Diyalektik, gerçekliğin anlaşılması için yol gösterici bir kılavuzdur, ama ne yazık ki bu kılavuzun nasıl kullanılacağı o kadar açık değildir. İşte Ollman’ın bu eseri, sözkonusu kılavuzu kullanmanın bir kılavuzudur. Bu eseri Türkçe’ye kazandıran Cenk Saraçoğlu’nun da dediği gibi: Ollman, Marx’ın düşünsel dünyasının bir analizini yapıyor. Marx kapitalizmi, Ollman da Marx’ın kendisini diyalektiğe başvurarak analiz etmeye çalışıyor. Birisi kapitalizmi anlamak, diğeri de Marx’ı anlamak adına diyalektiğin dansındaki adımları takip ediyor.
Bertell Ollman (Çev. Cenk Saraçoğlu) Yıllar önce Google icat edilmiş olsaydı sol fraksiyonlar arasındaki polemikler çok daha kolay olacaktı. Diyelim ki polemik konusu Devlet… Hemen Google açılır, referans noktaları tespit edilir ve aramaya başlanır. Örneğin, Marx’ın yazılarında Devlet’i arıyorsunuz.. Türkçe çeviriler için Google arama alanına “devlet site:http://kurtuluscephesi.com/marks/” yazarsınız ve çıkan eserlerde Devlet kavramının hangi kullanımı sizin tezlerinizi doğrular nitelikteyse polemik yazınızda onu alıntılarsınız. Sonuç tatmin edici olmadı mı? Bu sefer Lenin’in eserlerinin İngilizce çevirileri taranır: “state site:http://www.marxists.org/archive/lenin/works/” Duvarlara resmini astığımız gür sakallı ihtiyarın sözleri bir ermişin sözleri gibi algılanır ya da onun haleflerinin sözleri diğer haleflerininkiyle çarpıştırılır. Polemik, çoğu zaman pratikte hiçbir karşılığı olmayan bir kaosa doğru sürüklenir. İşin ilginci tüm taraflar kendilerini yalnız sosyalist olarak değil, Leninist olarak da tanımlamaktadır. Olmadı, ortak payda en azından Marxizm’dir. Ancak yapılan alıntılar sonucu varılan yerler farklıdır; hatta karşıttır. Bu görüntünün de etkisiyle kimi yorumcular Marx’ı tutarsızlıkla itham etmiştir. Bu ithamların temelinde de Marx’ın bütün teorilerine biçim veren “diyalektik çerçevenin ve ondan türeyen kategorilerin” (Ollman) anlaşılamaması yatar. Üstelik bu anlaşılamama hali yalnız işçi sınıfının düşmanları ile de sınırlı değildir. Bu yüzdendir ki Marx yerine, duruma göre Lenin’den, Stalin’den ya da Troçki’den alıntı yapmak sunulan (ya da okuyucu tarafından öyle anlaşılan) hazır reçeteler nedeniyle daha kolaydır. Dolayısıyla kapıdan kovduğumuz egemen düşünce biçimini pencereden tekrar devrimci mücadelenin içine buyur ederiz. Ollman’a göre, bilgiyi, her biri yalnızca kendisine ait bir dizi sorunsal ve yönteme sahip, bir biriyle alakasız ve hatta birbirine karşıt husumet içinde olan disiplinlerin dar alanlarına hapsederek parçalara ayıran günümüz akademisi bizi, vaat ettiği “hidayete erdirmektense”, birbiriyle uyumsuz notaların çıkardığı, kulak tırmalayıcı seslerin boğukluğuna terk ediyor (s. 29). Sol açısından baktığımızda ise diyalektiğin yeterince anlaşılamamış oluşu mücadelenin öğelerinin durağan ve bir birinden bağımsızmış gibi anlaşılmasıyla sonuçlanmaktadır. Böylece olguların dinamik yapısı ve sistemik özellikleri gözardı edilmektedir. Peki nedir diyalektik? Ollman bu sorunun yanıtını vermeden önce diyalektiğin ne olmadığını belirtir: Öncelikle diyalektik her şeyi açıklamaya gücü yeten katılaşmış bir tez-antitez-sentez üçlemesi değildir. Bir şeyi kanıtlamanın ya da önceden tahmin etmenin formülünü sunan kılavuz olarak da sunulamaz. Onun tarihin motoru olduğunu düşünmek de yanlıştır. Diyalektik sanılanın aksine hiçbir şeyi kanıtlamaz, hiçbir şeyi önceden bildirmez ve hiçbir şeyin ortaya çıkmasına yardımcı olmaz. Diyalektik daha ziyade hayatımızda ortaya çıkabilecek olası bütün önemli değişim ve etkileşimleri gözümüzün önüne seren bir düşünme biçimidir. İncelemeye çalıştığımız gerçekliğe ait öğeleri nasıl düzene sokacağımızı, bu gerçekliğe ilişkin elde edilen çıkarımları genellikle diyalektik bir şekilde düşünmeyen diğer insanlara nasıl aktaracağımızı gösteren bir kılavuzdur (s. 30). Ancak diyalektik konusunda en büyük sorun tam bu noktada karşımıza çıkar. Diyalektik, gerçekliğin anlaşılması için yol gösterici bir kılavuzdur, ama ne yazık ki bu kılavuzun nasıl kullanılacağı o kadar açık değildir. İşte Ollman’ın bu eseri, sözkonusu kılavuzu kullanmanın bir kılavuzudur. Bu eseri Türkçe’ye kazandıran Cenk Saraçoğlu’nun da dediği gibi: Ollman, Marx’ın düşünsel dünyasının bir analizini yapıyor. Marx kapitalizmi, Ollman da Marx’ın kendisini diyalektiğe başvurarak analiz etmeye çalışıyor. Birisi kapitalizmi anlamak, diğeri de Marx’ı anlamak adına diyalektiğin dansındaki adımları takip ediyor.