SOSYAL POLİTİKA VE İSTİHDAM Sosyal Alanlardaki kazanımlar, iş hukuku, istihdam edilen kadın ve erkek arasında muamele eşitliği, sosyal güvenlik, sağlık ve iş güvenliği gibi minimum stadartları içerir. Halk sağlığı alanında tütün ürünlerine ilişkin olarak ilerleme kaydedilmiştir. Halk sağlığına ilişkin olarak bazı bağlıyıcı kurallar getirilmiştir. (Sigara yasağı) Ayrıca kişiler arasında eşit muamele ilkesi kabul edilmekte ve […]
SOSYAL POLİTİKA VE İSTİHDAM
Sosyal Alanlardaki kazanımlar, iş hukuku, istihdam edilen kadın ve erkek arasında muamele eşitliği, sosyal güvenlik, sağlık ve iş güvenliği gibi minimum stadartları içerir. Halk sağlığı alanında tütün ürünlerine ilişkin olarak ilerleme kaydedilmiştir. Halk sağlığına ilişkin olarak bazı bağlıyıcı kurallar getirilmiştir. (Sigara yasağı) Ayrıca kişiler arasında eşit muamele ilkesi kabul edilmekte ve ırk, etnik köken, din ve ideoloji sebepleri yanında, cinsiyete dayalı olarak da ayrım yapılamayacağı hükme bağlanmıştır.
ESF (The European Social Fund), Avrupa Birliği’nin desteklediği istihdam stratejisinin tamamlanmasını öngören ve sosyal içerik çabalarına yönelik katkı sağlayan finansal organdır. Üye devletler Avrupa’ya özgü düzeyde sosyal dialoga ve istihdam politikası, sosyal koruma gibi konularda Avrupa Birliği politikası süreçlerine katılım sağlarlar.
Son İlerleme Raporundan bu Yana Kaydedilen Gelişme
Son ilerleme raporundan bu yana, Türkiye sosyal politika ve istihdam alanlarında (özellikle iş güvenliği ve sağlığı) ilerleme kaydetmiştir.
Mayıs 2003’te yürürlüğe giren iş hukuku sonrasında çeşitli düzenlemeler gerçekleştirilmiştir. Bu düzenlemeler; Nisan 2004’te uygulamaya giren Fazla çalışma, Vardiyalı çalışanlar için özel prosedürlerdir. Kısmi süreli çalışmada mesleki sağlık, güvenlik yada tam süreli çalışma ile ilgili uygulamalar Mayıs 2004’te yürürlüğe girmiştir. (Hatırlatma Notu: Eski düzenlemeden farklı olarak, haftalık çalışma süresinin, haftanın çalışma günlerine eşit olarak bölünerek uygulanması zorunluluğu kaldırılmış; böylece, haftalık çalışma süresinin çalışma günlerine farklı bir şekilde dağıtılabilmesi sağlanmıştır. Yeni düzenleme ile artık günlük çalışma değil, haftalık en çok 45 saati aşan çalışmalar fazla çalışmadır.)
Hedeflenmiş olan kazanımlardan genç işçilerin korunmasına yönelik olarak, çocukların genç işçilerin istihdam edilmelerine yönelik uygulamalar Nisan 2004’te yürürlüğe girmiştir. Bu düzenleme farklı çalışma şeklleri için minimum çalışma yaşını ve uygun çalışma alanlarını, çalışma koşullarını ve işverenin sorumluluğunu tanımlamaktadır. (Çalıştırma yaşı ve çocukların çalıştırılması yasağı bakımından madde, AB’nin 94/33 sayılı direktifine uygun olarak yeniden düzenlenmiş “çocuk” ve “genç” işçi kavramları getirilmiş, 15 yaşını doldurmamış çocukların çalıştırılması yasaklanmış, İstisnaen 14 yaşını doldurmuş ve ilköğretimini bitirmiş çocukların, nitelikleri belirtilen hafif işlerde çalıştırılabileceği kabul edilmiş, Ayrıca çocuk ve genç işçilerin çalıştırılabilecekleri işlerde esas alınacak hususlar ve çalışma süreleri, okula gidip gitmediklerine göre düzenlenmiştir.)
Ağır ve tehlikeli işlere ilişkin düzenlemeler Haziran 2004’te yürürlüğe girmiştir. (Onaltı yaşını doldurmamış genç işçiler ve çocuklar ağır ve tehlikeli işlerde çalıştırılamaz)
Kadın ve erkek arasında muamele eşitliğine ilişkin düzenlemeler Mayıs 2004’te yürürlüğe girmiştir.
Yeni iş kanunu çerçevesinde Haziran 2004 ve Ağustos 2004’te hamile ve emziren kadınlara ve gece çalışmalarındaki çalışma koşullarına ilişkin olarak yeni tamamlayıcı düzenlemeler getirilmiştir.Yeni kanun ile doğum öncesi ve sonrası çalışma yasağı 16 haftaya çıkarılmıştır. (Hamilelik süresince kadın işçiye periyodik kontrol için izin verilebileceği, verilecek doktor raporuna göre hamile işçinin hamilelik süresince ücretinden bir indirim yapılmaksızın sağlığına uygun daha hafif işlerde çalıştırılması yükümlülüğü getirilmiş, Ayrıca, emzirme izni de bu madde içinde düzenlenmiş ve günde 1.5 saat olduğu hükme bağlanmıştır.)
İş sağlığı ve güvenliği alanlarında birçok uygulama hedeflenen kazanımlar çerçevesinde yürürlüğe girmiştir. Bunlara ek olarak Aralık 2003’te minimum sağlık ve güvenlik gerekliliklerini sağlamak üzere titreşim,gürültü, güvenlik, görüntülü ekran ekipmanı ile çalışma, kimyasal maddeler, patlayıcı maddeler, biyolojik etkenler, asbest, elle çalışma, kişisel koruyucu ekipman kullanılması konusularında düzenleyici uygulamalar yürürlüğe girmiştir. Titreşim, gürültü ve asbest dışında tüm sayılanlar yayımlandığı tarih itibariyle yürürlüğe girmişlerdir.
Sosyal dialogu esas alan “Üçlü Tavsiye Kurulu”‘nun hayata geçirdiği kurallar ve prosedür düzenlemeleri 2004 Nisan’nda yürülüğe girmiştir. Bu kurul, hükümet temsilcileri, sendika konfederasyonları ve İşçi – işveren sendikalarından oluşur ve ilk olarak Mayıs 2004’te toplanmışlardır. Kurul’un görevi; çalışma yaşamı konularına ilişkin olarak, işbirliğini sağlanması, partiler arasında uzlaşmanın sağlanması ve bu alanadaki yasal gelişmelerin takibi konusunda tavsiyelerde bulunmaktır.
Halk sağlığına ilişkin olarak, Türkiye FTTC ile global bir anlaşma imzalamıştır. Bulaşıcı hastalıkların bildirimi ile ilgili olarak Şubat 2004’te yayımlanan yasa Ocak 2005’te yürürlüğe girecektir. HIV/AIDS ile mücadele amacıyla ilgili stratejiler geliştirilmiştir.
İstihdam politikasına ilişkin olarak, 2002 yılında %10,3 olan ortalama işsizlik oranı, 2003 yılında %9,0 olmuştur. 2003 yılında, kadınlarda işsizlik oranı %7,3 iken, bu oran erkeklerde &9,5 olarak gerçekleşmiştir. 2000 yılından beri azalan genel istihdam oranı 2002 yılında % 45,5 idi. Kadınların istihdam oranı küçük bir azalma ile %25,5 olurken, bu oran erkeklerde 2000 yılında belirlenmiş olan %70 ‘den 2002 yılında %65’e gerilemiştir. Türkiye İş Kurumun (İŞKUR) kurumsal kapasitesini geliştirmeye yönelik çalışmalarına devam etmektedir. İstihdam politikasının gözden geçirilmesi hakkında yapılan Ortak Değerlendirme Belgesine ilişkin çalışmalar (İŞKUR başkanlığında) Türk Yetkililer ile Avrupa Komisyon arasında başlamıştır.
Sosyal kapsayıcılıkla ilgili olarak, 50’den fazla işçi çalıştıran işverenlere özürlü ve eski hükümlü istihdam etme zorunluluğu %3 olarak Haziran 2004’te yürürlüğe girmiştir. (Yeni kanun ile %3 oranında eski hükümlü ve özürlü çalıştırma zorunluluğu %2’ye düşürülmüştür. Ancak Kanun, bir sonraki cümlesi ile, özürlü işçi sayısını toplam nisbetin yarısı olarak bağıtlamıştır ki, bu da % 3 nisbetine tekabül etmektedir.)
Sosyal koruma alanında Haziran 2004’te tasarı gündeme gelmiştir. ( Minimum prim katkı payının minimum maaş esaslı hesaplanması hk.)
Ayrımcılıkla mücadele konusunda herhangi bir gelişme kaydedilmemiştir.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın kapasitesi ile ilgili olarak, vasıflı eleman istihdam edilmiştir. Kalite Yönettim Sistemi ele alındığında organizasyon yapısının gelişiminde bir adım olarak düşünülebilir.
Genel Değerlendirme
İş hukuku alanındaki gözle görürür gelişmelere rağmen, ilgili müktesebata uyum için daha fazla çabaya ihtiyaç bulunmaktadır.
Türkiye’nin ilgili direktiflere tam uyum sağlanmasına yönelik bazı noksanlıkları belirtmesi gerekmektedir. Daha evvel bahsedilmiş konuların yanında toplu işten çıkarma, istihdam koşulları, aciz işçilerin korunması ve özellikle işçilere yönelik bilgilendirme ve danışma yükümlülüğü konularındaki direktifler bakımından söz konusudur.
Buna ek olarak bazı sektörler (örnek; 50’den az işçi çalıştıran tarım işletmeleri) iş hukukunun kapsamı dışında bırakılmıştır. (50’den az işçi çalıştırılan (50 dahil) tarım ve orman işleri
nin yapıldığı işyerlerinde veya işletmelerinde) Bu hedeflenen kazanımlar çerçevesinde yer almamaktadır. Sektörel çalışma saatleriyle ilgili talimatlar, Avrupa Çalışma Konseyindeki talimatlar ve çalışanların tayin, görevlendirme gibi hususlar halen beklemektedir. Ayrıca yeni iş kanununun etkili biçimde uygulanması sağlanmalıdır.
Türkiye çocuk işçiliğine ilişkin reformlarına devam etmelidir. Çocukların istihdam edilmesiyle ilgili yasalar biran önce düzenlenmelidir.
Kadın ve erkek arasıda eşit muameleye ilişkin olarak, Türkiye yeni işkanunun kadın ve erkek eşitliği ile ilgili olan bölümlerinin benimsenmesine ilişkin önemli gelişmeler kaydetmiştir. Bunun yanında anayasal değişikliklerin başlangıcı ve yapılan ek düzenlemelerin benimsenmesi konusunda da takdir edilir düzeyde aşama kaydetmiştir. Bunlara ek olarak, özellikle eşit ücret, istihdamda eşit muamele, ebveyn izni ve yasal ve mesleki sosyal güvenlik programlarında eşit muamele konularında daha fazla uyumlaştırma yapılması gerekecektir. Ek olarak iş kanunu hali hazırda alanı dışında kalan sektörleri ve teşebbüsleri içine alacak şekilde genişletilmelidir.
Sonuç
Türkiye’nin kanunların müktesebata uyum sürecinin başlatılması olumlu bir tavırla başlanmıştır ancak haln tamamlanamamıştır. Yasal ve idari alanlarda daha fazla çaba sarfedilmelidir.
Türkiye özellikle iş hukuku ile ilişkili cinsiyet eşitliği, ayrımcılığın engellenmesi, sosyal dialog ve sosyal koruma gibi alanlarda çabalarını sürdürmelidir. Avrupa standartlarının altında olduğu bilinen halk sağlığı konusunda ve sağlık için kullanılan finansal kaynakların arttırılması konusunda da gelişme kaydedilmelidir. Sosyal kapsayıcılığın teşvik edilmesi ve Avrupa İstiham stratejisinin geliştirilmesi öncelikli mesele olarak düşünülmelidir. Tüm sektörlerde idari kapasitenin güçlendirilmesine devam edilmesi gerekmektedir.
TAYLAN MATKAP
DOKTORA ÖĞRENCİSİ
İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ
Anabilim Dalı : Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri
NOT: AB İLERLEME RAPORUNUN ÇEVİRİSİNİN YANI SIRA PARENTEZ İÇİNDE İTALİK VE BOLD OLARAK YAPILAN YENİ DÜZENLEMELERE İLİŞKİN HATIRLATMA NOTLARI EKLENMİŞTİR. YENİ KABUL EDİLMİŞ OLAN 4875 SAYILI KANUN İLE GEÇMİŞTE UYGULANAN 1475 SAYILI KANUN ARASINDAKİ FARKLILIKLAR YER ALMIŞTIR