Son günlerde gündemden düşmeyen ve daha bir süre tartışılacağı anlaşılan ”ithal doktor” konusunu, Türkiye’nin sağlık sorunlarının topluca ele alınmasını da gerektirdi. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Osman Erk , Cumhuriyet Gazetesi’nden Güray Öz’ün sorularını yanıtladı. – Tababet ve Şuabatın İcrasına Dair Kanun’un değiştirilmesi ile ilgili haberleri nasıl değerlendiriyorsunuz? OSMAN ERK – Konu […]
Son günlerde gündemden düşmeyen ve daha bir süre tartışılacağı anlaşılan ”ithal doktor” konusunu, Türkiye’nin sağlık sorunlarının topluca ele alınmasını da gerektirdi. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Osman Erk , Cumhuriyet Gazetesi’nden Güray Öz’ün sorularını yanıtladı.
– Tababet ve Şuabatın İcrasına Dair Kanun’un değiştirilmesi ile ilgili haberleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
OSMAN ERK – Konu tek boyutlu değil; bir yanda sağlık alanının özelleştirilmesi çabalarını daha genişletme, Arap sermayesine alan açma çabası var, diğer yanda AB ile sürdürülen tarama çalışmalarının sonucu olarak dikte edilen, kapıların öteki AB ülkeleri hekimlerine, ama tek taraflı açılması konusu var. Bir üçüncü boyut da belki bu diğerlerinin yolunu açmak içindir, Türk doktorlarını özlük hakları ve ücretler konusunda sıkıştırma çabasıdır.
– ‘İthal doktorlar’ın Türkiye’de yararlı ve başarılı olacaklarına inanıyor musunuz?
ERK – Kuşkularım var. Türkiye’de başarılı olabilmek için Türk insanını iyi tanımak, geleneklerini iyi bilmek gerekir. Sorun yalnızca teknik olarak hastalık değildir. Önemli olan, hastanın kendisidir. Tıp, mühendislik gibi bir dal değildir. Kaldı ki mühendislik bile ülkeyi iyi bilmeyi gerektirir.
DENKLİK SINAVI…
– Türkiye’ye gelecek hekimlerin denklik sınavından geçmesi gerektiğini düşünür müsünüz?
ERK – Yasada değişiklik yapılacaksa böyle bir sınav zorunludur. Örneğin ABD’de doktorluk yapmak istiyorsanız Board adlı uluslararası bir denklik sınavına girmek ve başarmak zorundasınız. Bu sınavın birinci maddesi de dildir. İngilizceye hâkim değilseniz bu sınavı geçemezsiniz. Türkiye’ye gelecek hekimlerin bu tür bir sınavı nasıl geçeceklerini doğrusu çok merak ediyorum.
– Başbakan Erdoğan, Türk doktorların maliyetinin yüksek olduğunu, eski Sovyet cumhuriyetlerinden gelecek hekimlerin ise 150 dolara bile çalıştıklarını söyledi…
ERK – Bu yanlış bir hesaplamadır. Ben 150 dolara çalışacak hekimlerin Türkiye’ye toplam maliyetlerinin, buna hesaplanması neredeyse imkânsız insan faktörünü, hasta sağlığını da ekleyin, çok büyük olacağı kanısındayım.
– Son günlerde sağlık kuruluşlarının, özellikle de devlet hastanelerinin zor durumda olduğu yönünde gazetelerde pek çok haber çıktı. Birkaç devlet hastanesinin iflasın eşiğinde olduğu söyleniyor…
ERK – Son değişiklikler, aceleye gelmiş, üzerinde derinlemesine düşünülmemiş değişikliklerdir. Bu değişikliklerin arkasında, sağlık alanını devletin görevi olmaktan çıkarma, tümüyle özelleştirme anlayışı yatıyor. Asıl yanlış işte budur. Halk sağlığının devletin görev alanından tümüyle çıkarılması doğru değildir.
Türkiye’de devlet, sağlık sistemini iyileştirmek istiyorsa özelleştirmelere öncülük etmekten vazgeçmelidir. Özelleştirmelerle ağır sağlık sorunları çözülmez. Yoksulların sağlık sorunları arka plana itilmiş olur sadece.
Türkiye’de sağlık sorunlarının iyileştirilmesi, önleyici tıp hizmetlerinin örgütlenmesinden geçer. Hastalıkların ortaya çıkmasını önlemek için çaba göstermeniz gerekir. Hijyen sorunlarına öncelik vermeniz, çocukların sağlıklı ortamlarda büyümesini sağlamanız gerekir.
Özelleştirmelerle ise yalnızca kâr esasına göre çalışan ve yoksulları ihmal eden bir sistem kurmuş olursunuz.
Cumhuriyet 01.03.2006