1- Giriş Özgür Yazılım/Açık Kaynak Kod’da (ÖY/AKK) [1] kaynak kodunun [2] erişilebilirliği üç temel koşulla tanımlanır: i-) Kaynak kodu yazılımın kendisi ile dağıtılmalı ya da dağıtım ücreti dışında ek bir ücret talep etmeksizin erişilebilir olmalıdır. ii-) Herhangi biri yazılımı, lisans ücreti ödemek zorunda kalmadan dağıtabilmelidir. iii-) Herhangi biri var olan yazılımı kendi ihtiyaçlarına göre değiştirebilir […]
1- Giriş
Özgür Yazılım/Açık Kaynak Kod’da (ÖY/AKK) [1] kaynak kodunun [2] erişilebilirliği üç temel koşulla tanımlanır:
i-) Kaynak kodu yazılımın kendisi ile dağıtılmalı ya da dağıtım ücreti dışında ek bir ücret talep etmeksizin erişilebilir olmalıdır.
ii-) Herhangi biri yazılımı, lisans ücreti ödemek zorunda kalmadan dağıtabilmelidir.
iii-) Herhangi biri var olan yazılımı kendi ihtiyaçlarına göre değiştirebilir ya da üzerine yeni eklemeler yapabilir (Weber, 2004:5).
Fakat ÖY/AKK birçok akademik disiplin (yazılım mühendisliği, endüstri mühendisliği, psikoloji, sosyoloji vs.) açısından bir bilmece özelliğini korumaktadır. Her akademik disiplin ÖY/AKK olgusunu anlamak için kendi sorularını sormakta ve onu kendi disiplininin sınırları içinde tanımla yoluna gitmektedir. Örneğin, ÖY/AKK yazını iki sorunsal üzerine odaklanmakta ve ÖY/AKK’yi farklı disiplinlerin bakış açısıyla tartışmaktadır. Bu sorunsallardan ilki, bireylerin doğrudan maddi bir karşılık gözetmeksizin neden ÖY/AKK projelerine katkıda bulunduğudur (von Krogh ve diğerleri., 2003; Bitzer ve diğerleri, 2004; Raymond, 1999, 2000; Zeitlyn,2003). İkinci sorunsal ise, ÖY/AKK’nin kapitalizmle ilişkisi üzerinedir: ÖY/AKK’nin firmaların iş stratejilerine ve firmalar arası rekabete etkisi hangi yönde olacaktır? (Baldwin ve Clark, 2003; Lindman, 2004). Doğal olarak bu sorunsallardan ilki sosyal psikoloji ya da antropoloji çerçevesinde tartışılmaktayken ikinci sorunsal ise daha çok mikroekonominin alanına girmektedir. Söz konusu çalışmalar, bireylerin temel motivasyonları ve ÖY/AKK iş modelleri hakkında önemli bilgiler vermektedir. Ancak bu çalışmalarda (yazının ikinci bölümünde tartışılacaktır) ÖY/AKK bütünsel olarak değerlendirilmemekte, ÖY/AKK’nin tarihsel süreç içindeki değişimine gerekli önem verilmemektedir.
ÖY/AKK’nin oluşumu, ‘Hacker’ların bilinçli etkinliği ve piyasanın/teknolojik gelişmelerin koşullandırması olarak ele alınmalıdır. Piyasanın koşullandırmaları her ne kadar ÖY/AKK’nin ortaya çıkışında ve gelişiminde önemli bir rol oynamışsa da, 1990lı yılların ikinci yarısında ‘Hacker’lar tarafından kurulan Cygnus Solutions ve Red Hat gibi firmalar ÖY/AKK iş modellerini gündeme getirmiştir. Ancak daha şaşırtıcı olan, IBM, HP ve Novell gibi bilişim dünyasının devlerinin, yüzlerini yeni bir iş stratejisi olarak gördükleri ÖY/AKK iş modellerine çevirmeleri olmuştur (DiBona ve diğerleri, 1999). Dolayısıyla, 1990’ların ikinci yarısından beri ‘Hacker’ların temel motivasyonları ve yeni iş stratejileri hakkındaki sorular kaçınılmaz olmuştur.
Bu doğrultuda, ÖY/AKK yazınındaki temel eğilim ‘hackerlar’ın ÖY/AKK projelerine karşılıksız katkılarının ardında yatan motivasyonların ve firmaların yeni iş stratejilerinin sürdürülebilirliğinin araştırılması olmuştur. ÖY/AKK’nin hediye ekonomisi, bir toplumsal hareket ya da cemaat (community) olarak kavramsallaştırılması, bu eğilimdeki çalışmalara örnek olarak gösterilebilir. İkinci bölümde tartışıldığı gibi bu çalışmaların en büyük problemi, tarihsel bir perspektiften yoksun oluşlarıdır. ÖY/AKK dünyasını bir toplumsal hareket ya da cemaat olarak açıklamayı tercih eden çalışmaların yaptığı hata ÖY/AKK’nin tarihinin belirli bir dönemine ait olgularını genelleştirme yoluna gitmiş olmalarıdır. Daha da önemlisi, bu teoriler ÖY/AKK’nin içinde var olduğu enformasyonel ekonomi ile ilişkisini yeterince tartışmamıştır. Castells’in, enformasyonel terimi,
enformasyon üretimi, işlenmesi ve aktarımının, bu tarihsel dönemde ortaya çıkan yeni teknolojik koşullar nedeniyle üretkenliğin ve gücün temel kaynağı haline geldiği özgül bir toplumsal örgütlenme biçiminin niteliklerine işaret eder (Castells, 2001b: 17).
Bu bağlamda öncelikle tartışılması gereken, enformasyonel ekonomide, bir meta olarak yazılımın özgüllüğü ve ‘Hacker’ların işle kurdukları ilişki sayesinde nasıl kendilerini ve ÖY/AKK’yi oluşturduklarıdır.
Ancak burada düzeltilmesi gereken önemli bir nokta var. ‘Hacker’lar, medyada sık sık yer aldığının aksine, yasa dışı yollardan bilgisayar sistemlerine giren, web sitelerini çökerten, banka şifrelerini çalan insanlar değillerdir. Bunlara ‘cracker’ adı verilir. ‘Hacker’lar, bilgisayar sistemlerini kıran/yıkan insanlar değillerdir. Tam tersine, onlar, enformasyonel toplumun yaratıcıları, devrimcileridirler.
‘Hacker’lar, İnternet’i inşa ettiler. ‘Hacker’lar, UNIX işletim sistemini bugünkü haline getirdiler. ‘Hacker’lar haber gruplarını hayata geçirdiler. ‘Hacker’lar, WWW’yi çalışır hale getirdiler (Raymond, 2001).
Bu çerçevede ‘Hacker’lık “teknik maharet, problem çözmekten ya da sınırları aşmaktan hoşlanmak” (Ibid.) olarak tanımlanabilir. Raymond’a (2001) göre bir insan, çalışması başkaları tarafından takdir edildiğinde ve kendisi hacker olarak tanındığında, gerçekten ‘hacker’ olmuştur. Fakat bu yazıda ‘hacker’, daha geniş bir manada kullanılır; içinde ÖY/AKK’ye az ya da çok katkı koyan herkesi kapsar ve ‘hack’lemek, bireylerin ÖY/AKK ile kurduğu ilişkiyi tanımlamak için kullanılır. Dolayısıyla, herhangi bir GNU/Linux kullanıcı listesine:
Merhaba. Linux’ta yeniyim. Linux’u öğrenmek için ne yapmalıyım? Ne önerirsiniz?
diye bir e-posta atan GNU/Linux kullanıcı adayı kadar Raymond’un (2001) ‘hacker’lığa layık gördüğü usta programcılar da ‘hacker’ tanımımız içine girmektedir. Bu aşırı iki uç yanında, ÖY/AKK dünyasında yazılımları test eden, hata bildiriminde bulunan, geliştiricilere yeni özellikler öneren, yerelleştirme faaliyetlerine katılan ve seminer veren ‘hacker’lar da vardır. Her biri, doğrudan maddi çıkar gözetmeksizin yaptığı katkılarla ÖY/AKK’nin kullanım değerini arttırır.
Fakat bu demek değildir ki ‘hacker’lar ve ÖY/AKK ile kurdukları ilişki arasında herhangi bir farklılık yoktur. Tam tersine ‘hacker’lar arasında önemli niteliksel farklılıklar vardır. Örneğin, ÖY/AKK ile ilişkisini programcılık çerçevesinde kuran ‘hacker’lar için etkinliğin bizzat kendisi önemlidir ve Linux’un yaratıcısı Linus Torvalds’da olduğu gibi etkinliklerini “sadece eğlence için” (Torvalds ve Diamond, 2001) şeklinde tanımlama eğilimindedirler. Öte yandan, İngilizce kullanım rehberlerini Türkçe’ye çeviren ‘hacker’lar etkinliğin kendisinden çok, sonuçlarıyla ilgilidir: ÖY/AKK’yi daha çok kişiye ulaşabilir hale getirmek. Ayrıca, uzun zamandır ÖY/AKK dünyasında bulunan ve ÖY/AKK’nın yaygınlaştırılması için faaliyetlerde bulunan ‘hacker’larla diğer ‘hacker’lar arasında ÖY/AKK ile kurdukları ilişkinin yoğunluğu arasında farklılıklar vardır.
Bu yazının amacı, okura ‘hacker’ları tanıtmaktır. Bunu yaparken de en başta, ÖY/AKK yazınının insan/çalışma arasındaki varsayımını eleştirir. ÖY/AKK yazını çoğunlukla Adam Smith’i takip eder; çalışmayı birey tarafından hoşlanılmayan bir faaliyet olarak (üstü kapalı olarak) kabul eder ve sonra da büyük bir şaşkınlıkla ‘hacker’lar için “bu insanlar para da almıyorlar. Peki neden çalışıyorlar?” diye sorar. Bu araştırmacılar şaşkınlıklarını çeşitli teorilerle açıklar. İkinci bölümde bu teoriler ve açmazları tartışılmaktadır.
Üçüncü bölümde ise, yazılımın bir meta olarak özgüllüğü ele alınmaktadır. Bu bağlamda, özel sahipli yazılım ile özgür yazılıma dayalı iş stratejileri arasındaki farklılar ve bu çerçevede açık kaynak kodun geçiş özelliği anlatılmaktadır.
Dördüncü böl