallesinde oturuyorum.
Derbent’e hangi tarihte yerleştiniz? Siz geldiğinizde Derbent ne durumdaydı şimdi nasıl?
1956 yılında Ardahan’dan gelip yerleştik buraya. Ben ortaokulu bitirdiğim yıl ailemle kalkıp geldik. Yani bu mahallenin en eskilerinden birisiyim. Biz yerleştiğimizde buralarda 3 tane ev vardı sadece. Elektrik-su hizmeti gelmemişti. Samsun yolu bile yoktu. Yerleşim arttıkça su, elektrik, telefon gibi hizmetler gelmeye başladı, tabii ki bizim girişimlerimizle. 1. Cadde dediğimiz yolu örneğin kazma kürekle kendimiz yaptık.
Şimdi evleriniz yıkılmak isteniyor. Yeni Mamak Projesiyle belediye Mamak’ta kentsel dönüşüm projesi uygulamak istiyor. Bu konuda ne diyeceksiniz?
Biz değişime karşı değiliz tabii ama bunu yaparken bizim de hakkımız verilsin, bizi de gözetsinler istiyoruz. Şimdi burada proje yapılacak. Belediye 200 metrekare yere 80 metrekare yer veriyor. Bunu kabul edemeyiz çünkü biz de dişimizle tırnağımızla burayı bir yere getirdik. Aldığımız asgari ücretlerle hem geçindik hem devlete para ödedik. Mahalle halkı olarak gerçekten çok yoksul bir bölgede yaşıyoruz hatta burada dışarıdan gelip 100 YTL’ye kirada oturan vatandaşlar var. Biz devletimizden şunu bekliyoruz. Vergi verip askerlik yaptık. Bunlar bizim ödevimiz, sorumluluğumuz ise devletin de bize sağlık, temizlik ışık gibi bazı hizmetleri vermesi gerekiyor. Bize gelip projeyi anlatan bile yok, kime inanacağız.
Yani talebiniz açık olmaları mı?
Belediye başkanımız bizi çağırıp demiyor ki arkadaşım sizin durumunuz bu. Biz bu kış evlerimizi yıkacaklar diye odun kömür dahi almadık şimdi öğreniyoruz ki proje ertelenmiş.
Peki belediyenin şartları net olsa kabul eder misiniz?
Ederiz ama nasıl kabul ederiz; bize hiçbir karşılık göstermeden kabul edilemez koşullar sunarlarsa etmeyiz tabii. Sonuçta barınma hakkımız elimizden alınıyor. Evlerimiz karşılığında inandırıcı birşey göstermiyorlar. Yoksa biz de isteriz doğalgazlı apartmanlarda oturmayı. 60 yaşımı devirdim, 50 yıldır buradayım yıllarımızı verdik bu mahalleye, kazma kürekle yaptık bu yolları bile. Hak etmiyoruz bu durumu.
Binali Uslu Aydemir (Derbent):
Ben emekli memurum. Burada yılardır çocuklarımla beraber yaşıyorum.
Derbent’e ne zaman geldiniz, siz geldiğinizde burası ne durumdaydı bize mahallenizin bugününü ve geçmişini anlatır mısınız?
Ben buraya 1971’de geldim. Evimizi tapulu olarak müteahhite yaptırdık. Biz geldiğimizde burada çok ev yoktu, tarlalar vardı. Ulaşım, elektrik, su gibi hizmetler gelmişti. Mahallemiz iyi bir yerdi fakat bugüne dek geri kaldı. Hizmet getirilmedi buralara yoksa Ankara’nın en güzel semtlerinden birisidir.
Evlerinizin yıkılması söz konusu, ne düşünüyorsunuz?
Biz kentleşmeye karşı değiliz. Ama insanların hakkı verilsin. Bir sözleşme çıkartmışlar nerde ev verileceği belli değil, ne zaman ev verileceği belli değil. Müteahhitler yukarılara 125 metrekareye bir daire verirken bunlar 400 metrekareye bir daire veriyor. Reva mı bu? Böyle mi Müslüman bunlar, böyle mi devlet olunuyor, böyle mi demokrasi oluyor? İnsanların evlerini haklarını versinler. Biz kentsel dönüşüme değil yoksulluklara karşıyız.
Bundan önceki projeyi 1/5000 ve 1/10000 projeler vardı. 2 yıl önce ben şahsen mahkemeye verdim bu projeleri ve kazandım. Dava belediye tarafından Yargıtay’a yollandı. Yürütmeyi durdurma kararı kazanıldı.
Hasan Türkoğlu (Küçükkayaş):
Hastanede çalışıyorum, tek maaşla 4 çocuk okutuyorum. 1959’dan beri burada oturuyorum, Kutludüğünlü’yüm.
Belediyenin projesi hakkında ne düşünüyorsunuz?
Yemin ediyorum bir gün su faturası geldi bana 75 milyon su, 19 milyon atık su, 4 milyon da çevre temizleme parası, bunların nereye gittiği ne yapıldığı belli değil ama bizim evlerimiz yıkılıyor. Halk perişan. Milleti patatesle soğanla kandırıyorlar. Yardımla oy topluyorlar. Uyuyoruz yani uyumanın karşılığında da başımıza bunlar geliyor.
Bu projeyi duyunca önce büyük bir panik yaşadık. Ne yapacağımızı bilemedik. Hakkımızın ne olduğu
nu da tam olarak bilmiyorduk sonra gittik ağabeylerimizle, güvendiğimiz insanlarla görüştük. Sonra buralarda yapı yasağı koydular kafalarına göre. Ardından bizi bölmek için insanları sınıflandırdılar işte solcu sağcı diye, nifak sokmaya çalıştılar, birlik-beraberliğimizi engellediler. İnsanlar korkunun verdiği esaretten dolayı fikir dahi beyan edemedi. Ardından bir tesadüfle büroya (Barınma Hakkı Bürosu) gittik. Orada alınan kararları bize anlattılar, burada komşularımızla konuştuk. Bir kısım tereddüt etti bir kısım kabul etti. Orada başka mahallelerden gelenler vardı, yalnız olmadığımızı gördük. Şimdi mahkeme iyi bir karar vermiş. Bundan sonra daha fazla birlik beraberlik olur. Toplu halde belediyenin üstüne gidip isteklerimizi kabul ettirmeliyiz diye düşünüyorum.