Türkiye, 2001 yılında son 50 yıllık tarihinin en önemli krizini yaşarken GSMH aynı yıl yüzde 9,5 oranında daralmıştı. Ardından, 2002’den başlayarak 2006’ya uzanan sürekli bir büyüme dönemine geçildi. Milli gelir sırasıyla 2002’de yüzde 7,9, 2003’te yüzde 5,9, 2004’te yüzde 9,9 ve 2005’te de yüzde 7,6 oranlarında büyüdü. Büyümenin 2006 yılında da yüzde 5 ila 6 […]
Türkiye, 2001 yılında son 50 yıllık tarihinin en önemli krizini yaşarken GSMH aynı yıl yüzde 9,5 oranında daralmıştı. Ardından, 2002’den başlayarak 2006’ya uzanan sürekli bir büyüme dönemine geçildi. Milli gelir sırasıyla 2002’de yüzde 7,9, 2003’te yüzde 5,9, 2004’te yüzde 9,9 ve 2005’te de yüzde 7,6 oranlarında büyüdü. Büyümenin 2006 yılında da yüzde 5 ila 6 arasında olması bekleniyor.
Türkiye’nin son 50 yıllık tarihinin en derin krizinin yaşandığı 2001 ‘de Gayri Safi Milli Hasılası (GSMH) yüzde 9,5 küçülürken krizin “merkez üssü”nü, ekonominin en gelişkin olduğu İstanbul ve çevresi oluşturmuştu. Sanayide ve hizmetler sektöründe yaşanan derin daralmalar, bu sektörlerin en gelişkin olduğu İstanbul ve çevresini krizin merkez üssü haline getirmişti.
2001 ve 1994 Krizlerinde Bölgeler
Türkiye milli gelirinin yüzde 21,5’ini tek başına üreten İstanbul’da 2001 krizinde daralma yüzde 10.2’yi bulurken, kişi başına gelir de yüzde 31 azalarak 3063 dolara iniyordu.
Aynı yıl ekonomik daralma İstanbul’un alt bölgesi sayılan Tekirdağ-Edirne-Kırıkkale’de yüzde 9, Balıkesir-Çanakkale’de yüzde 13’ü buldu. Buna karşılık Güney ve Güneydoğu Marmara’da daralma, Türkiye ortalamasının altında gerçekleşti. Bolu-Düzce-Kocaeli-Sakarya- Yalova’da daralma ortalamaya yakın (yüzde 7.3) olurken, Bursa-Bilecik,Eskişehir aksında kriz yüzde 5.2 ile daha hafif yaşandı.
1994 krizinde, Türkiye milli gelirinde, 1993 payı yüzde 21.4 olan İstanbul , yüzde 11’e yakın bir daralma yaşamıştı. Aynı yıl ülke genelindeki daralmanın yüzde 5,5 olduğu anımsandığında, İstanbul’da krizin bir misli derin yaşandığı söylenebilir. 1999 depreminin etkisiyle küçülme yaşanan 1999 yılında İstanbul’daki daralmanın Türkiye genelinin 1,5 puan altında olduğu görülmektedir.
İstanbul’un kendi gelir pastasında , sanayinin payı yüzde 35, ticaretin payı da yüzde 27 dolayında. Dolayısıyla sanayi ve ticaretteki kriz, İstanbul’u doğrudan etkiliyor.
Finans, medya gibi hizmet sektörlerinin de merkezi olan İstanbul, kriz dönemlerinde, bildik mavi yakalı işsizliğinin yanı sıra, özellikle yoğun bir beyaz yakalı işsizliğine tanık oldu.
İstanbul’dan yönetilen özel sektör faaliyetlerinin üretim yerleri olan Trakya ve Bursa da 2001 krizinden önemli ölçüde etkilendi. Tarımdaki gerileme, tarım iddiası olan bu iki alt bölgedeki daralmayı biraz daha artırdı. Buna karşılık petrol sektöründeki kamu sanayinin çarklarının dönmesi ile ilgili olarak Kocaeli’deki 2001 daralmasının yüzde 3.6’da kaldığı, 1994’te ise tersine bir büyüme trendi yaşadığı gözlenmiştir.
Otomotiv, tekstil ve gıda sanayinin, bunun yanında tarımın gelişkin olduğu Bursa’da ekonomik daralma 1994 yılında yüzde 11.3 ile rekor düzeyde idi ve 2001’de de Bursa yüzde 8.3 küçülme yaşadı. Ancak, bölge, tekstil ve otomotiv sanayinin ihracatı ile 2002’den itibaren hızla toparlanan iller arasındaydı.
.
Marmara’nın diğer büyük illeri Çanakkale, Bolu ve Sakarya, 1994’te diğer merkezlere göre, krizi daha az hisseden ekonomik büyüklüklere sahipken 2001 krizinde daha derin etkilendiler.2001’de Bolu’daki daralma yüzde 19’u, Sakarya’daki yüzde 13’ü bulmuştu.
2002 Sonrası Büyüme ve iller
Eski kısa adıyla DİE, yeni kısa adıyla TÜİK-her nedense- 2001 sonrası yıllarda GSMH’nin illere ve bölgelere göre dağılımına ilişkin veri yayımı yapmadı. Dolayısıyla 2002’de başlayan ve 2006’ya uzanan büyüme sürecinin illere ve bölgelere dağılımı hakkında veri bulunmamaktadır. Bunun bilimsel araştırma yapanlar açısından önemli bir eksiklik olduğu açıktır.
Böyle olunca 2002 sonrası büyüme sürecinin illere ve bölgelere göre dağılımını eldeki başka sınırlı göstergelerle kestirmek tek yol olarak kalmaktadır. Bu bağlamda teşvik belgeli yatırımların illere göre dağılımı, kullanılacak göstergelerden başlıcasıdır.
Bu makalede de İstanbul’un 2002-2006 döneminde toplam yatırımlardan aldığı pay, yatırımların iç bileşimi ortaya konularak 2002-2006 döneminin İstanbul’unda gelişmenin niteliği hakkında ipuçları verilmeye çalışılacaktır.
2001 krizi sonrasının büyüme sürecinde toplam teşvikli yatırımlar, cari fiyatlarla ,Türkiye genelinde yıllık ortalama yüzde 18 dolayında artmıştır. Toplam teşvikli yatırımlar, özellikle 2003 yılında hızlanmış ve yaklaşık 26 milyar YTL’ye kadar çıkmıştır. Yatırımlar 2004’te tempo kaybetmekle beraber 2005’te yeniden artmış ve 24 milyar YTL’yi geçmiştir. Yatırımlar, 2006’nın ilk 9 ayında da 19,5 milyar YTL’yi bulmuştur.
Türkiye genelinde 2002-2005 döneminde toplam yatırımlar cari fiyatlarla , yıllık yüzde 18 artarken İstanbul’daki ortalama yıllık artış yüzde 33 olarak gerçekleşmiştir. Böylece, Türkiye’nin toplam yatırımlarından 2002 yılında yüzde 19,4 pay alan İstanbul’un bu payı 2003’te yüzde 35,5, 2004’te yüzde 20,3 olmuştur. Bu pay 2005 yılında yüzde 13’e düşse de 2006’nın ilk 7 ayında yüzde 24’e yaklaşmıştır. 2002-2006(7ay) döneminin tamamında ise İstanbul’un Türkiye toplam yatırımlarında yüzde 25’e yakın pay aldığı görülmektedir. Bu, İstanbul’un son 5 yılda, önceki yıllardan daha çok yatırım çekmesi anlamına gelmektedir.
Yatırımda ilk 10 il
2002-2006(7ay) dönemi birlikte alındığında, bu dönemde Türkiye genelinde cari fiyatlarla toplam 104,6 milyar YTL dolayında yatırım yapıldığı ve bunun yüzde 62’sinin 10 büyük il’e yapıldığı görülmektedir.
Bu dönemde İstanbul yatırımların yaklaşık dörtte birini (yüzde 24,7) çekerken Ankara ve Antalya ikinci ve üçüncü sıraları , G.Antep dördüncü, Bursa beşinci sırayı almış görünüyor. Marmara illeri dışında G.Antep’in komşusu K.Maraş’ın ve İzmir’in komşusu Manisa’nın en büyük ilk 10 yatırımcı il sıralamasına girmeleri dikkat çekmektedir.
İzmir, 2002-2006 döneminin toplam yatırımlarında yüzde 4 ile 6. sırayı alırken bir başka Ege ili Manisa’nın yüzde 1,7 payla 10. sırayı aldığı gözlenmektedir.
En büyük ilk 10 ilin imalat sanayi yatırımları sıralandığında yine ilk 10 ilin toplamı 58,4 milyar YTL’yi bulan imalat sanayi yatırımlarında yüzde 61 pay aldıkları görülmektedir. İstanbul, yüzde 24’e yakın payıyla en çok imalat sanayi yatırımı yapılan merkez olma özelliğini korurken onu yüzde 7,5 payıyla Gaziantep ve yüzde 5,9 payı ile Tekirdağ’ın izlediği görülmektedir. Bursa ve Kocaeli izleyen sanayi merkezleri olarak dikkat çekerken K.Maraş’ın Gaziantep ile birlikte Marmara dışındaki sanayi yatırımı çeken önemli iller oldukları görülmektedir. Bu iki sanayi yatırım kutbunun dışında kalan Ege illerinden İzmir, sanayi yatırımlarında yüzde 3,4, Manisa ise yüzde 2 pay almış görünmektedirler.
Türkiye’ye 2002-2006 döneminde yapılan teşvikli yatırımlarda imalat sanayi lokomotif rolünü sürdürmüş ve ortalama olarak yatırımların yüzde 56’ya yakını imalat sanayine yapılmıştır. İmalat sanayiinin yatırımlardaki payı 2004’te yüzde 62,3 ile daha yukarılara çıkmıştır.
İstanbul’da 2002-2006 döneminde yapılan teşvikli yatırımlarda imalat sanayi yatırımlarının payı yüzde 53 ile Türkiye ortalamasına yakın bir seyir izlemiştir.