Güvencesiz ve kuralsız çalışma tüm dünyada oldukça yaygın bir olgu. Bu olgu ülkemiz gibi sömürge ülkelerde olduğu kadar ABD gibi emperyalist ülkelerde de pek çok benzer niteliği taşıyarak yaşanmakta. ABD’de güvencesiz çalıştırma, konfeksiyon gibi emek yoğun sanayi kollarında ve hizmetler sektöründe özellikle göçmen işçiler (1) aracılığıyla devletin çoğu zaman göz yumduğu ve üstü kapalı onay […]
Güvencesiz ve kuralsız çalışma tüm dünyada oldukça yaygın bir olgu. Bu olgu ülkemiz gibi sömürge ülkelerde olduğu kadar ABD gibi emperyalist ülkelerde de pek çok benzer niteliği taşıyarak yaşanmakta.
ABD’de güvencesiz çalıştırma, konfeksiyon gibi emek yoğun sanayi kollarında ve hizmetler sektöründe özellikle göçmen işçiler (1) aracılığıyla devletin çoğu zaman göz yumduğu ve üstü kapalı onay verdiği bir şekilde sürmekte.
ABD’de sendikaların yanında güvencesiz çalıştırılan işçilere yönelik faaliyet yürüten pek çok işçi merkezi mevcut. Bunlar güvencesiz çalıştırılan işçilerin etnik kimliklerinin de etkisiyle genelde bu temelde örgütlenen kurumlar. ( Filipinli işçiler merkezi, Latin işçiler merkezi gibi…). GWC- Garment Workers Center (Konfeksiyon İşçileri Merkezi- KİM) bu konuda etnik kimlikleri aşkın bir biçimde esas olarak işkolu merkezli faaliyet gösteren nadir işçi örgütlerinden biri.
KİM, Los Angeles (LA)’da Ocak 2001’de açıldı. LA ülkenin konfeksiyon başkenti, 5 bin fason işyerinde 140 bin göçmen konfeksiyon işçisi çalışıyor. Bu işçilerin çoğu asgari ücretin altında ve fazla mesai ücreti nedir bilmeden, tehlikeli ve sağlıksız koşullarda fasonda (2) çalışıyor. Bazı işçiler için fazla mesai süresi günde 10 saati buluyor. Ortalama bir LA konfeksiyon işçisi sosyal güvencesiz bir biçimde yılda 14 bin dolar alabiliyor. (Ülkede kişi başına ortalama gelir 30 bin dolar civarında). Hasta oldukları için gelmediği günler ise aldıkları ücretten kesiliyor.
Konfeksiyon atölyelerindeki çalışma koşulları 1900lerin başındaki vahşi kapitalizm koşullardan farksız: “Makineler bir fabrikaya tıkılıyor, zayıf havalandırma yüzünden etraf toz parçacıklarından geçilmiyor. Yerler kirli ve fareler geziniyor. Lavabolar kilitli ve pis. Yüzlerce kadın ve erkek işçi tek bir lavaboyu paylaşıyor. Temiz su yok ve ışıklandırma berbat. Çoğu işçi ya hiç ara vermeden yada yemeğini çabuk yeme şartıyla kısa aralar vererek çalışıyor. Bazıları belli sayıda iş yapmadan lavaboya gidemiyor. Çoğu işçi makinesinden başını kaldıramıyor, birbirleriyle konuşmaları yasaklanmış. Fabrikalar ırklara ve dillere göre bölünmüş.” Bu anlatım Amerikan rüyasının gerçek yüzünü ortaya koymaya yetiyor.
KİM faaliyeti ilk olarak göçmen hakları kurumları tarafından gündeme getirilmiş. Yıllar boyunca ülkede ikinci sınıf insan muamelesi gören göçmenlerin hakları için mücadele eden bu örgütler, söz konusu mücadele içinde kölelik koşullarında çalışan konfeksiyon işçilerinden de sıklıkla yardım talebi almışlar. Zaman içinde devasa konfeksiyon sektörü içerisinde bu işçilerle birebir ilgilenmenin zorluğu üzerine sadece bu konuda faaliyet yürütecek bir işçi merkezi projesi gündeme gelmiş. Farklı etnik grupları temsil eden çeşitli göçmen örgütleri ile birlikte fason ve güvencesiz çalıştırmaya karşı mücadele veren işçi örgütlerinin de katkılarıyla Konfeksiyon İşçileri Merkezi kurulmuş.
KİM eğitim toplantıları, öncü işçi yetiştirme kursları, işyeri sorunları konularında yardım gibi hizmetler sunuyor. İşçilerin gelip çalışanlarla veya avukatlarla konuşabilecekleri toplantılar düzenliyor, işçiler paralarını alamadıkları zaman onların şikayet dilekçeleri yazmalarına yardım ediyor.
Merkez, doğrudan eylemi ve güvencesiz işçilerle ilgilenen diğer işçi örgütleri ile ittifakı savunuyor. KİM, konfeksiyon işçilerinin çalışma koşullarını düzeltmek için gerekli değişiklikleri talep etmeleri için etnik köken farkına bakmaksızın konfeksiyon işçiliği temelinde ortak hareket etme bilinci veriyor.
Devam eden eğitimler daha çok ücret ve çalışma saati gibi konularda yoğunlaşıyor. Burada işçilere diğer konfeksiyon işçilerine de aktarmak üzere temel işyeri haklarını anlatılıyor. İşçiler sağlık ve güvenlik toplantılarında işleri ile ilgili sağlık problemlerini tartışıyorlar.
İşçilerin ücretsiz arayabilecekleri Çince, Tayland dilinde, İspanyolca ve İngilizce dillerinde hizmet veren özel bir telefon hattı var. Böylece işçilere ödenmeyen ücretler, haksız işten çıkarma, taciz, güvencesiz çalışma koşulları ve ayrımcılık gibi konularda yardım edilmeye çalışılıyor.
Merkez ödeneklerini kar amacı gütmeyen kurumlardan alıyor. Yıllık bütçesi ortalama 380 bin dolar ve kurumda 6 kişi faaliyet gösteriyor. Mali sponsorluğunu Fason İzleme (Sweatshop Watch) örgütü yapıyor.
KİM aynı zamanda diğer işçi örgütleri ile birlikte fason üretim yapan markaları teşhir ve boykot kampanyalarına katılıyor ve bunları örgütlüyor.(3)
Onbinlerce konfeksiyon işçisinden % 1’inden daha azının sendikalı olduğu Los Angeles’da KİM yürüttüğü faaliyetlerin sonucu olarak işçileri sendikalaşmaya sevk ediyor. Ancak Merkez aktivistleri işçiler ve örgütlenme arasında derin bir uçurumun bulunduğu bölgede yürüttükleri çabaların ancak dolaylı ve uzun vadede sendikalaşmanın önünün açabileceğini, kısa dönemli faaliyetlerinin esas olarak işçileri hakları konularında bilgilendirmek ve onları en basit biçimleri ile de olsa kendi etnik kökenleri dışında başka bir eksende -işçi kimliği ekseninde- bir araya getirmek olduğunu belirtiyorlar.
ABD’de Güvencesiz Çalıştırma
Ülkede asgari ücret, çocuk işçiliğinin yasaklanması, işçilerin örgütlenme güvencesi üzerine pek çok yasa var. Ancak bu yasalar çoğu durumda sadece kağıt üzerinde kalıyorlar. Özellikle göçmen işçilere yönelik sosyal hak ihlalleri yaygın. Çalışma Bakanlığı çok az denetim yapabiliyor. Çünkü bütün işyerlerini kontrol edecek yeterli görevlisi yok ve söz konusu sosyal hak ihlallerinin cezaları da caydırıcı değil. (4)
ABD’deki konfeksiyon işçilerinin çoğunluğu göçmen kadınlardır. Genel olarak asgari ücretin altında ve fazla mesai almadan haftada 60-80 saat arası çalışmaya zorlanıyorlar. Meksika’da giyim sektörü işçileri ABD’deki göçmen meslektaşlarının % 70’i kadar verimli çalışıyorlar fakat onlardan % 10 daha fazla kazanıyorlar.
Çalışma Bakanlığı ülkedeki 22 bin dikimevinin yarısından fazlasında asgari ücret ve fazla mesai kanunlarının ihlal edildiğini tahmin ediyor. Bu işçilerin çoğu yangın çıkışlarının kapalı olduğu tehlikeli koşullarda, sağlıksız lavabolarda ve kötü havalandırmanın olduğu yerlerde iş görüyorlar. Hükümet konfeksiyon atölyelerinin % 75’inin sağlık ve güvenlik yasalarını ihlal ettiğini açıklıyor. Ek olarak işçilerin çoğu fiziksel ve sözlü baskılara maruz kalıyor ve işini kaybetmek veya sınır dışı edilmek korkusuyla bundan kimseye bahsedemiyorlar.