Birleşik Devletler, Kongre’deki Demokratların çok az bir incelemesiyle ve liberal kurumların hiçbir itirazı olmadan, yakında Sahra altı Afrika’da kalıcı askeri üsler kuracak. Birleşik Devletler Afrika Gücü (Africom), Afrika kıtasının askerileşmesi yönünde endişe verici bir adım olarak, Mısır istisna olmak üzere ABD’nin bölgedeki tüm askeri ve güvenlikle ilgili çıkarlarının gerçekleşmesini denetleyecek. Africom, Eylül 2008’e kadar kurulacak […]
Birleşik Devletler, Kongre’deki Demokratların çok az bir incelemesiyle ve liberal kurumların hiçbir itirazı olmadan, yakında Sahra altı Afrika’da kalıcı askeri üsler kuracak. Birleşik Devletler Afrika Gücü (Africom), Afrika kıtasının askerileşmesi yönünde endişe verici bir adım olarak, Mısır istisna olmak üzere ABD’nin bölgedeki tüm askeri ve güvenlikle ilgili çıkarlarının gerçekleşmesini denetleyecek. Africom, Eylül 2008’e kadar kurulacak ve Senato, General William “Kip”in ilk komutan olarak atandığını teyit etmiş bulunuyor. General Ward, Senato Silahlı Kuvvetler Kurulu’na, Africom’un ilk iş olarak “Afrika’nın sorunlarına Afrikalı çözümler” bulma çabası içersinde olacağını bildirdi.
Bu konudaki ifadeleri, Africom’un, Afrikalı ulusların yararına girişilen cömert bir girişim gibi gözükmesine neden oldu. Gerçekte Africom, Birleşik Devletler’in dünyadaki askeri yayılmasının tehlikeli bir devamı. Afrika kıtasına yönelik terörist tehditlerle mücadele etmek için savaş araçlarını kullanmayı da içeren dış-politika öncelikleri, ulusal güvenliği sağlayamaz. Africom yalnızca Birleşik Devletler’e yönelik tehditleri artırıp, Afrika’yı dış güçlere giderek daha bağımlı hale getirecek ve kıtasal güvenlik konularına ilişkin Afrika’nın kendisine dayanan sağduyulu çözümlere mani olacaktır.
Birleşik Devletler’in Afrika kıtasını askerileştirmesi durumu, George W. Bush’un, Africom, “Afrikalı halkların barış ve güvenliğini sağlama yolundaki çabalarımızı geliştirecek” ve “kalkınma, sağlık, eğitim, demokrasi ve iktisadi büyümeyle ilgili hedeflerin” gerçekleşmesini sağlayacak sözleriyle makul kılınmaya çalışılıyor. Ancak Bush yönetimi, hala, Afrika’nın güvenliğini sağlama, kıtanın refahını ve doğal kaynaklarını kontrol etme konularının, Çin ile giderek artan bir rekabet içine giren Birleşik Devletler’in ticari çıkarları açısından kilit konumunda olduğundan bahsetmiyor. Çokuluslu şirketler; – kıtaya bolca verilmiş kaynakları adlandırmak gerekirse- petrol, uranyum ve elmasa sırtlarını dayamaktalar. Batı Afrika şu anda, Birleşik Devletler’in ham petrol ithalatının yüzde 15’ini sağlamakta ve bu miktarın, 2015’e kadar yüzde 25’e çıkması beklenmekte.
Politika yapıcılar, Birleşik Devletler’in Afrika’ya müdahalesinin kalıntılarını unutmuş gibi gözüküyorlar. Afrikalı uluslar, Afrika için demokrasi, barış ve kalkınma konularında oldukça yıkıcı bir etkiye sahip olan vekalet savaşlarında[1] piyon olarak kullanılmışlardır. Geçmişte Washington, sivillere karşı zulümde bulunan gerici Afrika gruplarına yardımda bulunmuştu. Birleşik Devletler’in Afrika’da artan askeri varlığının, en kanlı birtakım çatışmalarda bazı hiziplere yardımcı olurken, kaynakların çıkarılmasını ve böylece bölgenin istikrarsızlaştırılmasını beraberinde getirmesi muhtemel.
“Afrikalı uluslara barış ve güvenlik sağlama” yolundaki yanlış yola sapmış tek taraflı Birleşik Devletler askeri politikası aslında, şiddetli yerel çatışmalara, tüm bölgenin istikrarsız hale gelmesine, milyarlarca doların boşa gitmesine ve Birleşik Devletler askerlerinin gereksiz ölümlerine neden oldu. Ocak ayında -Afrika Boynuzu’ndaki sözde aşırı İslamcıların kökünü kazımak amacıyla- Birleşik Devletler’in Somali’de gerçekleştirdiği bombalamalar, sivillerin katledilmesi ve mültecilerin komşu ülkelere zorunlu göçüyle sonuçlandı. Africom’un bir istisna olacağına ilişkin nasıl bir kanıt öne sürülebilir?
Buna mukabil Afrika, istikrarsız durumlarla kendi başına başa çıkabileceğini gösterdi. Örneğin, 1990’da, Batı Afrika Devletleri Ekonomik Birliği, Liberya’daki iç savaşa karşılık olarak silahlı bir Gözlem/Kontrol (Monitoring) Grubu (Ecomog) kurdu. Kendi pozisyonlarında, Liberya’daki Ecomog güçleri 12,000’i bulmakta; Liberya’nın dağılmasını önleyen de bu güçlerdi; Birleşik Devletler ya da BM askerleri değil. Başka bir görevde de, isyancıları Sierre Leone’un başkenti Freetown’dan çıkarmakta Ecomog güçleri yardımcı oldu.
Afrika’ya kalkınma ve güvenlik konularında yardımda bulunmak için, Birleşik Devletler askeri varlığı olmaksızın, Birleşik Devletler hükümeti ve sivil toplum tarafından yapılabilecek pek çok girişim bulunmakta. Öncelikle, Afrika konusunda izlenecek siyaset, Afrika’nın kendi iradesi ve egemenliği ilkelerine dayanmalı. Afrika ülkelerinin meşru ve hızlı bir şekilde kalkınması ve güvenlikle ilgili kaygıları, Birleşik Devletler ya da herhangi bir dış güce bağımlılıkla çözülemez.
Afrika ülkeleri, askeri stratejiler yerine, acil olarak borçlarının ertelenmesi, adil ticaret anlaşmaları ve güçlü toplumlar inşa etmek için yerel iç dinamiklere dayalı (indigenous) kalkınma alanında artan yardıma ihtiyaç duymakta. İç savaşlar, soykırım ve terörist tehditler, iyi donanımlı bir Afrika Birliği askeri kuvvetiyle önlenebilmeli hatta önlenmeli.
Amerikan politika-yapıcıları, vatandaşları Birleşik Devletler destekli ırk ayrımı güden (apartheid) rejimi deviren Güney Afrika’nın, Africom’a karşı çıktığını akıllarında tutmalılar. Ayrıca, Nijerya ve Güney Afrika Kalkınma Topluluğu (Southern African Development Community) da Africom’a karşı. Bu güçlere, Afrika’nın kendi gücü ile etkili ve uygun güvenlik güçlerini geliştirmek için, diğer Afrikalı hükümetler ve dünyadaki Afrikalı vatandaşlar da katılmalı.
İlerici Birleşik Devletler-Afrika siyasi örgütleri ve ilgili sivil toplum kuruluşları, Birleşik Devletler halkından önce, bu kritik konuyu gündeme getirme konusunda yeterince organize olamadılar. Afrika’ya yapılan yardımın askerileşmesini önlemek ve Afrika’nın kendi kaderini tayin (self-determinasyon) konusunda daha ehil hale gelmesini sağlamaya yardımcı olmak için ilerici Birleşik Devletler yasa koyucularını acilen ikna etmemiz gerekiyor.
dipnotlar:
1. Makalenin orijinalinde geçen “Proxy war” ifadesi, uluslararası ilişkiler literatüründe, büyük güçlerin kendilerinin doğrudan katılmadığı, ancak daha küçük devletleri ya da çeşitli devlet dışı aktörleri kendi amaç ve çıkarları doğrultusunda kullandıkları savaşları ifade etmek için kullanılmaktadır. Ancak bu durum, vekalet savaşlarının sadece bu büyük güçlerin çıkarları için gerçekleştiği anlamına gelmemektedir.
[Znet’teki İngilizce orijinalinden Elem Eyrice tarafından Sendika.Org için çevrilmiştir]