Kolombiya’nın Ekvador’un egemenlik haklarını ihlal ederek sınır bölgesinde düzenlediği ve FARC liderlerinden Raul Reyes’in ölümü ile sonuçlanan saldırıdan sonra FARC-EP dış dünyayla iletişimi büyük ölçüde kesmişti. Ancak Latin Amerika’nın çeşitli yayın organlarında 14 Mart tarihli bir bildiri yayınlandı. FARC’ın bu bildirisi, ABD emperyalizmi ile ilerici politik güçler arasındaki bölgesel gerilimin odağına yerleşen örgütün son gelişmeler […]
Kolombiya’nın Ekvador’un egemenlik haklarını ihlal ederek sınır bölgesinde düzenlediği ve FARC liderlerinden Raul Reyes’in ölümü ile sonuçlanan saldırıdan sonra FARC-EP dış dünyayla iletişimi büyük ölçüde kesmişti. Ancak Latin Amerika’nın çeşitli yayın organlarında 14 Mart tarihli bir bildiri yayınlandı. FARC’ın bu bildirisi, ABD emperyalizmi ile ilerici politik güçler arasındaki bölgesel gerilimin odağına yerleşen örgütün son gelişmeler karşısındaki değerlendirme ve önerilerini özetliyor
Bizim Amerika’mızın halklarına
FARC-EP Sekreterliğinin Bildirisi
Kumandan Raul Reyes’in ve yanında giden veya ona eşlik eden sivil kökenli birçok insanın da ölmesiyle sonuçlanan Ekvador’daki acılı olayların ardından, FARC aşağıdaki noktalara değinmek istiyor:
1. Askeri operasyon ABD’nin Güney Deniz Piyade komutanlığı ve altındaki Kolombiyalı güçler tarafından yürütüldü. Uluslararası hukukun aleni olarak ihlal eden ve kardeş bir ülkenin egemenlik ve toprak haklarının ihlal eden bu operasyon, tüm bir ülkenin haysiyetine ve Latin Amerika’nın vicdanına karşı yapılmış kabul edilmez bir saldırıdır. Ne önleyici saldırı ne sıcak çatışma sırasında yargılama ne de terörizme karşı verilen savaş gibi Kolombiya hükümeti tarafından kullanılan iddialar, bu derecede berbat gelişen olayları meşru kılar. Kolombiya hükümeti, kısıtlı bir egemenlik altında belki yeni Amerikan emperyalizmi kavramı altında Latin Amerika’da “İsrail” gibi davranabilmenin telif haklarını alamayacaktır. Rio’da, Santo Domingo’da toplanan grubun pratikte yapmak için aldıkları karar budur.
2. Ekvador ve Venezüella hükümetleri üzerinde, bombaladığı her yanı toza çeviren bir bilgisayar üzerinden yapılmak istenen şantajları hiçbir şekilde kabul etmiyoruz. Uribe’nin ABD’nin “akıllı bombalarıyla” aradığı şey, ülkesinde kendisinin soykırım, uyuşturucu kaçakçılığı ve paramiliter aktiviteler dolayısıyla istifa etmesini isteyen halkın dikkatini başka yöne çekmektir.
3. Danimarkalı örgüt “Gerillalar ve Aşklar”ın FARC’a sembolik bir bağış yapan onurlu davranışını tenzih edersek, kimseden ne para ne de silah aldık. Burada her türlü yıkım için milyonlarca dolar ve silah kullanan tek şey ABD hükümetidir. Bu paralar Kolombiya hükümetinin kendi halkına ateş edebilmesi sonucunda ABD’nin küresel tahakküm ve neoliberal sömürgecilik siyasetinin ana hatları takip edilsin diye verilmiştir. Kim bunu meşru kıldı? Kolombiya’da yapıldığı gibi hangi yasaları kullanarak bir halkı bastırmayı ve katletmeyi öne sürebilirler? Etik olan zayıfa yardım etmektir, iktidar olana değil. Yardım, ezilenlere yapılmalıdır, ezenlere değil. Vicdanı olan hiç kimse, devam etmesinin Kolombiya’daki kuklalarına askeri ve iktisadi yardım manasına geldiği bu suç karşısında tepkisiz kalamaz. Zayıfların zulme karşı verdiği savaşa terörizm, güçlü devletlerin halkları terörize etmesine de savaş demeyi bırakmamız gerekmektedir.
4. Tüm medya makinesi Ekvador’a, Venezüella’ya ve tabii ki FARC’a karşı yalan ve ateş kusmak için etkindi. Tüm bunlar Kolombiyalı Bolivar’ın isyancı küllerini sızlatmıyor mudur? Ülkelerimizdeki kamuoyunu sanki mantıksız bir yığınlarmış gibi yönlendirmeye çalışıyorlar. Sadece ABD gibi gelişmiş ülkeler uranyumu işleyebilecek koşullara ve teknolojiye sahiptir, bizim gibi hala halkının onuru için mücadele eden gerillalar sahip değildir. Simon Bolivar’a atıfta bulunarak, şöyle diyebiliriz, “Düşmanın karşısına kollarımız, göğsümüz, atlarımız ve süngülerimizden daha fazla çıkarabileceğimiz silahımız olmayabilir.” Açık olan şey şudur ki: ABD, Irak’tan sağlayamadığı petrolü Venezüella’dan çalabilmek için sebep aramaktadır.
5. FARC’ın Bolivarcı bir gerilla örgütü olduğu apaçık ortadadır. Sadece Chavez’le değil, ama bizim Amerika’mızın halklarının gündelik düşüncesinde de Bolivarcı ideallerde buluşuyoruz. Biz Bolivar’da, tüm süreçlerinde kendimizi buluyoruz; Monroe Doktrini ya da Ulusal Güvenlik veya Demokratik Özgürlük gibi yabancı doktrinlerde, ABD’lilerin yarattığı kendi jeopolitik sömürü ve tahakküm düşüncelerinde uzlaşamıyoruz. İnsanlar ve halklar, Bolivar ve onun bağımsızlık kahramanlarını bekliyorlar çünkü onlar, bu halklardan yüzyıllardır alıkonulmuş olan egemenlik ve onur, sosyal adalet, birlik ve barışa dair tek umutlarını oluşturuyor. Tabii ki, Başkan Chavez’e ne kadar teşekkür etsek azdır, kendisinin bir barış gönüllüsü olması, insaniyette diretmesi, tutukluların değişimi için uğraşması, FARC ve ELN’nin örgüt olarak savaş hukukuna dâhil isyancılar olduğunun kabul edilmesi yolunda adımlar atması, Venezüella’nın coğrafyasını sunması ve barış görüşmelerini başlatabilecek sahneler yaratmasına derinden müteşekkiriz. Chavez, Kolombiya’da barışın, hem Venezüella hem de kıta barışı olduğunu anlamaktadır.
6. Kolombiya’daki krizin yapısal olarak, narkotik, paramiliter, ABD yanlısı, mahkûm değişiminden ve barıştan korkan, hiçbir zaman gerçekleşmeyecek olan askeri bir ihtilal illüzyonu ile yaşayan bir hükümet varken çözülmesi mümkün değildir. Kolombiyalıları tekrar Genel Ulusal Anlaşmaya çağırıyoruz. Böylece alternatif bir hükümet sistemi yapılandırabilir, iyi bir toplumu, egemenliği, demokrasiyi, yurdu öne çıkaran programlı bayraklar altında yürüyebiliriz. Yeni hükümet, barış sloganları atmalı, askerlerini garnizonuna çekmeli, Yankeeleri evlerine göndermeli, isyan edenlerle barış görüşmeleri yapmalı, aynı şekilde ülkedeki siyasi ve sosyal örgütlerin katılımını sağlamalıdır. Bu masadan çıkarak barış anlaşmasına Kurucu Meclisin Anayasası olarak atıf yapılmalıdır. Bu barış, Kolombiya’da barış ve onurun geleceğini düzenleyecek güç olacaktır. Tüm bunlar arasında, halk kendini direnişe katmalı ve devletin terörizmine, narkotik paramiliterlere, sosyal adaletsizliği karşı, egemenliğimizin bütünlüğü için yürümeli ve Kolombiya’nın barışı ve birlikteliği için seslerini yükseltmelidir.
7. Uribe’nin, Rafael Correa başkanlığından önce iktidarda olduğunu kabul ettiği 11 siyasi tutukluyu göstermesini talep ediyoruz. Uluslararası kamuoyundan da, dayanışma içersinde olmalarını ve insanların kaybolmalarının, kaçırılmalarının engellenmelerini istiyoruz.
Yeni Kolombiya için, Yurdumuz ve Sosyalizm için
FARC-EP Sekreterliği
Kolombiya dağlarından, 14 Mart 2008
[Red Resistencia’daki İspanyolca orijinalinden Bilgesu Sümer tarafından Latinbilgi (Sendika.Org) için çevrilmiştir]