15 Ağustos Pazar günü yapılacak referandumla, Venezüella’nın seçilmiş başkanı Hugo Chavez’in yönetimde kalıp kalmayacağına karar verilecek.Bu referandumun sonucunun ne olacağı çok önemli olmakla birlikte, halkın % 80’inin yoksulluk sınırının altında yaşadığı, ülkenin doğal ve insani zenginliklerininse % 20’lik azınlığın elinde olduğu koşullarda süren uzun ve büyük bir sınıf mücadelesinin sadece küçük bir parçasını teşkil ediyor. […]
15 Ağustos Pazar günü yapılacak referandumla, Venezüella’nın seçilmiş başkanı Hugo Chavez’in yönetimde kalıp kalmayacağına karar verilecek.Bu referandumun sonucunun ne olacağı çok önemli olmakla birlikte, halkın % 80’inin yoksulluk sınırının altında yaşadığı, ülkenin doğal ve insani zenginliklerininse % 20’lik azınlığın elinde olduğu koşullarda süren uzun ve büyük bir sınıf mücadelesinin sadece küçük bir parçasını teşkil ediyor. Venezüellalıların çoğu, referandum sürecinin bir liderin kaderini belirlemekten çok, Bolivarcı devrimin/halkçı hareketlerin kapitalist İmparatorlukla karşılaşması gibi bir anlamı olduğunu biliyor. Medya aktivistlerine göre de bu durum sınıf savaşının bir tezahürü. Chavez iktidara gelmezden önce devrim sürecinin köklerini oluşturan örgütlü yoksullar da her ne şekilde olursa olsun devrim sürecini korumak için hazırlar.
Chavez, ülkeyi IMF’nin kemer sıkma programlarına mahkum eden çürümüş Perez iktidarına karşı yürüttüğü başarısız darbe girişiminin ardından yapılan seçimlerde oyların ezici çoğunluğunu alarak iktidara gelmişti. Perez döneminde halkın gösterdiği tepkiler, ayaklanmalar kolluk güçleri tarafından kanlı bir şekilde bastırılmış, binlerce kişi ölmüştü. Her ne kadar kimi sol örgütler Chavez’e kimi politikaları yüzünden hala kuşkulu yaklaşıyorsa da, Venezüellalıların çoğu Chavez’e karşı olanları, ülkeyi faşizmin kurallarına mahkum etmek isteyen kapitalist sınıfların safında görüyor. Yoksulların kapitalist imparatorlukla karşılaşması ise sadece oy sandıklarında değil, sokak ve mahalle direnişlerinde de olacak.
Venezüellalı devrimci hareketler, Chavez’in halkın ezici çoğunluğunun desteğini aldığına şüphesiz inanıyorlar. Ola ki, seçim sonuçları resmi yada bir başka şekilde Chavez’in kaybettiğini gösterirse, milyonlarca Venezüellalı bu sonuçları hileli sayacak ve bir ay sonraki seçimlere kadar beklemeyecek, anında sokaklara dökülecek. Muhtemel bir terslik karşısında acil bir halk ayaklanması örgütlemeye çalışan bu hareketlerin/örgütlerin niyeti tek başına Chavez’in yanında olduklarını göstermek değil; Bolivarcı devrimi bir sonraki adıma taşıyarak -halk meclislerinin doğrudan demokrasi deneyimleri vasıtasıyla- halkın üretim ve iletişim üzerindeki denetimini kurmak.
Karakas içinden ve dışından bağımsız medya aktivistleri, hileli bir referandum sonucuna dair üç muhtemel senaryonun altını çiziyor: (Referandum sorusu “Chavez gitsin mi?” şeklinde -Bolivarcıların oyu “Hayır”, Chavez karşıtlarının oyu ise “Evet”)
1) Resmi kanalların “evet”çilerin zaferini açıklaması
2) “Evet”, “Hayır” arasında teknik bir düğüm/denge oluşması; ki bu da devrimci süreci askıya almak için pazarlık unsuru olarak kullanılabilecektir.
3)Resmi sonuçlar açıklanmadan, Chavez karşıtı medya tarafından taraflı olarak “Evet”çilerin zaferinin açıklanması, ardından da bu medya kuruluşlarının Chavez’in hile yaptığını ilan ederek orta sınıfları sokağa dökmek için kışkırtıcı bir kampanya yürütmesi. Bunun ardından hızla, ülkede bir kontrolsüz şiddet ortamı yaratmak için kolları sıvayacak ve ülkeyi dış müdahaleye (barış gücü vs.) açık hale getirecek bir kargaşa ortamı yaratmaya çalışacaklardır.
Venezüella’nın hemen her bölgesinde Kolombiyalı paramiliter unsurların varlığı ve yakın zamanda gerçekleşen patlayıcı madde ve silah hırsızlığı olayları bu senaryoyu destekliyor.
Halkçı hareketler arasında, devrimci bürokrasi tarafından da meşrulaştırılsa bile her hangi bir hilenin kabul edilmeyeceği yönünde genel bir görü birliği var. Eğer bir hile gerçekleşirse, devrimciler kapitalist sınıflara karşı başkaldırı için anında harekete geçecek ve Başkan Chavez’i de bu başkaldırıya komuta etmeye davet edecek.
Bu senaryolara tabi olası eylem planları için, Pakamerika(batı yarıküredeki tüm ülkeler) ve Avrupa dahil pek çok ülkedeki dayanışmacı gruplar ve onlarca kentteki Bolivar çemberleri hazırlanıyorlar. Venezüellalı devrimciler referandum yaklaştıkça, uluslar arası destek için elçilikler, petrol istasyonları vs. önünde dayanışma eylemleri yapılması için çağrıda bulunuyorlar.
16 Ağustos Pazartesi, Bolivar devrimiyle kıtalararası dayanışma ve Küresel Eylem Günü ilan edildi.
Kaynak: indymedia.org
Çeviri: Sendika.Org