Güvencesiz çalıştırmanın, esnek üretimin, angaryanın, düşük ücretin, örgütsüzlüğün, Kamu sağlık kurumlarında taşeronlaştırma, yani son derece düşük ücretle, hiçbir sosyal ve ekonomik hakkı olmaksızın, son yirmi yıldır giderek yaygınlaşan bir uygulama oldu. Şimdiye kadar esas olarak destek hizmetlerinde uygulanan bu çalıştırma biçimi sağlık personeline ise yasal düzenlemesi olmaksızın fiilen uygulanıyordu. Örneğin devlet hastanesine gittiğimizde karşılaştığımız bir […]
Güvencesiz çalıştırmanın, esnek üretimin, angaryanın, düşük ücretin, örgütsüzlüğün, Kamu sağlık kurumlarında taşeronlaştırma, yani son derece düşük ücretle, hiçbir sosyal ve ekonomik hakkı olmaksızın, son yirmi yıldır giderek yaygınlaşan bir uygulama oldu. Şimdiye kadar esas olarak destek hizmetlerinde uygulanan bu çalıştırma biçimi sağlık personeline ise yasal düzenlemesi olmaksızın fiilen uygulanıyordu. Örneğin devlet hastanesine gittiğimizde karşılaştığımız bir hemşire hastanenin temizlik şirketinde temizlik görevlisi kadrosundan asgari ücretle çalıştırılıyordu. Bugün hastane otoparkları, kantinler, yemekhaneler, güvenlik ve temizlik hizmetleri hemen hemen tamamiyle taşeron şirketlere devredilmiş durumda.
Geçmişte hastanelerimizde “müstahdemler”, “kapıcılar”, “aşçılar”, “gece bekçileri” vardı. Maaşları asgari ücretle yoksulluk sınırı arasında da olsa iş ve emeklilik güvencesiyle çalışırlardı ve çalıştıkları kurumlara ‘ait’tiler. Şimdilerde aynı işleri taşeron firma işçileri yapıyor.Bu işçilerin hiçbir iş güvenceleri yok, asgari ücretle ve çoğu durumda sigortasız olarak çalıştırılıyorlar, “emeklilik hakkı” bir yana “emeklilik ihtimali” bile çok düşük
Taşeronlaştırmadan yarar sağlayan tek kesim ise ihaleyi alma becerisini gösteren firmalar oldu. Bir yandan karlarını arttırırken diğer yandan hastanelerin en etkili yapıları haline geldiler.
Şimdi ise yeni bir dönem başlıyor. Sıra hekim, hemşire ve sağlık memuru gibi sağlık hizmetinin ana unsurlarına gelmiş durumda.
SAĞLIKTA TAŞERONLAŞTIRMA HIZLANIYOR
“Sağlık ve Yardımcı Sağlık Personeli tarafından yerine getirilmesi gereken hizmetlerin satın alma yoluyla gördürülmesine ilişkin esas ve usuller” 05.05.2004 tarihinde Resmi Gazetede yayınlandı. Buna göre; Devlet Hastaneleri başta olmak üzere tüm kamu sağlık kurumları verecekleri sağlık hizmetini tamamen veya parça parça taşeron firmalara ihale yoluyla verebilecek. Artık daha fazla sayıda hemşireyi, sağlık memurunu temizlik firmasından değil sağlık firmasından çalıştıracaklar. Yine düşük ücretle, yine iş güvencesiz! İlk olarak Siyami Ersek Göğüs ve Kalp Damar Cerrahisi Hastanesinde açılan ihaleyi bir ay içerisinde Şişli Etfal Hastanesi ve Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi takip etti.
Taşeronlaştırma, başlangıçtaki iddiaların aksine hizmet kalitesinde herhangi bir düzelmeye yol açmadı. Çalışanlar açısından maliyeti çok ağır olurken, hastanelerden sağlık hizmeti alanlar açısından hizmetin paralılaşması, niteliğinin düşmesi ve zor ulaşılabilir hale gelmesi ile sonuçlandı.
SAĞLIK EMEKÇİLERİ UYGULAMALARA KARŞI ÇIKIYOR
Sağlık alanında yaşanan bu gelişmelere ilk tepki bu alandaki sendikalar ve meslek örgütlerinden oluşan “Sağlık Platformu”ndan geldi. Sağlık emekçilerini kölece çalıştırmayı hedefleyen söz konusu ihalelerin yapıldığı günlerde Siyami Ersek Hastanesi’nde, Şişli Etfal Hastanesi’nde ve Taksim Hastanesi’nde basın açıklamaları yapıldı. Açıklamada sürecin gelişimi, sağlık hizmetlerinin ihaleye verilmesinin sağlık çalışanları ve hizmeti alanlar açısından sonuçları belirtildi. İstanbul Tabip Odası, İstanbul Diş hekimleri Odası, DİSK Dev Sağlık-iş Sendikası ve SES İstanbul şubeleri adına yapılan açıklamada sağlık hizmetlerinin taşeronlaştırılamayacağı vurgulanarak “herkese eşit, ücretsiz , ulaşılabilir ve nitelikli sağlık hizmeti” talebi bir kez daha dile getirildi.
SAĞLIK EMEKÇİLERİ ORTAK MÜCADELEYE
Sağlık alanında yaşanan bu gelişmeler; Dünya çapında IMF ve Dünya Bankası reçeteleri ile uygulanan politikaların bir parçasıdır. Esasında sağlık hizmetlerini bir bütün olarak paralı hale getirerek piyasaya açma hedeflenmektedir. Bunu yapmak için sağlık çalışanlarının iş güvencesiz ve düşük ücretlerle çalıştırılması ve bunun için de sağlık çalışanlarının örgütsüzleştirilmesi gerekmektedir. Bu süreci durdurabilmek için, bir yandan kadrolu işçi- taşeron işçisi-memur-sözleşmeli tüm sağlık emekçilerinin ortak mücadele hedefleri doğrultusunda örgütlenmesi, diğer yandan da bu mücadelenin sağlık hizmetini alanlarla bütünleştirilmesi gereklidir.