AKP’nin fikri altyapısını oluşturan Muhafazakâr Demokrasi adlı kitapta sosyal politikaları, özel sektör ve STK’lara havale eden bölüm yeniden mi yazılacak? AKP hükümetinin 2008 – 2012 dönemini kapsayan Eylem Planı’nı önceki gün açıklayan Başbakan Erdoğan, hükümetin yeni dönemdeki temel hedefinin “sosyal restorasyon” olacağını ifade ederek dedi ki: “Bu dönem, siyasi ve ekonomik istikrarı sağlam bir zemine […]
AKP’nin fikri altyapısını oluşturan Muhafazakâr Demokrasi adlı kitapta sosyal politikaları, özel sektör ve STK’lara havale eden bölüm yeniden mi yazılacak?
AKP hükümetinin 2008 – 2012 dönemini kapsayan Eylem Planı’nı önceki gün açıklayan Başbakan Erdoğan, hükümetin yeni dönemdeki temel hedefinin “sosyal restorasyon” olacağını ifade ederek dedi ki:
“Bu dönem, siyasi ve ekonomik istikrarı sağlam bir zemine oturtan Türkiye’nin, sosyal istikrarını da pekiştireceği sosyal restorasyon dönemi olacaktır. Sosyal yaralarımızı geçici olarak saracak pansuman tedavisinden değil, kalıcı olarak iyileştirmekten söz ettiğimi özellikle belirtmek isterim.”
Mükemmel!
Başbakan Erdoğan’ın bu sözleri ilk bakışta gerçekten çok sevindirici; ancak daha 2 hafta önce valilere “Gerekirse kamyonun direksiyonuna bizzat geçip, yoksul vatandaşıma kömür dağıtacaksınız” dediğini düşündüğümde, bu “sosyal restorasyon”un nasıl yapılacağına ilişkin ciddi endişelerim var.
Keyfi hayırseverlik!
Çünkü İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde düzenlenen Sosyal Hakları Yeniden Düşünmek konulu toplantıdan alıntılar yaptığım dünkü yazımda da belirttiğim gibi AKP iktidarında sosyal yardım, bugüne kadar vatandaşlık hakkı olarak değil, hayırseverlik çerçevesinde ve keyfi olarak yapıldı.
Pekiyi 2. AKP hükümetinde radikal bir değişiklik olabilir mi?
Başbakan’ın açıklamalarını dinledikten sonra ilk bakışta pekâlâ “Neden olmasın?” diyebilirsiniz. Ancak toplantının konuşmacılarından Kristal İş Sendikası eğitim uzmanı Aziz Çelik’ın dikkat çektiği noktaları hatırladığınızda, iyimserliğiniz hemen yok oluyor.
Çelik, hayırsever ya da yardımsever sosyal politikalar dönemi olarak adlandırdığı AKP iktidarında devletin, sosyal haklar alanından çekilmeyeceğini ama yaptığı harcamaları yeniden yapılandırarak, bu alanı piyasaya aktaracağını söylemiş ve demişti ki:
Muhafazakâr Demokrasi
“Devlet, sosyal yardım için pozitif düzenlemeler yapmak ve kaynak ayırmak zorundadır. AKP iktidarında bu anlayış ortadan kalkmış görünüyor. Bunun ilk önemli belgesini, aslında iktidar partisinin fikri altyapısının özeti olan, Başbakanlık Başmüşaviri Dr. Yalçın Akdoğan’ın hazırladığı Muhafazakâr Demokrasi adlı kitapta yapılan şu tanımda görüyoruz: “Devletin, mağdur ve muhtaç kesimler üzerinde sosyal politikalar sürdürmesi gerekliliğine inanılmakla birlikte özel sektör, gönüllü kuruluşlar ve STK’lar ön plana çıkartılmaktadır.” Bu tanım, AKP hükümetinin sosyal hak kavramına bakış açısını ortaya koyuyor. Sosyal haklara ilişkin mekanizmalar hayırsever kuruluşlara, piyasaya ve cemaatlere bırakılıyor!”
Eğer Başbakan Erdoğan, sosyal restorasyon fikrinde samimiyse, öncelikle Muhafazakâr Demokrasi kitabının bazı bölümlerinin yeniden yazılması gerekir. Bir de Sosyal Güvenlik Yasası ile birlikte ele alınması gerekirken, son anda geri çekilen sosyal yardım düzenlemelerine ilişkin Primsiz Ödemeler Yasası da bir an önce çıkarılmalı ki, yardımseverlik üzerine kurulu sosyal politika mekanizmalarından, vatandaşlık ya da çalışan hakkı olan sosyal yardım sistemine geçilebilsin.
Milliyet