Hıristiyan inanışına göre Deccal her türlü kötülüğü gerçekleştirecek, büyük bir savaş kopacak dünya cehenneme dönecek ve sonunda Mesih gelip insanlığı kurtaracak ve Hıristiyanlığa döndürecek. Armagedron efsanesi olarak da bilinen bu tez Kudüs’ün hemen yanındaki Har Meggiddo Dağı’nda gerçekleşecek bu savaş iyiyle kötünün son savaşı olacak. ••• Bu inanışını Evangelist başkan George W. Bush’un da savunduğu […]
Hıristiyan inanışına göre Deccal her türlü kötülüğü gerçekleştirecek, büyük bir savaş kopacak dünya cehenneme dönecek ve sonunda Mesih gelip insanlığı kurtaracak ve Hıristiyanlığa döndürecek. Armagedron efsanesi olarak da bilinen bu tez Kudüs’ün hemen yanındaki Har Meggiddo Dağı’nda gerçekleşecek bu savaş iyiyle kötünün son savaşı olacak.
•••
Bu inanışını Evangelist başkan George W. Bush’un da savunduğu biliniyor. 8 yıllık başkanlık süresinin sonuna doğru Ortadoğu turuna çıkan Bush muhtemelen arkasında nasıl bir manzara bıraktığını merak ediyordu. 8 yılın sonunda Büyük Ortadoğu Projesi ile başlayan emperyalist yürüyüş Eski Ortadoğu’ya dönüşerek sona erdi. ABD yönetimi Bush’tan sonra da kontrollü kriz ve mevzi saldırı politikalarını tercih edecek gibi görünüyor. BOP başından beri yanlış olduğunu ve Irak’ın işgali sonrası uygulanamayacağını yıllar önce söylemiştik. Çünkü birçoklarının hâlâ uygulamada olduğunu söylediği BOP Irak’ın işgali ile son bulmuş; Filistin ve Lübnan’daki gelişmelerle bu durum tescil edilmişti.
Demokrasi Rafa
ABD, Ortadoğu’yu savaş ve baskı yöntemleri ile demokratikleştirebileceği yanılgısını taşıyordu. Oysa bu politika, aksine Amerikan karşıtlığını arttırdı. Nereye bir seçim sandığı kon-duysa Amerikan yanlısı yönetimler kaybetti ya da zayıfladı. ABD’nin Ortadoğu politikası başından beri kendi yanında, kendi politikalarını uygulayan ülkelerle ‘iş tutma’ üzerine kurulmuştu. ABD’nin demokrasiden kast ettiği de yönetim tarzı ne olursa olsun kendine yakın ülkelerdi; meclisler, halkın kararı umurlarında değildi. 1 Mart 2003’te TBMM’de tezkerenin reddinden sonra sarf edilen sözleri unutmayalım. Bush yönetiminin çizgiden sapanlar düşman, haydut, tehlikeli ilan edildi.
Şeffaf ve demokratik seçimler BOP’un unsurlarından sadece birisiydi. Tabii ki sandıktan ABD yanlısı bir yönetim ya da anlayış çıkması halinde bu kural geçerli olacaktı. Sandıktan, Filistin’de Hamas, Lübnan’da Hizbullah çıktı. Yani demokratik yöntemle seçilen ama kendisine biat etmeyen bölgesel hareketler ABD fiyaskosunu perçinledi. Üstelik bu 8 yıl içinde ABD’nin ebedi düşmanı İran güçlendi, Irak’ın hala ne olacağı belli değil.
Eski Dostlar
Bölgede istediği düzeni kuramayan; Irak’ı işgal etmesine rağmen İsrail’in güvenliğini sağlayamayan Amerikan yönetimi yeniden eski dostlarına çark etti. Eski dostları Suudi Arabistan benzeri şeriatçı, Mısır gibi anti demokratik ülkelerle giderayak 60 milyon dolarlık silah anlaşması imzalandı. Bir yanda İsrail, bir yanda Sünni diktatörlükler diğer yanda ise İran. Eski dostları ile İran karşı iş tutmak için anlaşmaya çalışan Bush Ortadoğu turunda bunu da başaramadı. Hep İran’ı hedef gösteren yönetim İsrail’i ağzına bile almadı. Artık sadece Ortadoğu’daki değil dünyadaki milyonlarca insan ‘boş diskurlara’, ‘barış masallarına’ artık inanmıyor.
Sürekli İran tehdidinden söz eden Bush tarn da o sırada İsrail’in Gazze’ye yönelik operasyonu, Lübnan’da patlayan bombalar konusunda sessiz kaldı. ABD için İran’la hesaplaşma, Filistin halkının tepesine bombalardan daha önemliydi. İran ‘terörist’ İsrail ise barışçıldı.
Barış Masalı
Yaklaşık 1 ay önce Annapolis’te barış adına göstermelik bir toplantı yapıldığı biliniyor; An-napolis’in bir adım öteye gitmeyeceği de. Nitekim 2008 yılı sonunda iki devletli çözüm için her hangi bir adım atılmayacağı daha bugünden belli oldu. Annapolis’te imza atılırken Kudüs’ün dışında yeni yerleşimlerin inşaatlarına hız verildi, Filistinlilerin hayatında herhangi bir değişiklik olmadı. Gazze operasyonu sonrası Mahmud Abbas bile görüşmelerden çekilebileceğini duyurdu. Hamas’ı cezalandırmak adına Gazze’de Filistin halkına uygulanan insanlık dışı ambargo artık iyice kontrolden çıktı. İlaç, gıda, insanların giriş çıkışlarının engellemesi ile yetinmeyen İsrail sonunda Gazze’nin elektrikleri de kesti. Bu şartlarda insanların gözünün içine baka baka “barış’tan söz etmek, bu süreçten umutvar olmak için saf ya da George Bush olmak gerekir. ABD bu politikasını devam ettirdiği karşı çıktığı örgüt ve ülkeler daha da güçlenecektir. Filistinliler, Gazze’de elektriksiz-likten hastanelerde ölümle pençeleşirken parlak ışıklı salonlardaki afaki barış görüşmelerine kim inanır ki? Ya da ölüme mahkum edilen insanlar niye inansınlar ki?
•••
Bush Ortadoğu’da ne gördü ne görmedi bilemeyiz. Ama “tanrının omzuna yaslanarak olanlara gözyaşı döken Bush, Mesih olarak bölgeye dönmek istiyordu”. Olmadı. Arkasında insanlık adına unutulmayacak bir kara sayfa bırakarak ayrıldı. Bir komedi figürü gibi al-gılansa da Deccal gibi yaptığı kötülükler bizim de içinde bulunduğumuz coğrafyada birkaç kuşağı etkileyecek gibi görünüyor.
Birgün