Sendikal mücadele, hükümetlerin siyasi tercihlerine göre değil, temel sendikal ihtiyaçlara göre şekillenir. Son günlerde şekerin özelleştirilmesi sürecinin, hükümet tarafından 1 yıl ertelenmesi milletvekillerinden gelen bilgiler arasında. Çok yakında hükümet, şekerin özelleştirmesini 1 yıl erteledik diyerek, özelleştirme karşıtı mücadeleyi soğutma çabası içerisine girecektir. Bir yılın kerameti ise seçimin tarihindedir. Oldukça geniş bir kesimin, şeker özelleştirmesinden rahatsız […]
Sendikal mücadele, hükümetlerin siyasi tercihlerine göre değil, temel sendikal ihtiyaçlara göre şekillenir. Son günlerde şekerin özelleştirilmesi sürecinin, hükümet tarafından 1 yıl ertelenmesi milletvekillerinden gelen bilgiler arasında.
Çok yakında hükümet, şekerin özelleştirmesini 1 yıl erteledik diyerek, özelleştirme karşıtı mücadeleyi soğutma çabası içerisine girecektir. Bir yılın kerameti ise seçimin tarihindedir. Oldukça geniş bir kesimin, şeker özelleştirmesinden rahatsız olacağını gayet iyi bilen hükümet, bu oy kaybettirecek işi seçimlerden sonraya bırakmak isteyecektir. Kötü olan ise, bu siyasi tercihini, şeker-iş sendikası kanalı ile bir başarı olarak çalışanlara ve çiftçilere yansıtacak böylece bu kalabalık oy potansiyelini kendi lehine çevirmeye çalışacaktır.
Özelleştirme programının açıklanmasından bu tarafa, düzenli olarak yapılan özelleştirme karşıtı çalışmalar sonunda ilk aşamayı kazandı diyebiliriz. Özellikle Şeker-İş Sendikası içerisinde şubelerin başını çektiği kurultay ve bölgesel mitingler, hükümete sürekli seçim öncesi vermiş oldukları sözleri hatırlattı. Bu konuda başarı yakalanmıştır.
Hükümet, bazı sendika şubelerinin eylem yapmamasına rağmen, bu sendikalarda potansiyel olarak davasına sahip çıkan işçilerin varlığını hissettiğinden, çok akıllı bir siyaset yoluna gitmektedir. Üç fabrikanın satışının hemen ardından yaklaşık 7 olması beklenen fabrikanın ilk ayakda kapanması için düğmeye basılacaktı. Ama buna cesaret edemedi. Sürekli olarak bu kararı biz almadık diyen hükümet, inanılmaz bir arzu ve heyecan ile bu özelleştirmeyi bitirmek istemektedir. Buna rağmen “ya bu karar bizim hükümetimiz tarafından alınmadı….biz mi istedik şekeri özelleştirelim diye” şeklinde beyanlar vermek yapılan siyasetin de seviyesini göstermektedir.
Şimdi hükümet bir aydır özelleştirme programını erteledi. Kimilerine göre, bu bir lütuf olarak algılanmalı.
Hükümetin özelleştirme sürecinden çekindiğini düşünmek tam anlamı ile bir aymazlık olacaktır. Burada sıkıntı, hükümetin seçim öncesi böyle bir manevra ile oy potansiyeli çok yüksek olan bir kesimi karşısına alıp alamayacağını tespit etmekte. Hükümet, gelecek seçimlerde kazanmaya dönük bir politika izleyecektir ve izlemek zorundadır. Özellikle Danıştay olayında ve Başbakanın son günlerdeki sert ve incitici tavırlarından kaynaklanan imaj yıpranmasına ek olarak hükümet şeker ve yan sanayi çalışanları ile karşı karşıya kalmayı istemeyecektir. Halka rağmen siyaset ile hükümette kalınamayacağını bilen bu siyasi grup da popüler davranarak seneye olacak seçimleri kurtarma peşine düşecektir.
Bu durumdaki bir hükümetin ilk yapacağı iş, hareketsiz kalarak, bu hareketsizliği şeker-iş sendikası ile ilintilendirerek, şeker-iş sendikası altında örgütlenen işçilere şirin görünmeye çalışmaktır. Bu hareketsiz kalma işi de 1 yıl olacaktır. Yani hükümet, şeker-iş sendikasına “bak ben bir yıl sana süre tanıyacağım. Sende bana karşılığında seneye bu özelleştirme ve kapatma işlerinin ağrısız sancısız olması için elinden gelen gayreti göstereceksin” diyecektir. Böyle bir pazarlığın sonunda, şeker-iş sendikası yanlış bir zaferi kutlar iken, kendi sonunun da başlangıcını hazırlayacaktır.
Bu eğer yukarıda verildiği gibi olursa, işçilere sendikası tarafından yapılan bir ihanet olarak tarihte yerini alacaktır.
Keza, bu konumdaki bir hükümet, şeker-iş sendikasının tavrı ne olursa olsun, şubelerdeki baskılardan dolayı özelleştirme ve kapatma işini bir yıl erteleyecektir. Çünkü, fabrikaların olduğu bölgelerden raporlar olumsuz çıkmaktadır. Vekiller, biz bu koşullarda bu bölgelerden oy alamayız uyarısında bulunmaktadırlar. Keza il ve ilçe teşkilatları işçi ve çiftçinin nabzını iyi tutmakta ve merkezlerine mesajları iyi taşımaktadırlar.
Genel eğilim, seçimlerden hemen sonra bu işler yapılacak, ve sonraki seçimlere kadar yara kapanacak ve halkımız bu davayı unutacakdır. Bu akıllıca ve rasyonel bir politikadır. Ama bu hükümetin siyasi kazanımları için rasyoneldir. Şeker camiası için değil. Şeker camiası ise, kendi geleceklerini hükümetin siyasi tercihlerine uygun olarak belirleme gafletine düşerse, bir sonraki seçimlerde kendi kozu olan önemli miktardaki oy potansiyelini de kaybedecektir. O potansiyel ortadan kalktığında, “bu işler masada çözülür” gafletine düşenler, masaya oturacak gücü kendilerinde göremeyeceklerdir.
Bu gün, kendi sonunu hazırlayan Pancar Üreticileri Birliğinin hükümet ile masaya oturacak gücü kendilerinde görememeleri gibi, şeker sendikası da çok yakında bu güçten yoksun kalacaktır. Özelleştirme davasını, sektörün varlık ve yokluk mücadelesi olarak göremeyen biz zihniyet, oturduğu her masada kaybetmek zorundadır.