Birbuçuk yıl önce de teşebbüs etmişlerdi; özel okullara teşvik tasarısını, Cumhurbaşkanı veto etti, geri adım atmak zorunda kaldılar. Ama tasarının dönüşü ‘muhteşem’ oldu! Radikal iki gün boyunca manşet yaptı, biliyorsunuz, Özel Öğretim Kurumları Yasa Tasarısı Bakanlar Kurulu’nda. Yasa tasarısında, özel okullara ‘destek’ olacak her şey var. Burada ‘destek’ eski deyimle ‘hüsnü tabir’, yani güzelleştirilmiş terim, […]
Birbuçuk yıl önce de teşebbüs etmişlerdi; özel okullara teşvik tasarısını, Cumhurbaşkanı veto etti, geri adım atmak zorunda kaldılar. Ama tasarının dönüşü ‘muhteşem’ oldu! Radikal iki gün boyunca manşet yaptı, biliyorsunuz, Özel Öğretim Kurumları Yasa Tasarısı Bakanlar Kurulu’nda.
Yasa tasarısında, özel okullara ‘destek’ olacak her şey var. Burada ‘destek’ eski deyimle ‘hüsnü tabir’, yani güzelleştirilmiş terim, aslında, söz konusu olan düpedüz kaynak aktarımı. Nitekim, Yeni Şafak gazetesi, ‘Bütçede aslan payı eğitime’ başlığı ile müjdeyi vermiş (19 Ekim, sayfa 7). ‘Bütçede aslan payı özel okullara’ deseler daha doğru olurdu. Zira, tasarı, özel okul masraflarını vergiden düşme imkânını da kapsıyor. Lamı cimi yok, bu, vergi gelirlerini özel okul denilen eğitim ticarethanelerine akıtmak demek. Hem devleti asli kamu hizmetlerinin birinden uzaklaştıracaksınız hem de, bu görevi yerine getirmek için ödenen vergilerin de ticari kâra dönüşmesi için elinizden geleni yapacaksınız. Bu tam bir rezalet!
Vatandaşa neden doğrudan eğitim hizmeti vermeye, onu kaliteli hale getirmeye çalışmıyorsunuz da, bu kadar dolambaçlı bir yol izleniyor? Cevabı basit, eğitim alanında ayaküstü oluşan piyasayı canlandırmak, kârlarını artırmak! Kim demiş, devlet hizmet üretmez diye, tam tersine, özellikle de kamu yararının öncelikli olduğu alanlarda, kâr güdüsünün öne çıkması son derece zararlı olduğu için, devlet hizmet üretmekle mükelleftir. Eğitim ve sağlık, kamu yararının öncelikli olduğu temel alanlardır. Özel okul dediğiniz nihayetinde ticari kuruluştur; bana sorarsanız, özel eğitim tümüyle piyasa ekonomisi alanının dışında tutulmalıdır, bu çok önemli bir konudur ama şimdilik onu bir yana bırakalım.
Bu ülkede, Cumhuriyet’in kuruluşundan bu yana, yoksul ailelerden gelen yüz binlerce insan, makûs talihlerini eğitim yoluyla yenip, meslek, mevki sahibi oldu. Şimdi, kast sistemi, özel eğitim üzerinden yeniden ihya ediliyor. Dahası, ucuz kredi, SSK, Bağ-Kur’lular da bu sisteme dahil edilerek, düşük gelir grubundan insanlara da sus payı verilmeye çalışılıyor. Böylesi, vahşi kapitalizmin Türkiye’deki öncüsü Turgut Özal’ın bile aklına gelmemişti. Öğrencileri ondan daha mahir, daha pişkin, daha fütursuz çıktı.
Bu rezaleti, çağdaşlık, itirazları çağdışılık ilan edip satmaya çalışmanın cahillikten başka mazereti yok. Bırakın eğitim ve sağlık konularını, bakın ben beş yıldır, İngiltere’de ulaşım alanındaki bir özelleştirme tartışmasını izliyorum. Hatırlar mısınız veya haberdar mısınız bilmiyorum, beş yıl önce özelleştirilmiş tren şirketlerinden birinin (Railtrack) hattında bir kaza oldu, dört kişi öldü. Daha önce, 1997 ve 1999’da da iki kazada yedi ve 31 kişi hayatını kaybetmişti.
2000 yılındaki kaza bardağı taşıran son damla oldu, İngiltere birbirine girdi. Ulaşım sektörünün kâr amaçlı şirketlere devredilmesinin kamu yararını nasıl zedelediği, bunun demokrasiye aykırı olduğu sesleri göklere yükseldi, şirket kamulaştırıldı, dava ve tartışması hâlâ sürüyor. Daha geçenlerde, o zamanın Ulaştırma Sekreteri Stephen Byers, şirketin hissedarlarının kendisine yönelttiği suçlamalara karşı, neden kamu yararının ‘hissedarların çıkarları’nın üstünde tutulması gerektiği ve görevinin kamu yararını öncelemek olduğunu vurgulayan bir yazı yazdı (The Guradian, 15 Ekim 2005).
Bizim ‘Üçüncü Dünya liberalleri’ne, derin siyaset felsefesi ve tartışmaları alanlarında anlayıp dinlemeden papağan gibi aynı şeyleri tekrarlamak yerine, en azından gözlerinde çok büyüttükleri Batı ülkelerinin gazetelerini okumalarını tavsiye ederim. Bu konularda hükümete bir şey tavsiye etmek gereksiz, zira, özel sermayeye, vahşi kapitalizme, paraya/satışa/pazarlamaya iman etmişler, gözleri dünyayı görmüyor. Allah taksiratlarını affetmesin!